Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Sakarya`da

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Sakarya`da

SAKARYA - Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu Hidroelektrik Santralleri (HES) ile ilgili gelen tepkileri anlamakta zorlandığını söyledi . Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu Sakarya Büyükşehir Belediyesi ADASU tarafından Sakarya Nehri üzerinde yaptırılacak HES Projesi`nin temel atma töreni için Sakarya`ya geldi. Sakarya Valisi Mustafa Büyük`ü ziyaret eden Bakan Eroğlu, Hükümet olarak her alanda büyük işlere imza attıklarını söyledi. Gazetecilerin HES`lerle ilgili sorusu üzerine Bakan Eroğlu önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Eroğlu hidroelektrik santrallerin dünyada her yerde yıllar önce yapıldığını, sudan elektrik üretmenin en ucuz, en temiz ve en sağlıklı yenilenebilir enerji kaynağı olduğunu söyledi. Bakan Eroğlu açıklamasında, " Sudan enerji üretmek aynı zamanda çok maksatlıdır. Yani bir tek elektrik üretme faydası yoktur. Yani bakın Amerika`da geçenlerde bundan 30-40 yıl önce hidroelektrik enerji potansiyelinin yüzde 90,Finlandiya ve Japonya yüzde yüzünü karşılamaktadır. Bunun gibi bütün ülkeler, nerden bakarsanız bakın, hidroelektrik potansiyelini yüzde 80- 90 tamamlanmıştır" dedi. Bakan Eroğlu Türkiye`de suyun boşa aktığını bu nedenle her yıl cari açığın büyüdüğünü ifade etti. Bakan Eroğlu, "Hidroelektrik santrallerini yüzde yüz oranında tamamlayan ülkeler var. Finlandiya gibi. Şimdi bizde ise baktığınız zaman, Başbakanımız beni Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğüne getirdiği zaman 2003 yılında, ben baktım ki Türkiye`nin hidroelektrik potansiyeli 130 milyar kilovat saat ama o zaman 26-27 milyar kilovat saat kullanabiliyorduk. O yıl bir hesap ettik ki, yüzde 20-25 yani çok cüzibir miktar, diğer ülkeler yüzde 90` lara ulaşmış. Bir de onların petrolü var. Yanı birçok ülkenin doğalgazı var. Doğalgazdan elektik üretmiyor, suyu kullanıyor. Bizim ise suyumuz boşa akıyor. Yılda 12-15 milyon dolar bu boşa akan suyu değerlendiremiyoruz. Dışardan petrol alıyoruz. Doğalgaz alıyoruz, kömür alıyoruz. İthal kömür alıp bundan elektrik üretiyoruz. Cari açık, bundan dolayı yılda 25 milyar dolar yurt dışına döviz olarak gidiyor. Bu akıllı bir şey değil diye düşündük. Neticede tabii DSİ.`ye aitbüyük tesisler ve barajlar var. Büyük barajların üzerinde hidroelektrik santrali yapmak ve tamamlamak devletin kendi imkanları ile mümkün değil. Bunları yapıp tamamlamak 100- 150 yıl sürecek. Böyle bir şey söz konusu olamazdı. Dolayısıyla biz 2003 yılında suyu kullanma hakkı yönetmeliği adıyla yönetmelik çıkardık. Özel sektör de gelsin suyu kullanma hakkı ile elektriği üretsin. Bütün yatırımını yapsın, her şeyi yapsın. Dereleri kimseye satmıyoruz 49 yıllığına kiralıyoruz. Dolayısıyla burada hakikatenbin 600 civarında bir potansiyel hidroelektrik santrali için küçük büyük müracaat edildi. Bu da 23 bin 500 megavat civarına tekabül ediyor. Topladığımız zaman üretilecek miktara baktığımız zaman, yılda sırf bu müracaat edenler tamamlandığı zaman yaklaşık olarak 75-80 milyar kilovat saatlik temiz yenilebilir yeni ucuz enerji elektrik enerjisi elde edilecektir. Bundan dolayı da yaklaşık olarak 12-15 milyar dolarlık döviz dışarı ödemekten kurtulacağız" dedi. Bakan Eroğlu HES`lerin yapımına karşı çıkanları anlamakta zorlandığını belirterek, "Şimdi bu bizim yaptığımız budur. Maalesef buna karşı çıkanlar var, karşı çıkılmasını ben anlamıyorum. Çünkü bakın şöyle ifade edeyim. Bunu yapmak için, biz birtakım nehir santralleri, tersip bentleri yapıyoruz. Bu Doğu Karadeniz`de bu tersip bentleri taşkınları önlüyor. Yani suyun enerjisini alıyoruz. Taşkın kontrolü erozyon kontrolü, birtakım şeylerden gelen birtakım erezyonu önleyecek. O yapmazsa biz oraya bentleryapacağız. Bu faydası var. Eğer barajlar yapılırsa, bu takdirde barajlardan dolayı suyu biriktiriyoruz. Bunu içme sulama suyu ile elektrik enerjisi ürettikten sonra, içme suyu sulama suyu gibi pek çok faydalarda yararımız oluyor" diye konuştu. HES`lerin faydalarına da değinen Bakan Eroğlu, "Eğer bu barajlar göletler olmasa hiçbir şehre su veremeyiz. Hiçbir tarlayı sulayamayız. Sanayi de işlemez. Türkiye`de barajların, göletlerin, hidroelektrik santrallerinin