MERSİN - Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye`nin artık yüksek katma değerli ürünler üretmesi gerektiğini belirterek, "Bugün üniversitelerimizin öyle bölümleri var ki, mezun olanlar asgari ücretle çaycılık yapmaya talip. Ben çaycılığı kötülemiyorum, çok şerefli bir iştir; onurla yapılan, legal her iş çok şereflidir. Ama çaycı olmak için 4 yıllık üniversiteyi bitirmeye gerek yok, yazıktır. Onun için üniversitelerimizde de yeni bir öğretim modelinin olması gerektiği döneme giriyoruz. Yani Türkiye bir iş gücü planlaması yapmalıdır" dedi.Bakan Çağlayan, Ris Mersin 4. Bölgesel İnovasyon Forumu`nda yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği`nin 2000 yılında belirlediği Lizbon Stratejisi`nde 2010 yılına kadar rekabetçi, bilgiye dayalı, dinamik dünya ekonomisi haline gelme hedefi koyduğunu hatırlatarak, bu hedefin gerçekleşmesi için rekabet gücü ve ekonomik büyümenin temel kaynağı olarak da inovasyonun önemini vurguladığını belirtti. Türkiye`nin kalkınma planında da öncelikli hedefler arasında bulunan büyüme, isdihdam ve rekabet gücü artışı kavramlarıdüşünüldüğünde inovasyonun ilk sırada gelen konulardan biri olduğunu ifade eden Çağlayan, Türkiye`de tek ve ilk olan böyle bir konunun Mersin`de olmasından mutluluk duyduğunu kaydetti. İnovasyonun son derece önemli bir konu olduğunu dile getiren Çağlayan, "Ülke olarak çok önemli bir değişim, dönüşümden geçiyoruz. Aslında gelişmiş ülkelerin çok önceden keşfettiği bazı şeyleri biz sonraları anlamaya başladık. 1979 yılında üniversiteyi bitirip, 1980`de sanayiciliğe başlayan biri olarak eğer 33 yıl yan yana, koyun koyuna yaşadığımız bu çift haneli enflasyon Türkiye`den gitmeseydi, bugün biz inovasyon kelimesini konuşuyor olmayacaktık. Eğer bugün bunlar konuşuluyorsa, enflasyonun tek haneyedüşürülmesindendir. Hiç birimiz geçmiş dönemlerde, yüksek enflasyon olduğu dönemlerde bir hesap, bir fiyat analizi içinde olmadık. Fiyatların üzerine yüzde 60-70 koyuyorduk, bir sonraki yılın fiyatları ortaya çıkıyordu. Enflasyon adeta böyle büyük bir örtü gibi bütün ayıpları, kusurları örtüyordu. Karlılık, verimlilik hiç bir şey yoktu, herkes çok büyük para kazandığını zannediyordu. Dünyanın koyduğu kriterler içinde enflasyonun kabul edilebilir seviyeye gelmesi gerekiyordu. Türkiye`nin tek hanelienflasyonu yaşamasıyla birlikte hepimiz değişime dönüşüme geçtik. O nedenle bu proje son derece önemli" diye konuştu.Herkesin bu değişim ve dönüşüm ortamında kendisini, kilosunu, sıkletini tanıması ve tartması gerektiğini kaydeden Çağlayan, "Artık `her işi yaparım` dönemi bitmiştir, ne işi yapabilir, hangi işte kabiliyetli bunu belirlemek gerek. Bugün bir kimlik taraması, bir kimlik MR`ı çekilmesi gerekiyor. Bugün bizim Mersin`de yapmış olduğumuz toplantı da, özellikle cumhuriyet tarihinde ilk olan sanayi stratetejisi, sanayi envanteri ve yeni bir teşvik sisteminin altyapısını oluşturmak üzere hükümetimizin başlattığıçalışmanın bir parçasıdır" şeklinde konuştu. Türkiye`nin artık yüksek katma değerli ürünler üretmesi gerektiğini söyleyen Çağlayan, şöyle devam etti:"Artık başka ülkelerin hamallığını yapma dönemi bitmiştir. Artık mütehhitlik dönemi başlamıştır. Başkalarını taşeron yapmalıysak, öncelikli sektörlerimizi belirlerken bir kere yüksek katma değer, yüksek teknoloji ve yüksek rekabet gücüne haiz olan sektörleri tespit etmeliyiz. Bunu yaptıktan sonra bütün teşvik politikasını da bunun üzerite monte etmeliyiz. Her bölgenin, her yörenin kendine has özelliklerini ön plana çıkarmalıyız. Bilginin değerini anlamalıyız. Bugün 1 kilo demir 75 sent, 1 kilo alüminyüm3 dolar civarında. 1 kilo otomobil üretmeye başlarsanız 100 dolara kadar çıkar fiyatı. Bugün 1 helikopterin 1 kilogramı 3 bin dolar, savaş uçağına çıktığınızda 10 bin dolar, 1 uyduya geldiğinizde 100 bin dolar. Yani bu bilgiye, teknolojiye, inovasyona dayalı üretim yapısının gelmesinin net bir göstergesidir. Türkiye bunun kararını verecektir ve biz bunun çalışmasını yapıyoruz."Teknoloji ve teknolojiye yatırımın son derece önemli olduğunu, bugün bakanlığına bağlı 28 teknoparkın Türkiye`de bulunduğunu belirten Çağlayan, bunlardan 18`inin faaliyete geçtiğini ve buralarda 2 bin 587 proje üretildiğini, 9 bin 400`e yakın insanın çalıştığını, 330 milyon dolarlık bilgi ihrac edildiğini kaydetti.İnovasyona örnek vermek için Ankara`da simitte yaşanan değişimden örnek veren Çağlayan, "İnovasyonu simitte görmek mümkün. Bizim normal bildiğimiz tezgahta satılan simitin, bugün Ankara`da kaşarlısı, yumurtalısı veya başka bir çeşidi satılıyor. İşte inovasyon en basit anlamda bu. Sendikaların büyük bir tepkisini alacağımı bilerek, şunu söylüyorum her zaman; Türkiye`de işsizlik bana göre yok. Bugün Türkiye`nin problemi, istihdam konusunda arz ile talebin çakışmamasıdır. Eğer Türkiye yüksek katma değersağlayacaksa, eğer Türkiye gerçekten inovatik atılımlar yapacaksa ve rekabet gücünü arttıracaksa teknoloji ve yetişmiş insana ihtiyacı vardır. Burada eğitim politikaları mutlaka gözden geçirilmelidir. Bugün üniversitelerimizin öyle bölümleri var ki, mezun olanlar asgari ücretle çaycılık yapmaya talip. Ben çaycılığı kötülemiyorum, çok şerefli bir iştir; onurla yapılan, legal her şey çok şerefli bir iştir. Ama diyorum ki, çaycı olmak için 4 yıllık üniversiteyi bitirmeye gerek yok, yazıktır. Onun içinüniversitelerimizin de yeni bir öğretim modelinin olması gerektiği döneme giriyoruz. Yani Türkiye bir iş gücü planlaması yapmalıdır. Türkiye`nin hangi sektörlerdeki istihdam arzı ne kadar, istihdam talebi nedir, bunları birbirine getirip tespit etmesi gerekir. Biz bunları yapıyoruz" dedi.Çağlayan, Türkiye`nin önünde 2 önemli şey olduğunu da belirterek, bunların patent ve markalaşma olduğunu kaydetti. Patentte rakamın önemli olmadığını belirten Çağlayan, önemli olanın patentlerin ne kadarının ticarileştiği olduğunu söyledi.
