Bugünkü yazımda Kara Harp Okulu ile ilgili yazı yazmayı planlamıştım. Aslında Kahraman Mehmetçiklerin ve onların Komutanlarının bizim övgümüze ihtiyaçları yok. Türk Ordusu demek Türk Milleti demektir. Ordu-Millet olduğumuzu ve Askeriyeyi Milletimizin Peygamber Ocağı olarak gördüğünü dünya âlem bilir. Devlet geleneği olan Büyük bir Milletin Ordusu ?Devlet-i Ebed Müddet? anlayışı ile görevini devam ettirmektedir. Her zaman gurur kaynağımız olan Ordumuz hani klasik deyimle ?Dosta güven, düşmana korku? verir. İçinde suç işleyenleri de zaten kurumsal olarak kendisi temizliyor. Hatırlayın haksız kazanç sağladığı tespit edilen Deniz Kuvvetleri Eski Komutanını mahkûm edip rütbesini er seviyesine düşüren bizim Ordumuz değil mi? Merhum Özal?ı ayrı tutup, kalan sivilleri sorgulama işini sizlere bırakıyorum!Milli Ordumuzdan sonra Ordu tanımı kullanılan iki kesim daha var ki onlardan nasıl bahsedeceğimi bilemiyorum. İrfan Ordusu olarak çocuklarımıza eğitim-öğretim hizmeti veren Öğretmenlerimiz gerçekten zor durumdalar. Şöyle veya böyle atanmış kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmenlerimizin durumunu başka bir yazımızda değerlendirelim. Çünkü İşsiz Atanmayan Öğretmenlerin de dâhil olduğu İŞSİZLER ORDUSU gerçekten en zor durumda olan kesimdir. Toplumsal sarsıntılara sebep olabileceği söylenen İşsizlik Problemini her zaman yapay gündemlerle savuşturmak mümkün olmayabilir. Çünkü işsiz evine ekmek götüremeyen insanın karnını ?Davos, Darbe Planları veya Ergenekon Efsaneleri?? doyurmaz. Hele, ne var yahu, Amerika?da da işsizlik var söylemleri çocukları aç insanları ikna edemez! Her demokrasi de görüleceği gibi seçimlerde bunun Siyasi bir bedeli olur! İşsiz yığınların oy potansiyeli nedir? Tahmin edebiliyor musunuz? Neyse sizlere eziyet olmasın TİSK(Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu) ve TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) İşsizlik Oranlarıyla ilgili istatistikleri yayınladılar. TİSK yayın organında ?İşsizlik Son 20 yılın Zirvesinde? başlığını kullanmış. İstatistik kurumu ise İşsizlik Oranının 2009 yılı için %14, yani 3 Milyon 471 Bin kişi olarak vermiş. Geçen Yıl iş bulabilenlerin sayısı 83 Bin iken İşsizlerin sayısı 860 Bin artmıştır. Gençlerde ise işsizlik oranı %25,3 olmuş!Daha Devlet kurumlarının açıkladığı enflasyon oranları, zamlar, işçiler, çiftçiler, memurlar, emekliler ile ilgili konulara girip moralinizi bozmak istemem! Ekonomiden Dış Politikaya, Terörden Adi Suçlardaki artışa, Özelleştirmeden Yatırımlara 2002 den daha iyi durumda mıyız? Ya sade vatandaş olarak olayları nasıl gözlemliyoruz? Huzur açısından düşünürsek, Çiftçilerden İşçilere, Basından Yargıya kadar kavgalı bir hal yok mu? Yok diyorsanız, dahası her şeyi ?Güllük Gülistanlık? görüyorsanız vay bu memleketin haline demekten başka söz kalmaz! Gidişat kötü ise sorumlu kim? Sorumlu 2002 den önceki iktidarlar olabilir mi? Şimdi sorumluluğu 8 yıl önceki iktidarlara atmak mevcut Siyasi İradeye haksızlık olur! Öyleyse son sekiz yılın Başarılarının da Başarısızlıklarının da sorumlusu Siyasi İrade değil midir? Ne düşünürsek düşünelim ama mutlaka sorgulayalım! Muhakemesini yapalım! Hesap soralım! Nasıl yani? Tabii ki demokrasinin olmazsa olmazı Muhalefet Partileri vasıtasıyla! Ülke geleceği için, sadece hesap sormakta yetmez, projeleri olan, barış, huzur ve umut vaat eden Muhalefet Partilerini desteklemek lazım. Sizce Muhalefet partilerinden öyle alternatif olabilecek parti var mıdır? Bilemem ama demokrasilerde çare tükenmez sözünü unutmayalım! Karar sizlerin!