yapılması keyfi bir noktadan kaynaklanmıyor. Bir teknik zaruretten bir mecburiyetten kaynaklanıyor. Şimdi barajlara da karşı çıkıyorlar. Kardeşim tamam da, Türkiye`de yarı kurak, iklim bölgesinde yağışlar sürekli yağmıyor. İcabında biz kışın, yağan veya ilkbaharda yağan yağışlarıbiriktirip, yazın veremezsek hiçbir şehre su vermemiz mümkün değil. Ne İstanbul`a ne Ankara`ya, ne de İzmir`e, ne Diyarbakır`a, ne Şanlıurfa`ya. Biz ne yapıyoruz. Barajlar göletler yaparak, kışın veya ilkbaharda yağan yağmuru biriktiriyoruz. Suyun en fazla ihtiyaç duyduğu dönemler yaz dönemleridir. Çünkü kışın sulama yapılmıyor. Çiftçimiz yazın su istiyor. Vatandaş da bizden yazın daha çok su istiyor. Çünkü içme ve kullanma suyu ihtiyacı yaz aylarında kış aylarına göre iki misli daha fazladır. Dolayısıylahem su ihtiyacı, içme suyu ihtiyacı ve kullanma suyu ihtiyacı, hem sulama su ihtiyacına baktığımız zaman, bu suları biriktirmezsek, hatta şu anda bile bana göre yeterli değil. Yılda 65 milyar metreküplük kapasitemiz var. Bunun emniyetli olması için, 2 yılda bir kuraklık olduğu zaman, bu suyun şehre verilebilmesi için en az 110-120 milyon metreküplük bir depolama kapasitesine sahip olmamız gerekir. Bunun için siz tabi bunu düşünüyorsunuz. Ama biz şunu yapıyoruz. Birtakım çevreciler veya karşı çıkanlar nediyor, dereden suyumuz akmayacak. Öyle bir şey yok. Can suyu kesinlikle bırakılacak. DSİ bunu sürekli kontrol ediyor. Bırakmazsa kapatırız santrali. İkinci husus ne diyorlar, efendim bu tabiatı tahrip edecek efendim. Tabiatı tahrip edeceğiz, dedikleri orada bir hidroelektrik santral koca bir vadiye baktığınız zaman iğne gözü kadar bir yer. Yani bunun kestiği ağaçların, beş mislini de diktiriyoruz. Bu hidroelektrik santraller ekonomik açıdan hem de zaruriyet açısından enerji çeşitliliği açısından çokönemlidir. Belki farkında değilsiniz, biliyorsunuz bundan 2 yıl önce gazların vanalarını kapattılar. İran ve Rusya ne oldu. O zaman Türkiye ye gaz gelmeyince bütün doğalgaz C1 santralleri stop etti. O elektriği nereden karşıladık, biliyor musunuz? Tüm barajları yedek tribünlerini devreye sokmak suretiyle. Oradan karşıladık. Kimse ses etmedi, yani o barajlar olmasaydı, Türkiye sanayisiyle her şeyiyle karanlığa gömülecekti. Terfiler verdiğimiz için, çok yerde içme suyu bile veremeyiz. Elektrik olmayıncaiçme suyu bile veremezsiniz. Dolayısıyla arz güvenliği olmadıkça, güvenilir, çeşitliliği olan bir elektrik olmadıkça, sağlık olmaz. O bakımdan su veremezsiniz. Fabrika işletemezsiniz, üretim yapamazsınız. Bu bakımdan bizim Türkiye`nin enerjide arz güvenliği enerji çeşitliliği yerli, yenilenebilir, temiz enerji kaynaklarının sonuna kadar kullanılması gerekir. Kaldı ki, son olarak da şunu söyleyeyim. Küresel iklim değişikliği ile mücadele eden, dünyada öne çıkan en önemli yenilenebilir enerji kaynağı,hidroelektrik enerji kaynağıdır. Biz bunu şu anda yüzde 25, yüzde 30`a çıkardık. Yani toplam enerji üretiminde, yani yanan her üç ampulden bir tanesi barajlardan elde ettiğimiz hidroelektrik santraller ile elde ettiğimiz enerji ile yanmaktadır. Niye zam yapılmıyor, elektriğe eğer su kaynakları olmasaydı çok daha fazla artı olacaktı. Vatandaşlarımız endişe etmesin. Pastadan pay almak isteyen, birtakım grupların tahriklerine kapılmasın. O dereleri kontrol etmek, vatandaşa zarar vermeyecek şekilde, deredekican suyunun her zaman akacağı şekilde kontrol etmek devletimizin, DSİ`nin vazifesidir. Dolayısıyla bu bakımdan hiç kimse tereddüt etmesin" diyerek açıklamalarını tamamladı.



Güncel 25.10.2016 05:45:35 0

İlginizi Çekebilir

1

Antalya'da "Yapay Zeka ve Oyun Teknolojileri Programı" düzenlendi

2

Yeni Renault Captur'un dünya lansmanı gerçekleştirildi

3

Türk Telekom'dan çevreci veri merkezi çözümleri

4

Arçelik Genel Müdürü Can Dinçer: "Antalya ve çevresi, yenilenebilir enerji dönüşümünde öne çıkacak"

5

Hava savunma sistemleri 2024'te vatanı uçtan uca koruyacak

6

Adanalı öğrenciler otonom su altı aracı "ALESTA" ile Singapur'da yarışacak

7

e-ATA, Türkiye'de ilk kez Gaziantep'te test edildi

8

Mipo Türkiye'de akıllı telefon pazarının yeni markası oldu

9

Bakan Kacır, TÜBİTAK 31. Bilim Olimpiyatları Ödül Töreni'nde konuştu:

10

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Antalya'da konuştu: