ANKARA - MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Vakıflar Kanunu`nun düzeltilebilecek hiçbir tarafı olmadığını ifade ederek, "Bu kanun külliyen Gazi Meclis`in gündeminden çıkarılmalıdır. MHP gerekli uyarıları yapmış ancak son sözünü söylememiştir" dedi. Bal, Yunan Meclisi`nin azınlık vakıflarıyla ilgili geçen hafta çıkardığı yasa ile Lozan Anlaşması`nı deldiğini söyledi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Bal ve Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM Genel Kurulu`nun gündeminde bulunan ve ilk 3 maddesi kabul edilen Vakıflar Kanunu ile ilgili TBMM`de basın toplantısı düzenledi. AK Parti`nin teslimiyetçiliğinin azınlık vakıflarında kendisini gösterdiğini savunan MHP Genel Başkan Yardımcısı Bal, AB`nin azınlık vakıfları ile ilgili bir müktesebatı bulunmadığını ifade etti. AB`nin Türkiye`de yeni azınlık oluşturmak ve var olan azınlıkları da Lozan Anlaşması ile sınırlı olan halinden daha güçlü hale getirmek istediğini ifade eden Bal, Birliğin, Türkiye`de azınlıklara dayalı bir siyaset ve azınlıklara göre parçalı bir Türkiye görmek istediğini ifade etti. Lozan Anlaşması, Anayasa, Medeni Kanun ve mevcut Vakıflar Kanunu`na göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamının, diledikleri amaçları gerçekleştirmek üzere vakıf kurabileceklerini ancak eşit vatandaşlık esasını benimsemiş olan Türkiye`de ırk ve cemaat esasına dayanılarak vakıf kurulamayacağını vurgulayan Bal, mahkemelerin, cemaat vakıflarının hukuk dışı yollarla edindiği malları Lozan Anlaşması, Anayasa, Medeni Kanun, Tapu Kanunu ve Vakıflar Kanunu`na aykırı bularak ilk malikine iadesine karar verdiğini hatırlattı. Mirasçısı bulunmayan ilk maliklerin mirasının devlete intikal etmesinden dolayı bu malların hazineye kaydedildiğini anlatan Bal, cemaat vakıflarına el konulduğu iddiasının özünde de bunun olduğunu ve bu iddia üzerine AB`nin devreye girdiğini ifade etti. AK Parti`nin uyum paketleri yoluyla azınlık vakıflarının statüsünü değiştirdiğini ileri süren Bal, 10. Cumhurbaşkanı`nın 9 maddesini veto ettiği Vakıflar Kanunu`nun bugün yeniden TBMM gündeminde olduğuna işaret etti. Bu kanun ile cemaat vakıflarının istisnai statüden çıkarıldığını ve genel vakıf statüsüne getirildiğini söyleyen Bal, gerek Medeni Kanun`daki, gerekse Lozan`daki sınırlamaların artık ortadan kalkacağını söyledi. 545 yıllık bir ihtirasın hayata geçirildiğini söyleyen Bal, azınlık vakıflarının diğer ülke vakıfları ile ilişkilerinin sınırlamaya tabi olması hükmü kaldırılarak Türkiye`nin açık bir siyaset pazarı haline dönüştürüldüğünü belirtti. Cemaat vakıflarına kar amacı güden işletme ve iştirakler kurma serbestisi getirildiğini kaydeden Bal, cemaat vakıflarının hayırlı işler yapma dışında ticari faaliyette bulunma serbestisini de kazandığını ileri sürdü. Türkiye`nin Lozan Anlaşması ile aynı kurallara tabi olduğu AB üyesi Yunanistan`ın, Batı Trakya`da bulunan Türk ve Müslüman cemaatin vakıfları ile ilgili bir kanunu 7 Şubat günü Yunan Meclisi`nde 1 Batı Trakya Türkü milletvekilinin ret oyuna karşı tüm milletvekillerinin kabul oyuyla çıkardığını hatırlatan