?Şeker Adam? yazısından sonra kendimi toparlamak için iyi uğraştım. Şaka değil insülin tedavisiyle birlikte iki bacağımdaki ağrıyla mücadele etmek tam bir ıstırap oldu. Aslında bir şey itiraf edeyim mi? Sanki ben hastalığı çok sevdim! Göreceksiniz herkese ?biliyor musun ben şeker Adam oldum.? diyorum.
Hatta bazen daha da ileri gidiyorum. Bacak ağrılarından çektiğim ıstırabı ballandıra ballandıra anlatıyorum. Zannedersiniz ilgi ve dikkat çekmek isteyen bir çocuğa dönüştüm. Kim bilir, belki de insanlara kendimi acındırıyorum!
Etrafımdaki insanlarında yaklaşımları çok ilginçti! Gerçekten hastalık deyince insanlarımız tüm samimiyetlerini takınarak yardımcı olmaya çalışıyorlar. Kaplıca önerenlerden ot çöp tedavisi önerenlere kadar herkes bir şeyler söylüyorlar. En son birkaç kişi tedavi olarak bir hocaya okutmamı tavsiye ettiler.
Ama ısrarla bir psikoloğa veya psikiyatra gitmemi önerenlerin sayısı da az değildi! Ben ise doktorlarımın verdiği ilaçları düzenli kullanmaya devam ettim.
Örneğin Konya Meram Araştırma Hastanesinde endokrinoloji doktorum Doç.Dr. Cevdet Duran takibinde olan şekerim 350?lerden 100?lere düştü.
Bu sonuçlara göre insülin tedavisini bıraktık. Hapa geçtik. Diyet ve spora devam ediyoruz. Çok şükür şeker kontrol altına alındı.
Bu yazıda hayata merhaba demeyi düşündüğüm için fazla ayrıntılarda kaybolmak istemiyorum. Mesela Hastane ve doktorum hakkındaki izlenimlerimi sonraki yazılarıma bırakıyorum.
Şeker tamamda şu bacak ağrılarım yok mu onu tedavi etmek çok zor oldu. Geçen yaz hayatımda ilk defa kaplıcaya gittim! Nereye mi? Afyon Sandıklı kaplıcalarına gittik.
Belediye işletiyormuş. Çok güzeldi. Şimdiye kadar gitmediğim için pişmanlık duydum. Hatta ayıptır söylemesi orada çamura(!) bile yattım. Sizlere de tavsiye ederim. Benim gibi illa hasta olmayı beklemeyin.
Tabii kaplıca hemen ağrımızı sızımızı kesmedi. Birde deniz keyfi yapalım dedik. Keyif lafı sözün gelişi söylendi. Düşünün ağrı sızı çekerken neyden keyif alınır ki? Burada bir görgüsüzlük yapayım. Denize nerdeyse her insana birkaç sokak köpeği düşen bir yere gittik. Bu ünlü yeri bilirsiniz.
Bu ünlü ilçemizin Belediye başkanı geçen aylarda üç dört dönemdir seçildiği partisi DP?yi bırakıp CHP?ye geçmişti. Ben de lafı çok dolandırdım. Kısaca Bodrum?a gittik. İlk dikkatimizi çeken şey her tarafın sanki sokak köpekleri tarafından istila edilmiş olmasıydı.
Şimdi diyeceksiniz iyi ama sen önce ?Dünya Kenti Konya?nın? sokaklarına bak! Cıs! Öyle Konya?nın Zafer Meydanında bile sürüler halinde gezen sokak köpekleri konusuna şimdi girmeyelim.
Yukarıda söyledik ya bu yazıda ayrıntıya girmeyeceğiz. Çok şükür artık fizik tedavi doktorumuzun sabırla uyguladığı tedaviyle de ağrı sızıdan hemen hemen kurtulduk. İsim verelim mi? Tabii ki verelim.?Marifet iltifata tabidir? sözünü dikkate alırsak
Beyhekim Fizik Tedavi Hastanesi Uzman Doktoru Ali Yavuz Karahan?dan da bahsetmeliyiz.
Ama sözümüzde durarak doktorlarımız ve hastaneler konusunda ayrıntılara girmeyelim. Onlar ayrı ayrı yazıların konuları olmalılar.
İnşallah bundan sonra haftalık yazılarımızla sizlerle buluşuruz. Tabi sözümüz sağlığa! Allah kimseye dert verip derman aratmasın. Öyle durumlarda da ?sabır? ve ?şükür? etmesini bilelim. Sağlıcakla kalın.
