BALIKESİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkan Vekili ve İstanbul milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Balıkesir`in Edremit ilçesindeki konuşmasında, `Kürt açılımı` tartışmasıyla ilgili dikkat çekici sözler sarf ederken, İstanbul`da yapılması planlanan 3. boğaz köprüsü konusunda da görüş ve önerilerini açıkladı.Yaz sezonu boyunca Edremit Körfezi`ndeki çok sayıda etkinliğe katılan ve bölgede tatil yapan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Edremit İlçe Teşkilatı`nın daveti üzerine parti binasına misafir oldu ve iftarını ilçe merkezindeki bir lokantada partililerle birlikte yaptı. Edremit Körfezi`ndeki CHP`li belediye başkanları, CHP ilçe ve belde örgütleri ile partililerin katıldığı programda, basın mensuplarına açıklamalarda bulunan milletvekili Kılıçdaroğlu, çarpıcı açıklamalarıyla yine dikkatleri üzerine çekti."3. BOĞAZ KÖPRÜSÜ YERİNE TÜP GEÇİT YAPIN""İstanbul`da yapılması planlanan 3. boğaz köprüsü projesi hakkındaki görüşleriniz nedir?" sorusunu yanıtlayan Kemal Kılıçdaroğlu, köprü değil, tüp geçit yapılmasından yana olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Ulaşım sorunun çözülmesini, sadece İstanbullular değil, ülkede yaşayan her yurttaş ister. Ama sorun, bu sorunun nasıl çözümleneceğindedir. Birinci köprü yapıldı. İnsanlar, `Birinciyi yaparsanız ikinci köprü ihtiyacı doğacak` dedi. İkincisi yapıldı, bir süre sonra üçüncüsünün yapılması isteği doğdu. Oysa, uzmanların en başından beri dile getirdiği, çevreyi bozmayan, daha kısa sürede daha çok kişinin taşınmasını öngören bir model tüp geçittir. Bu konuda da bir adım atıldı, ama 3. köprüyü yapmak İstanbul`un ciğerlerini yok etmek gibi bir şey. Çünkü İstanbul`un kuzeyinde orman alanları var ve eğer oradan geçerse o yolun kent içi bağlantıları ortaya çıkacaktır. Bir süre sonra da orası olağanüstü bir rant alanı olacaktır. Bir anlamda da bunun gizli kapaklı bir biçimde uygulamasını görüyoruz.Sayın Başbakan diyor ki, `Ben, Ulaştırma Bakanı ve Sayın Kadir Topbaş bir helikoptere bineceğiz ve 3. köprünün güzergahını belirleyeceğiz.` Dünyanın hangi ülkesinde bir başbakan, bir ulaştırma bakanı ve bir ana kentin belediye başkanı çıkar ve 3. köprünün geçeceği güzergahı belirler? Nerede mühendisler, çevreciler? İnsan sormaz mı? En azından Sayın Başbakan bunu söylerken Türkiye Cumhuriyeti`nde çevrecilerin, çevre mühendislerinin, yol mühendislerinin, o alanda çaba harcayan pek çok sivil toplum kuruluşunun olduğunu düşünmelidir. Önümüzdeki günlerde nasıl bir gelişme olur, onu da bilmiyoruz. Bakalım sayın Başbakan, hangi bilgisi, yeteneği ile bunu nasıl saptayacak. Bu köprünün İstanbul için çeşitli sorunlar oluşturabileceğini uzmanlar belirtiyor. Umuyoruz ki, Sayın Başbakan, neyin nasıl olması konusunda insanları dinler ve yeşil alanları yok etmeden bir proje geliştirir. Tüp geçit yapmak zor değil" dedi."KÜRT AÇILIMINDA YANLIŞ ADIM ATILDI"Basın mensuplarının, Türkiye gündemini uzun zamandır meşgul eden `Kürt açılımı` konusundaki görüşleri sorusunu da yanıtlayan CHP Grup Başkan Vekili ve İstanbul milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, "Doğu ve Güneydoğu`da yaşanan olayların bir sorun olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu sorunun çözülmesi gerektiği konusunda hükümetin yanlış adım attığı kanısındayım. Var olan sorunu çözmek için, sorunun açık ve net bir tanımını ve ne yapmak istediğini ortaya koymak zorundaydı hükümet. Eğer belli kişilerden,kurumlardan, siyasi partilerden görüş alınması gerekiyor idiyse, bunu kamuoyunun önüne pek getirmeden görüşleri toplamalıydı. Ama bugün gelinen noktada, maalesef açılım bir anlamda soruna dönüştü. Ciddi kavgaların olduğu bir sorun oldu. Sayın Başbakan bu süreci daha sağduyulu götürmesi gerekirken, Adalet ve Kalkınma Partisi`nden hem sayın Başbakan hem AK Parti yöneticileri oldukça sert bir üslup kullandı. Bir anlamda sorunu çözümsüz hale getirmek için sanki özel çaba