Bal, bu kanunun Batı Trakya`daki Türkler için tuzaklar içerdiğini anlattı. Kanun`daki tek olumlu ifadenin `kutsal İslam dini` ifadesi olduğuna işaret eden Bal, Yunanistan`daki Batı Trakya Türklerine ait vakıfların 7-8 milyon euro borçları bulunduğunu, bu kanunun o borçların tahsili amacına yönelik hazırlandığını ifade etti. AK Parti`nin, Vakıflar Yasası`nın mütekabiliyet esasına göre hazırlandığını öne sürdüğünü bildiren Bal, "Madem mütekabiliyet esasına dayanılacak, o zaman yapılacak iş bu Kanun`u olduğu gibi Meclis`in gündeminden çıkarmak, Yunanistan`ın kabul ettiği kanunu aynen getirip burada kabul etmektir" diye konuştu. Yunan Meclisi`nin kabul ettiği yeni kanunun Lozan Anlaşması`na aykırı hükümler içerdiğini, yeni vakıf kuruluşundan vakıf heyetinin seçimine kadar herşeyin kontrol altına alınmasının amaçlandığını belirten Bal, yapılan düzenlemelere göre Yunan hükümetinin gerektiğinde Türk ve Müslüman vakıfların yönetimine re`sen el koyma hakkına sahip olacağını ifade etti. Vakıf yönetimleri ve vakıfların tamamen Yunan devletinin yönetim ve yetkisine bırakıldığını dile getiren Bal, TBMM`de görüşülen Vakıflar Kanunu`nda ise azınlık vakıflarının yönetimlerinin oluşumunda hiçbir denetim mekanizmasının getirilmediğini söyledi. Bu kanunun Yunan Parlamentosu`ndan gizli saklı geçmediğini vurgulayan Bal, "Yunanistan`da bunlar olurken bu hükümet uyuyor muydu? Yunanistan`da bu hukuk vahşeti ortaya çıkarken uyuyor muydu? MHP`nin uyarıları bunları derin gaflet uykusundan uyandırmadı mı? Bu kanun ile Lozan Anlaşması`nın 37. ve 40. maddeleri delinmektedir" diye konuştu. AK Parti`nin çıkardığı kanunun parmak demokrasisine uygun ve evladı fatihanın vakıf senedindeki bedduanın muhatabı olduğunu ileri süren Bal, AK Parti`nin, Türk dış politikasının kimyasını bozduğunu iddia etti. Bal şunları söyledi: "Geçen yüzyılda Kurtuluş Savaşı ile çözülmüş, Lozan Anlaşması ile uluslararası mutabakata kavuşmuş azınlık vakıfları meselesi, tek taraflı olarak Türk milletinin sırtına yüklenmiştir. Bu kanunun düzeltilebilecek hiçbir tarafı yoktur. Külliyen Gazi Meclis`in gündeminden çıkartılmalıdır. MHP, gerekli eleştirileri ve uyarıları yapmıştır. Ancak son sözünü söylememiştir. Vicdani ve siyasi sorumluluk AK Parti ve AK Partili milletvekillerinin boynundadır. Ey TBMM, Yunan Meclisi oradaki azınlık vakıfları ile ilgili kontrolü kendi lehine çevirirken, siz bu kanunla nasıl Lozan Anlaşması`nı deldiriyorsunuz." MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise gazetecilerin YÖK Kanunu`nun Ek 17. maddesinin gündeme gelmesi ve Vakıflar Kanunu`nun ertelenmesi konusunda AK Parti ile bir görüşme yapıp yapmadıkları sorusu üzerine, "Biz pazarlıkla siyaset yürütmeyiz" dedi. Vakıflar Kanunu`nun şu anda TBMM`nin gündeminde olduğuna işaret eden Vural, herkesi, bu konuda milli duruş sergilemeye davet ettiklerini ifade etti. MHP Genel Başkan Yardımcısı Bal da vakıflar konusunun milli bir konu olduğunu belirterek, işin sulandırılmaması gerektiğini söyledi. Bal, içtüzüğün verdiği tüm imkanları kullanarak Vakıflar Kanunu`nun çıkmaması için çaba göstereceklerini belirtti.
