Geçen yazımızda büyük oğlumuz başka bir deyişle Beyaz Lalemiz Mesut?un hastalığından bahsetmiştik. Çok şükür hastaneden taburcu oldu. Bir süre daha ?sarılık? hastalığı evde takip edilecek. Son tetkiklerde sonuçlar normale yakın çıktı.
Bizlerde normalleşmeye başladık desem yeridir. Birden farkına vardık ki ülke gündeminde birçok konuyu atlamışız. Aslında yerelde geneli yazmaya çalışmak bazılarına anlamsız gelebilir. Tabi biz öyle düşünmüyoruz. Özellikle yerel gazetelerin İnternet Siteleri yereli genele çeviriyor.
Yinede sizlere öyle muhalefet diliyle ?Teröristlerle Müzakere, Akil Adamlar, Silivri, Ergenekon, TC, Türksüz Anayasa? gibi boyumuzu aşan konulardan bahsetmeyeceğiz. Hatta bundan sonraki yazılarda da o konuları ele almaya gerek yok diye düşünüyorum.
Pekâlâ. Neden?
Sayın Bahçeli?nin Bursa ve Osmaniye mitinglerinden dolayı olabilir mi? Ya da 20 Nisan 2013 Cumartesi günü saat 13.00 de yapacağı İzmir Bayrak Mitingi de bir sebep olabilir mi? Ne dersiniz. Hatta daha 8 Miting yapacakmış!
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş?ın çeşitli illerde ?Milli Kahramanlarımız? adını verdikleri salon toplantıları da ayrı bir sebep gibi geliyor bana! Öyle ya Türk Milletine hizmet etmek için çalışan siyasi parti liderleri elbette bizlerden onlarca kat daha etkili olurlar:
Sadece bu iki liderin duruma vaziyet etmesi yetmez, diyebilirsiniz. Ana muhalefet Partisi, Türkiye Gençlik Birliği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Ülkücü hareket gibi kuruluşların da ülkenin gidişatına kayıtsız kalmadığı görülüyor.
Sadece onlar mı Meclis dışında kalmış İşçi Partisi, Demokrat Parti gibi partilerde gidişat konusunda tavırlarını ortaya koyuyorlar.
Burada Milliyetçi Merkez Sağ Parti olarak DP?ye çok büyük görevler düşüyor. Başka Partilere giden oylarını geri alsalar Türkiye?nin kaderi değişir!
Milliyetçi/Ulusalcı aydınların tepkilerini görmezden gelmek olmaz. Hatta ?Milli Anayasa Forumu? Gurubunu da unutmamamız lazım.
Yukarıda saydığımız bir takım kişi ve kuruluşlar artık ülke meseleleri konusunda seslerini yükseltmeye başladıklarına göre artık bize susmak düşer! Sizce susabilir miyiz? Hz. Peygamber ne diyordu? ?Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!?
Biz dilsiz şeytan olamayacağımıza göre demek ki yine yazmaya devam edeceğiz! Hatta yukarıda bahsetmeyi unuttuğumuz kişi ve kuruluşlar da konuşmaya ve yazmaya devam edeceklerdir.
Bizde yine başa döndük! Genel, boyumuzu aşan konuları yazmamıza gerek yok derken kendimizi Hz. Peygamberimizin sözüyle yazmaya mecbur bıraktık. Eh ne de olsa dilsiz şeytan olma endişesi var!
Merak etmeyin. Bahardan, çiçekten, böcekten bahseden yazılarda yazmaya çalışırız. Ne de olsa Türk Milleti her zaman Çağdaş Kuvayı Milliye Ruhunu canlı tutmuştur. Bugünde gelişen olaylar Milli Bilincin artmasına sebep olmaktadır.
Yükselen Milli Şuur Milli Birliğimizin de teminatıdır. Cumhuriyetle birlikte akla ve bilime dayalı düşünce sistemine geçmiş Türk Milleti her zaman zorlukların üstesinden gelmesini bilmiştir. Yani akıllıdır. "Akil"siz değil!