gösteriyorlarmış gibi bir konuma kendilerini soktular. Sayın Başbakan`ın bu süreci eleştiren siyasi parti liderlerinden bazılarını alçaklıkla, bazılarını da çok özür diliyorum namussuzlukla suçlaması çok ağırdır. Türk siyasal yaşamında herhalde bu iki sözcüğü yan yana kullanan tek başbakan var, o da sayın Recep Tayyip Erdoğan`dır. Ve acı tarafı da bu iki ağır sözcüğün cuma namazı çıkışında kullanılmış olmasıdır. Yani insanların daha sabırlı ve hoşgörülü olmaları gereken bir anda eğer siz bunları kullanabiliyorsanız, o zaman sizde ciddi bir sorun var demektir. Bedeninde bu sorunu yaşayan, hiddeti içselleştirilmiş bir kişi Kürt sorununu çözemez" diye konuştu."AK PARTİ BECERİKSİZ BİR POLİTİKA İZLEDİ"`Kürt açılımı` tartışmasında katı uzlaşmaz tavırların ortaya çıktığını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu sorunu çözecek kişide sabır olmalıdır. Sevecenlik olmalıdır. Hoşgörülü olmalıdır. Ama siz bütün bunları bir kenara bırakıp hiddeti içselleştirirseniz bu sorunu çözemezsiniz, katmerleştirirsiniz. Bugün gelinen nokta, maalesef katı uzlaşmaz tavırları ortaya çıkardı. Bu da sorunun çözülmesindeki en büyük engellerden birisidir. Amerika`daki bazı sivil toplum kuruluşlarının uzun süredir bu sorunun çözümüyle ilgili çaba harcadıklarını biliyoruz. Amerika`nın Kuzey Irak`tan çıkacağını biliyoruz. Çıktıktan sonra da bu bölgede bir çatışmanın olması Amerika`nın çıkarlarını zedeleyecektir. Bu çıkarların zedelenmemesi için bölgede uyumun olması ve çatışmanın olmaması gerekir. Kuşkusuz, biz de aynı şeyi istiyoruz. Bir çatışma olmasını istemiyoruz. Bölgede bulunan halkların birbirlerini kucaklamalarını, kendi sorunlarını kendilerinin çözmelerini biz de istiyoruz. Bugün Irak`ta yaşanan sorunlar Türkiye`ye yansımamakla beraber, bizi de rahatsız ediyor. Niçin Şiilerle Suniler, Araplar, Kürtler, Türkmenler bir kardeş kavgası içine girsin? Bin yıldır aynı coğrafyada yaşıyorlar ve bugün acımasız bir savaşın ortasındalar. Bu şiddetin Türkiye`ye taşınmasının önüne geçmek zorundayız. O nedenle o bölgede barışın ve dostluğun olmasını isteriz. Görünen o ki, AK Parti, ister Amerikan projesi olsun, ister başka bir proje olsun, çözülmesi gereken bir sorunu çözmek değil de, bu sorunu biraz derinleştirmekten yana bir politika izledi.Beceriksiz bir politika izledi. Olması gerekeni değil, olmaması gerekeni yaptı. Daha şeffaf, kendi görüşlerini kamuoyunun önüne sunarak, `Biz bu sorunu böyle çözmek istiyoruz` diyerek, net bir tablo ortaya koyabilirdi. O zaman tartışma süreci daha doğal olabilirdi" ifadelerini kaydetti.KILIÇDAROĞLU, KÖY MEYDANINDA SÖYLEŞİ YAPTIKemal Kılıçdaroğlu, parti binasındaki konuşmalarının ardından, iftar yemeğini partililerle birlikte bir lokantada yedikten sonra, Türkmenlerin yaşadığı Çamcı köyüne gitti. İlçeye bağlı çevre köylerde yaşayan çok sayıda Türkmen, Çamcı Köyü Sosyal Tesisleri`ne akın etti. Yaklaşık bin kişiye hitaben, söyleşi ortamında bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu`na, 50 yaşındaki Yeter Çetin isimli bir köylü, üzerinde Hacı Bektaşi Veli`nin kabartmalı resmi bulunan tablo hediye etti.Çok sayıda köylünün alkış ve tezahüratlarına saygıyla yanıt veren Kılıçdaroğlu, hatıra fotoğrafı çektirmek isteyen köylüleri kırmayarak objektiflere poz verdi. Yöresel Türkmen kıyafeti giydirilen köylü çocuklar sosyal tesislerde dikkatleri üzerlerine çekerken, köylü kadınlar da davetlilere çay servisi yaptı. Hükümeti eleştiren kısa bir konuşma yapan Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra köylülerle söyleşi yapmak istediğini söyleyerek sözü Türkmen köylülerine bıraktı.Söz alan köylüler, emeklilere verilen maaş zammı konusunda tepkilerini dile getirerek, Kılıçdaroğlu`nun bu konuyla birlikte çiftçilerin sıkıntılarını da Meclis gündemine getirmesini istedi. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren köy söyleşisinin ardından, Kılıçdaroğlu Edremit Körfezi`ndeki tatiline devam etmek üzere Çamcı köyünden ayrıldı.
