BBP Lideri Gaziantep`te

BBP Lideri Gaziantep`te

GAZİANTEP - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, avurupada son zamanlarda İslam karşıtı eylemler ve bununla birlikte Türk vatandaşlarının göçe zorlandığını söyledi. Yazıcıoğlu başörtüsü meselesi ve Vakıflar konunu ile ilgilide açıklamalarda bulundu. Gaziantep`teki Partisinin İl Divan Toplantısı`na katılan BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu Avrupa ülkelerinde Türk vatandaşlara yapılan saldırıların üzücü olduğunu belirterek, "Yangında hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah`tan rahmet diliyordum. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Almanya`da yangın sonrasında bizzat giderek incelemelerde bulundum. Türk ailemizin bu acılarını paylaşıyoruz. Bu acı bizim acımız. Avrupa`da İslam karşıtı hareketler son zamanlarda artmıştır. Irkçılık tırmanmıştır.Dolayısıyla bunun arkasında böyle bir niyetin olduğu konusunda kuşkum yüksektir. Orada yaptığımız incelemelerde de bu kuşkularımıza tırmandıracak bulgular tespit ettik. Tabi sonuç olarak kriminal incelemeler tamamlanmadan, yargı kararı olmadan kesin bir şey söyleyemeyiz. Çünkü orada bizim vatandaşlarımız kalıcıdır. Oradakiler oranın insanlarıyla birlikte huzur içinde yaşaması gerekmektedir. Vatandaşlarımız son zamanlarda göçe zorlanmaktadırlar. Bir takım ırkçılık faaliyetleri dini bağnazları olangruplar İslam karşıtı hareketlerini yoğunlaştırmaktadır. Buna devletlerin ne ölçüde katkı sağladığını görmek için o devletler neler yapıyor bunu bakmamız gerekiyor" dedi Türkiye`nin ekonomik olarak ciddi sorunlar olduğunu belirterek, "Türkiye`nin ekonomik sorunları arasında işsizlik geliyor. Kredi faizlerinin düşürülmesi gerekmektedir. SSK primlerinin indirilmesi ve dolaylı yada direk vergilerle yatırımcı ve sanayicilerin bunaltılmasından vazgeçilmelidir. Asgari ücretten vergi mutlaka kaldırılmalıdır. Yabancılara borsada inanılmaz avantajlar sağlayarak Türkiye`yi kalkındıramayız. Türkiye`nin bu iç ve dış sorunları devam ederken vatandaşımızın işsizlik yoksulluk bunaltırken Türkiye`nin özellikle adli makamlarda yetersizlik ve hukuk alanında yapılması beklenen bir yığın iş dururken farklı alanlarda gerilimler yaşanmaktadır" dedi Başörtüsünün vazgeçilemez Türkiye`nin örf adet ve geleneklerinden olduğunu ifade eden Yazıcıoğlu, "Başörtülü kızlarımız eğitimde bireysel haklarını istemektedir. Başörkülü kızlarımızın sosyal hayata katılması mutlaka sağlanmalıdır. Türkiye gerçek anlamda laik ve demokratik bir ülke olacaksa bunların önünü açılmak zorundadır. Baş örtüsü ile ilgili yasakların kaldırılması girişimleri olumludur ancak yetersizdir. Kimileri bu açılımları bile hazım edemiyor ve Türkiye`nin Laik yapısının bozulacağını Cumhuriyettin vazgeçileceği kamplaşmaların olacağını ve kaosları olacağını iddia edenler gerilim yapmaya çalışmaktadır. Bunları doğru bulmuyorum.Toplumu bu kadar germenin ülkemizin korkular haline getirilmesi kimseye fayda sağlamaz. Türkiye`de yasaklar kalkarsa sorunlarda kalkar. Gerilimi nedeni yasaklardır. Yasaklar sürdükçe kamplaşmalar olur. Yasak olmazsa kimse kimseden rahatsız olmadan beraber okuyacak ve çalışacaklar. Bizim kültürümüz milli değerlerimiz budur. Bizde baskı yoktur. Başkasının özelhayatını karışma yoktur. Bunu yasalarla zorlamanın bir anlamı yoktur. Ben üniversitelerimizde böyle bir kamplaşma olacağı kanısında değilim. Yeterki yasaklar kaldırılsın. Açık ve kapalıların özgürlükleri teminat altına alınsın. Yeter ki insanların hakları elinden alınmasın. Böyle bir Türkiye istiyoruz ve kavga yanlısı değiliz" diye konuştu. Mecliste görüşülmeye başlanan Vakıflar yasasının da sorunlar çıkarabileceğine dikkat çeken Yazıcıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü, "Şu anda gündemde vakfılar yasası var. Bu çıkartılmak istenen yasanın milli menfaatlere aykırı olacağına düşünüyorum. Milli menfaat ve çıkarlarına aykırıdır. Bu yasa tamamen yabancı küresel sermayenin daha kolay ülkemize girmesini için kapı açacaktır. Milli varlıklarımıza sahip çıkamayanlar orada bizim haklarımızı koruyamayanlar şimdi bonkörce bir takım hakları vermeye çalışmaktadır. Bu çıkartılmak istenen vakfılar yasası ile bazı azınlık cemaatlere olan üstü rant devredilecektir".Yazıcıoğlu, Avrupa Birliği tarafından uzun süredir Lozan anlaşmasının delinmesi yönünde girişimlerinin olduğunu ileri sürerek, "Türkiye`nin temel belgesi Lozan anlaşmasıdır. Bu uzun zamandır delinmeye çalışılıyor patrikhane lehine. Ekümenlik diye hitap ediyorlar. Ekümenlik uluslararası bir güç aktarımının üzerinde bir güç demektir. Dolayısıyla da patrik hanenin ekümenlik ilan edilmiş olması Türkiye yasalarının üstünde bir güvenceye kavuşması demektir. Bu vakıflar yasasıyla, İstanbul`daki Fener Rum patrik hanesi çevresindeki bütün eski vakıf eserlerinin buraya devri söz konusudur. Dolayısıyla aynen Vatikan gibi uluslararası hukuk güvencesi altına girmiş ve yerel hukukun müdahale edemediği bir alan oluşacaktır. Buda İstanbul`da bir Vatikan demektir. Zaten AB`nin uzun zamandır sağlamak istediği buydu. Biz buna karşıyız" şeklinde konuştu.



Güncel 25.10.2016 05:52:18 0

İlginizi Çekebilir

1

TÜBİTAK Araştırma Projeleri Adana Bölge Yarışması Sergisi açıldı

2

Çocuklar Akkuyu NGS'yi gezerek, nükleer enerji hakkında bilgilendirildi

3

Antalya'da denizde mahsur kalan genç, insansız cankurtaran ile kurtarıldı

4

Antalya'da "Yapay Zeka ve Oyun Teknolojileri Programı" düzenlendi

5

Yeni Renault Captur'un dünya lansmanı gerçekleştirildi

6

Türk Telekom'dan çevreci veri merkezi çözümleri

7

Arçelik Genel Müdürü Can Dinçer: "Antalya ve çevresi, yenilenebilir enerji dönüşümünde öne çıkacak"

8

Hava savunma sistemleri 2024'te vatanı uçtan uca koruyacak

9

Adanalı öğrenciler otonom su altı aracı "ALESTA" ile Singapur'da yarışacak

10

e-ATA, Türkiye'de ilk kez Gaziantep'te test edildi