MERSİN - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, "Deniz Feneri" davasının Türkiye`de görülmeye başlanacağını ancak yargılamanın Almanya`daki gibi olmayacağını ve dosyanın örtbas edileceğini ileri sürdü. CHP Mersin İl Başkanlığı tarafından Kongre ve Sergi Sarayı`nda düzenlenen `Cumhuriyet ve Gençlik` konulu söyleşiye katılan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, burada partililerin sorularını da yanıtladı. Din adına insanların kandırılıp, maddi kazanç elde edilmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, kendilerini asıl rencide eden konunun da bu olduğunu dile getirdi. Kılıçdaroğlu, "Bunlar, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen insanlardır. Bunları iyi tanıyın. Bunları çok iyi tanımamız lazım. Bakın `Deniz Feneri Davası`na. Alman hakim çıkıp asıl faillerin Türkiye`de olduğunu söylüyor. Peki nerde bu failler? Devletin kurumlarında. Birisi Zahid Akman değil mi? RTÜK`ün başkanı değil mi? Ama her nedense ısrarla yerinde duruyor. Ve çıkıp televizyon ekranlarında; `Başbakan benim arkamda` diyor. Eğer senin arkanda duruyorsa, o zaman Başbakan da bu işin içinde" diye konuştu. Deniz Feneri Derneği`nin, Türk Kızılayı`ndan önce bağış topladığını ve bu yetkinin kim tarafından verildiğinin de sorgulanması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili Almanya`da açılan davanın Türkiye`ye geleceğini ancak oradaki gibi bir yargılamanın söz konusu dahi olmayacağını ileri sürdü. `Deniz Feneri` davası Türkiye`de görülmeye başlasa dahi dosyanın örtbas edileceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bu işin peşini bırakmayacaklarını ve bir tutuklama kararının çıkmasını bekleyeceklerini dile getirdi. Cep telefonlarının alınan bir yargı kararıyla birlikte dinlendiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanlığı`nın jandarmanın dinleme talebini reddederken, Emniyet Genel Müdürlüğü`nün dinleme yetkisinin ise iptal edilmediğine dikkat çekti. Demokraside insanların haberleşme özgürlüğü olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak bugün gelinen noktada söz konusu özgürlüğün ortadan kaldırılarak bir `korku imparatorluğu` yaratıldığını, tüm bu yaşanılanların da asla unutulmaması gerektiğini söyledi. ERGENEKON DAVASI `Ergenekon davası` ile ilgili de açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, suçlu neredeyse ve her kim olursa olsun yargılanmasından yana olduklarını ifade ederek, "Yaşamı boyunca siyasi düşünceleri nedeniyle asla bir araya gelmeyecek insanların, aynı havuzda toplayarak `Ergenekon` diye alıp götürürseniz işte orada bir sorun var demektir. Burada hukuk katledilmiştir. Şu anda bizim yaşadığımız 21. yüzyılda hukukun katledildiğini görüyoruz. Adamı alıyorlar içeriye ve adam içeride ölüyor. Bu yeni bir vukuat mı?Elbette ki değil. Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın tutuklandığında da hukuk katledildi. Kendisinin yüzlerce yıl hapsi istendi. Ama sonu ne oldu; beraat. Peki bu adam neden bu kadar içeride yattı? Hukuk devleti bunu sormaz mı? 17 aydır içeride yatıyor ama daha neyle suçlandığını bilmiyor. Hangi çağdaş ülkede böylesi bir durum var? Bize diyorlar ki Avrupa Birliği (AB). AB, kendi yandaşlarına dokunulduğu zaman kıyameti kopartıyor, peki burada niye sesini çıkartmıyor? Hukuksa hukuk, insansa insan, adaletse adalet. Siz farklı bir ülkeyi mi gözlüyorsunuz? Kendilerine maşa olan bir ülke kurmak istiyorlar, bunun için de biz AB`nin uyguladığı çifte standart nedeniyle onları eleştiriyoruz" dedi. Deniz Sarı adlı genç bir partilinin gözyaşları içinde Mustafa Kemal Atatürk`ün hayatını anlatan `Mustafa` adlı filmin Atatürk`ü tam olarak anlatmadığını, bu konuyla ilgili bir şeyler yapıp yapmayacağını sorması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:"Biz bir kişi kalsak dahi mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz çağdaşlaşma yolundaki mücadelemizi büyük bir kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Onların anlattığı anlamda bir Deniz Feneri değil, gerçek anlamdaki Deniz Feneri olursanız, gerçek anlamda bu ışığı ve aydınlanmayı Anadolu`nun bütün köşelerine elbirliğiyle taşırsanız işte o zaman amacımıza ulaşırız. Bunları da Yüce Divan`a göndeririz. Zaten gidecekler de, bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Bize yetki verin. Başta Erdoğan ve onun bakanları Yüce Divan`a gidecekler." "CHP YENİ PARTİ PROGRAMIYLA TÜRKİYE`NİN AYDINLIK YÜZÜ OLACAK" Bir partilinin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve CHP yönetimine ilişkin sert eleştirilerine de yanıt veren Kılıçdaroğlu, eleştiriye her zaman açık olduklarını ancak yapılan eleştirilerin partiyi doğruya yöneltme amacına hizmet etmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Biz de sizin yapmış olduğunuz eleştirileri zaman zaman dile getiriyoruz. Demokrasilerde en sert eleştirilen kişiler politikacılardır. Kimi politikacının yüzüne pasta vurulur, kiminin sırtına yumurta atılır. Kim sert eleştirilere hedef olur? Elbette ki politikacılar. Bu sadece bizim ülkemize özgü bir şey değil, tüm dünyada böyledir. Neden? Çünkü politikacı ülkeyi yönetmeye taliptir. `Ben ülkeyi yöneteceğim` demektedir. Ülkeyi yöneteceksen, halkın bütün sorunlarına yanıt vermek zorundasın. Biz de bunun için eleştirileri hoşgörüyle karşılayıp, onlardan ders almaya çalışıyoruz. Aralık ayında `Tüzük Kurultayı` olacak. Bizim parti programımız yenileniyor. Daha çağdaş ve daha güzel, 21. yüzyıl Türkiye`sine yakışan bir parti programı hazırlayacağız. Bizim tüzüğümüz değişecek. Yeni bir yapılanma ve yepyeni bir anlayışla partiyi daha farklı bir yere taşıyacağız. Tüm bunlar dün Parti Meclisi`nde görüşüldü, bugünde partimizin il başkanları bu konuyu görüşüyor. Yakından göreceksiniz; CHP yeni parti programıyla Türkiye`nin aydınlık yüzü olacak" dedi. Öte yandan panelde bir dinleyici, Kemal Kılıçdaroğlu`na yönelik olarak, "Dikkat et de Deniz Baykal seni de harcamasın" ifadesini kullandı. Diğer partililer bu sözlere tepki gösterirken, kendisine söz hakkı verilmediğini gerekçe göstererek görevlilerle tartışan bir kadın
