Bahçeli, gündemi değerlendirdi

Bahçeli, gündemi değerlendirdi

ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanlığı`na bağlı bir birim tarafından "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" başlığı ile hazırlandığı iddia edilen belgede hükümete yönelik demokrasi dışı müdahale arayışının açıkça görüldüğünü belirterek, "İddialar Türk Silahlı Kuvvetleri`ni zan ve töhmet altında bırakacak kadar ağır ve ciddidir. Olayın aydınlatılması için Genelkurmay Askeri Savcılığı`nın vakit kaybetmeden soruşturma başlatmış olması, bu açıdan son derece önemlidir" dedi. Deniz Feneri davasına adı karışan RTÜK Başkanı Zahid Akman`ın hukuki süreçte aklanana kadar görevden ayrılmasının sağlanması gerektiğini savunan Bahçeli, Erdoğan ve Büyükanıt`ın Dolmabahçe Sarayı`nda o dönem gerçekleştirdikleri özel görüşmede demokratik rejimi ilgilendiren bazı hassas konuların veya çok özel şahsi meselelerin ele alındığını da ileri sürdü. Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı`nda yaptığı konuşmada, yasa gereği Adalet ve Kalkınma Partisi kontenjanından Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanlığı`na seçilen Zahid Akman`la ilgili yaşanan tartışmaların, dürüstlüğü ağzından düşürmeyen AK Parti zihniyetinin gerçek yüzünü ortaya çıkartması bakımından anlamlı olduğunu kaydetti. Türk milletinin yardımlaşma geleneğini ve temiz din duygularını hırsızlık aracı haline getiren Deniz Feneri soygunculuğu karşısında Başbakan Erdoğan`ın "temiz bir arkadaş" olduğunu söyleyerek kefil olduğu RTÜK Başkanı`nı korumak için çırpınmasının bu açıdan yadırganmaması gerektiğini söyleyen Bahçeli, "Hakkında çok ciddi iddialar bulunan ve bu nedenle mahkeme tarafından mal varlığı üzerine tedbir konulan bu `temiz arkadaşının` yargı sürecinin selameti ve asgari ahlakın gereği olarak kamu görevinden istifa etmesinin gerekmediğini savunan Başbakan`ın bu tavrı bizi şaşırtmamıştır. Bu konuda Başbakan Yardımcısı olan hükümet üyesinin durumu vicdanına sindiremeyip, açıkça ve yüksek sesle haklı eleştiri ve istifa çağrısı `kendi görüşü` olduğu gerekçesiyle Başbakan Erdoğan`dan dönmüş ve bu noktada Başbakan aslında kendisine yakışanı yapmıştır. AK Parti bünyesinde bulunan sağduyu sahibi insanların Başbakan`a itidal ve adalet yolunu gösterememeleri, gösterenlerin de yalnız kalmaları, Başbakan`ın giderek kirlenen ve kirlendikçe öfkesi artan siyaseti açısından en büyük bir talihsizliktir. Bu tartışmalar, Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin atadığı bir görevlinin işgal ettiği makamdan soruşturmanın selameti ve aklanması açısından istifa etmekten kaçınmasının nedenini ve bu cüreti kimden aldığını ortaya koymuştur. Başbakan`ın bu konudaki konumuna ayarlama yaparak kamu adına savcılık değil, bizzat avukat rolüne soyunduğu bu süreçte ortaya çıkan gerçek şudur; AK Parti`nin sahte ampulü ile Deniz Feneri`nin sararmış ışığı aynı kirli yolu aydınlatmaktadır" şeklinde konuştu. Bahçeli, Başbakan Erdoğan`ın bu konuda yapması gerekenin, bu davaya adı karışan RTÜK Başkanı`nın hukuki süreçte aklanana kadar görevden ayrılmasını sağlamak olduğunu savundu. Başbakan ve AK Parti`nin bu şaibeden kurtulması ve vicdanlarda aklanmasının yegane yolunun bu olacağını söyleyen Bahçeli, "Şeref ve haysiyet sahibi olmanın ilanı, inançları paravan yaparak meydan okumakla değil, yargı nezdinde hesap vererek ve vermeyi kolaylaştırarak aklanmakla mümkündür. Aksi halde Adalet ve Kalkınma Partisi`ninkısaltması olan AKP yerine AK Parti denilerek ne siyaset ağaracaktır, ne çalınmış kara lekeler, laf ebeliği ile ak-pak hale gelecektir. AKP de desek, AK Parti de desek yüzünüz hep kara