Zaman ne çabuk geçiyor. Eyvah 2014 yılı gelmiş çatmış! Bir önceki yıldan ne gördük ki yeni yıldan ne göreceğiz! Sahi 2013 yılını ele alalım. Mesela, benim için tatsız tuzsuz bir yıl oldu. Malum önce şeker hastalığı teşhisi sonra, halen kurtulamadığım bacak ağrılarım.
Ya sizler için? Yani 2013 yılı neyi ifade ediyor? Hastalık, umut, mutluluk, felaket, huzur, ayrılık gibi daha birçok kelime yazabiliriz. Yazabiliriz de siz hangi kelimelere sığınabilirsiniz? Yoksa hepsi mi diyeceksiniz? Hepsi olmasa da çoğu mümkündür.
İlk paragraftaki yakınmama rağmen beni mutlu eden konular da oldu. Örneğin torunum Elif?in beni görünce ?Dedem? demesi dünyalara değmez mi? Onu gördüğümde nedense bacak ağrılarım geçiyor, şekerim normal seviyeye iniyor.
İşte o zaman Allah?ıma şükür ediyorum. Gerçekten insan pozitif düşünmelidir. Hayatı olduğu gibi kabul etmelidir. Sabır ve Şükür insanoğlunun hayata bağlılığını artırmaktadır.
Öyleyse 2013 yılını kötülemeye gerek yok! Ancak çıkarmamız gereken dersleri de unutmamalıyız.
Yanlış anlamayın dershane (!) demedim. Geçen yılki hayat tecrübemizden alacağımız dersler 2014 yılını daha muhteşem yapabilir. İsterseniz yılları sadece ben, siz ekseninden çıkaralım. Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti açısından ele alalım. Ülkemiz ve milletimiz demekle aynı zamanda çocuklarımız ve torunlarımızı düşünmüş olacağız.
Nedendir bilemiyorum ama her yıl ülkemiz açısından daha iyiye gidiyor gibi geliyor. Mesela 2014 yılının Türkiye açısından 2013 yılına göre daha iyi geçeceğini düşünüyorum. Şimdi felaket tellalı gibi ?Türkiye içinde ve dışında gelişen olumsuz olaylara rağmen mi?? diye sorabilirsiniz!
Bu soruya cevabım koskocaman bir ?Evet? olur. Binlerce yıllık bir devlet geleneğine sahip Türk Milleti bu iç ve dış sorunların üstesinden gelmeyi bilir. Onun için gelecekten ben çok umutluyum.
Artık okuma yazma oranlarındaki başarıdan söz etme devri bitti. Şimdi en az bir Üniversite bitirmiş büyük bir genç nüfustan bahsetmeliyiz. Sadece lisans değil lisansüstü çalışma yapanlarda ülkenin emin adımlarla ilerlemesine katkı sağlamaktadırlar.
Dikkat edelim gençlerden dolayı umutlu olduğumuzu söyledik. Yoksa kendi özlük hakları konusunda bile sesleri çıkmayan üniversite hocalarından dolayı umutluyuz demedik!
Yok, öyle başka ülkeden gelmiş değiliz. Uzaydan da gelmedik. Kör de değiliz. Ülkede yapılan tartışmaları da izliyoruz. Günlük siyasi çekişmelere de şahidiz. Dış ilişkilerdeki problemleri de biliyoruz.
Yinede gelecekten umutlu olmalıyız. Neden? Demokrasi işliyor. Gençlik iddia edilenin aksine okuyor. Sadece okumakla kalmıyor, düşünüyor olayların muhasebesini yapıyor. Ülke sorunları konusunda gençlerde gördüğümüz bu heyecan, akıl ve bilgi ile taçlanır diye düşünmeliyiz. Bunların emareleri yok mudur? Olmaz olur mu? Etrafınızdaki gençlere bakın görürsünüz.
Lafı dolaştırıp duruyoruz. Kısaca 2014 ve sonrasının Milletimiz ve Ülkemiz için bahar havasında geçeceğine inanıyoruz desek nasıl olur? Bahar yani yenilik, yani yeniden hayata merhaba demek gibi bir şey!
Sizler aksini düşünüyor olabilirsiniz. Karamsar olabilirsiniz. Kendinizi vebal altında hissedebilirsiniz. Kendiniz, aileniz, milletimiz ve ülkemizin geleceği için bir endişeniz var mı? Endişeniz var ise sizde vebal altındasınız demektir.
Gelecek yıllarımızın daha iyi geçmesini istiyorsanız kesinlikle bir sivil toplum kuruluşuna üye olunuz. Ondan önce aslında sizin için yasal bir engel yok ise ilgi duyduğunuz bir siyasi partiye üye olunuz. Ülkemizde var olan özgür basını iyi takip ediniz. Bir birey olarak seçimlerde vatandaşlık ve denetleme görevinizi yapınız.
Bütün bunları yaptıktan sonra gelecek her yılın bizler için bir bahar yani uyanış yılı olacağını söyleyebiliriz. Artık daha ne diyelim? 2014 uyanış yılımız hayırlı olsun.