kalacak ve ilelebet de böyle anılacaktır" dedi. "İSRAİL İLE HİÇBİR ANLAŞMA YAPMADIK" MHP lideri Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi`nin mayın yasasına haklı tepkileri karşısında sıkışan Başbakan Erdoğan`ın dikkatleri başka yerlere çekerek sinsi niyetlerini örtme telaşına düştüğünü ileri sürerek, şöyle devam etti:"Bunun için de hükümet ortağı olduğumuz 57. hükümet döneminde İsrail ile gizli anlaşmalar yapıldığı, gizlilik kaydı olmasa bunların açıklanabileceği yalanına sarılmıştır. Başbakan`ın siyasi ahlak zafiyetinin derinliğini gösteren bu hezeyan karşısında, bizim dönemimizde İsrail ile yapılmış hiçbir gizli anlaşma olmadığını buradan açıkça belirtmek ve kendisini dürüst ve namuslu olmaya davet etmek isterim. Edep ve mertlik tartışmasıyla bu hasletlere sahip olduğu izlenimi yaratmaya çalışan Başbakan`ın şimdi yapması gereken, mertliğin gereğini yerine getirerek, iddia ettiği gibi böyle bir anlaşma varsa bunu açıklamak ya da özür dileme erdemini göstermeye çalışmak olacaktır." Bahçeli, Başbakan Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt arasındaki Dolmabahçe görüşmesi etrafında süregelen spekülasyon ve tartışmalar ile Başbakan`ın son beyanlarının, bu konuyu esrarlı bir mecraya soktuğunu söyledi. Başbakan Erdoğan`ın kendisiyle birlikte mezara gideceğini söylediği görüşmenin içeriğini açıklamanın Genelkurmay Başkanı`nın takdirine kaldığını belirtmesinin `şantaj` anlamına geldiğini iddia eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dolmabahçe`de iki yetkili arasında devlet işleri ve güvenlik konularında mahrem bir görüşme yapıldıysa, bunun devlet sırrı kapsamında kamuoyuna açıklanmaması devlet geleneklerinin doğal bir icabı sayılacaktır. Ancak, Başbakan`ın Genelkurmay Başkanı isterse bunu açıklayabileceğini söylemesi, ele alınan konuların göreve ilişkin devlet sırrı kapsamına giremeyeceğini göstermektedir. Hal böyle ise Dolmabahçe görüşmesinde demokratik rejimi ilgilendiren bazı hassas konuların veya çok özel şahsi meselelerin elealındığı tahmininde bulunmak yanlış sayılamayacaktır. Bu durumda görüşmenin içeriğinin açıklanmaması, bu konudaki spekülasyonları daha da arttıracak, herkes kendisine göre bir kanaat oluşturacak ve bir sonuca varacaktır. Bu bakımdan konunun çok ciddi bir demokrasi sorununa dönüşmesini önlemek ve görüşmenin iki tarafını ve temsil ettikleri kurumları şaibe altında kalmaktan kurtarmak bakımından, sır perdesinin kaldırılması gerekli ve kaçınılmaz olacaktır. Devlet ciddiyeti ve sorumluluğunun gerektirdiği hareket tarzı budur." İRTİCA İLE MÜCADELE EYLEM PLANI MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yedi yıla yaklaşan sürede yaşanan gelişmelerin, neyin doğru, neyin yanlış; neyin gerçek neyin sahte olduğunu anlamaya imkan vermeyen bilgi ve haber kirliliğinin de karanlık dönemi olarak hatırlanacağını belirtti. Siyasete, adalete, üniversiteye, emniyete ve orduya olan güvenin azaltılmak istendiği karmaşık senaryoların özellikle son yıllarda bütün yönleriyle sahnelenmek istendiğini söyleyen MHP lideri, her söylentiye, her iddiaya hatta belge adındaki yayınlara ihtiyatla bakmak, çabuk karar vermeden, yanlış bir şeyler söylemeden konuları hukuk çerçevesinde çözmek ve sonuçlandırmanın en makul yol ve yöntem olması gerektiğini vurguladı. İki yıldır yürütülen bir soruşturma (Ergenekon) kapsamında gözaltına alınan şahsın bürosunda bulunduğu ileri sürülen bir belgenin bir gazetede yayınlandığını hatırlatan Bahçeli, "Bu yayının toplumun haber alma özgürlüğü çerçevesinde olup olmadığının tespiti, konunun yasal boyutlarını da değerlendirecek olan hukuk mekanizmalarının işidir ve bu aşamada bir yorum yapmak doğru değildir. Ancak yayınlanan belgeye önem kazandıran konu yayının yasallığından da önce, doğru çıkması halinde metnin içeriği ve siyasal hayatımız için taşıdığı tehdittir" şeklinde konuştu. Bahçeli, Genelkurmay Başkanlığı`na bağlı bir birim tarafından "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" başlığı ile hazırlandığı iddia edilen bu belgenin hükümete yönelik demokrasi dışı müdahale arayışının açıkça görüldüğünü savunarak, şunları kaydetti: "Konuya ilişkin bilgilerimiz basında yer aldığı kadarıyla olduğu için bu konuda kesin bir hükme varmadan, olay ayrıntıları ile ortaya çıkmadan şimdilik söyleyeceklerimiz şunlardır. İddialar Türk Silahlı Kuvvetleri`ni zan ve töhmet altında bırakacak kadar ağır ve ciddidir. Olayın aydınlatılması için Genelkurmay Askeri Savcılığı`nın vakit kaybetmeden soruşturma başlatmış olması bu açıdan son derece önemlidir. Bu aşamada soruşturmanın büyük bir süratle tamamlanması ve sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması,bu güzide kurum hakkında oluşan bütün kuşkuların ortadan kaldırılması için kaçınılmaz hale gelmiştir. Konu askeri yargının kısa sürede çözemeyeceği boyutlara ve kapsama ulaşmış ise sivil yargının konuya derhal el atması demokratik hayatımızın ve Türk Silahlı Kuvvetleri`nin itibarı açısından zorunlu ve gereklidir. Ancak, haberin doğru olması kadar yanlış çıkması da vahim sonuçlar doğuracak gelişmelere davetiye çıkartmaktadır. Bu durumda ise bazı mihrakların Türk Silahlı Kuvvetleri`ne karşı tam bir psikolojik savaş hali ilan etmiş oldukları olduğu ortaya çıkacaktır. Böylesi bir gelişme halinde, bunların kim oldukları, nereden güç aldıkları, kim tarafından yönetildikleri, neyi amaçladıkları, hangi kurumların içine sinmiş ve sızmış oldukları gibi konuların ayrıntılı soruşturulması ve sonuçlandırılması hükümetin, istihbarat ve emniyet birimlerinin ve adalet teşkilatının sorumluluğundadır. Bu konuda, en mahrem devlet belgelerini ve mahkeme evraklarını, sorgulama kayıtlarını yayınlayanlar hakkında hükümetin geçmişte hareketsiz kalmış olduğu düşünülürse bu kanaldan sonuç alınması zor görünmektedir. Bu durumda zan ve töhmet altında kalacak ve bunun hesabını verecek olan da hükümet olacaktır. Her iki ihtimalde de soruşturmanın sonuçlarını beklemek ve sorumluların adalet önünde hesap vereceği sürecin açılmasını takip etmekten başka bu aşamada başka yapacak ve söyleyeceğimiz yoktur. Milliyetçi Hareket Partisi, gerekçesi ve niyeti ne olursa olsun demokrasimizin yaralanmasına, sekteye uğramasına izin vermeyecek ve asla hoşgörmeyecek, bu niyet sahiplerine karşı duracaktır. Yine aynı şekilde, Türk Silahlı Kuvvetleri`ne yönelik karalama ve lekeleme kampanyalarına ısrarla karşı çıkacak, milli güvenliğimiz açısından asla vazgeçemeyeceğimiz bu milli kuruma ve mensuplarına sahip çıkmaya devam edecektir."



Güncel 25.10.2016 05:48:31 0

İlginizi Çekebilir

1

TÜBİTAK Araştırma Projeleri Adana Bölge Yarışması Sergisi açıldı

2

Çocuklar Akkuyu NGS'yi gezerek, nükleer enerji hakkında bilgilendirildi

3

Antalya'da denizde mahsur kalan genç, insansız cankurtaran ile kurtarıldı

4

Antalya'da "Yapay Zeka ve Oyun Teknolojileri Programı" düzenlendi

5

Yeni Renault Captur'un dünya lansmanı gerçekleştirildi

6

Türk Telekom'dan çevreci veri merkezi çözümleri

7

Arçelik Genel Müdürü Can Dinçer: "Antalya ve çevresi, yenilenebilir enerji dönüşümünde öne çıkacak"

8

Hava savunma sistemleri 2024'te vatanı uçtan uca koruyacak

9

Adanalı öğrenciler otonom su altı aracı "ALESTA" ile Singapur'da yarışacak

10

e-ATA, Türkiye'de ilk kez Gaziantep'te test edildi