Tayyip Erdoğan 2002 yılında iktidara gelmeden önce Samsun mitinginde konuşuyor:?Yahu bir sürü bölüm öğretmenimiz boşta geziyor. Resim öğretmeni matematiğe, müzik öğretmeni beden dersine giriyor. Niye? Öğretmen ihtiyacı var. Ama bakın ki işe bunlar bir de sınavla öğretmen alıyor (Ecevit?e yükleniyor). O zaman niye okutuyorsun bu öğrencileri, yazık değil mi? Öğretmen almıyorum de, bu evlatlarım okumasın boşuna. Ama biz iktidar olunca inşallah boşta öğretmen adayı olmayacak...?13 Ağustos 2009 M. Aşık Milliyet Yukarıdaki alıntıyı daha önce bir yazımda kullanmıştım. Hatta yazımı bir soruyla bitirmiştim. Yahu 2002 den bu güne ülkeyi siz yönetiyorsunuz. KPSS sınavı, Öğretmen Atamaları konusunda siz ne yaptınız? Bir taraftan binlerce öğretmen açığı var. Diğer taraftan binlerce Öğretmen adayı işsiz ve atama bekliyorlar. Sadaka falan da istemiyorlar. İstedikleri bu millete hizmet için fırsat verilmesi. Zaten siz 2002 de Samsun mitinginde sorunu ortaya koymuşsunuz. O halde çözüm bulmak için neyi beklediniz ve hâlâ ne bekliyorsunuz? Önceki yazılarımdan birini aşağı yukarı bu şekilde bitirmiştim. Şimdi siz değerli okurlarıma sormak istiyorum. Özellikle de Diplomalı İşsizlere ve onların anne-baba ve yakınlarına soruyorum. İktidar partisi mensubu il, ilçe başkanlarına, milletvekillerine, belediye başkanlarına, delegelerine, Sayın Milli Eğitim Bakanına, Sayın Başbakana hatta Sayın Cumhurbaşkanına kadar demokratik haklarınızı kullanarak Öğretmen Atamalarıyla ilgili sorunu ilettiniz mi? Bu bahsettiğim iktidarı yıpratmaya yönelik bir demokratik tepki politikası olarak algılanmamalıdır. Bu konu tamamen bir ülke meselesi, bir hak arama mücadelesidir.Bu Diplomalı İşsizlerin yanı sıra Ülkeyi bir yangın yerine çeviren Genel İşsizlik konusunda Çare Merci olan Siyasi İrade sorgulanmakta mıdır? Hani Demokratik Açılım gibi lafların dolaştığı günümüzde gerçekten demokratik tepki ortaya konmakta mıdır? Bu demek değildir ki 2001 krizinde o dönemdeki iktidar ortağı partilerin teşkilatlarının taşlanması gibi olaylar tekrarlansın. Her şey gayet medeni ve demokratik olmalıdır! Yine bireysel olarak veya üyesi bulunduğunuz Sivil Toplum Kuruluşları vasıtasıyla kanayan yaramız İŞSİZLİK konusu bütün ilgili kişi ve makamlar nezdinde dile getirilmeli, tepki gösterilmelidir.Terör ve genel asayiş konusunda 2002 den günümüze gelinen noktanın hesabı yapılmakta mıdır? İstanbul da, Mersin de, Adana da veya diğer şehirlerimizde sokaklar güvenli midir? Bırakın terör yandaşlarının yaptıklarını adi suçlarda bile bir artış söz konusu değil mi? Bilindiği gibi bir ülkede iyi veya kötü her türlü gidişatın sorumlusu Siyasi İrade değil midir? Geçen bir televizyon konuşmasında Sayın Osman Pamukoğlu doğrudan güvenlik sağlama görevi İç İşleri bakanına aittir. Terör dâhil her türlü güvenlik meselesinin sorumlusu Siyasi İrade ve onun İç İşleri bakanıdır türünden bir açıklama yapıyordu. Ve devamla ?Sorumlu karakolda ki polis veya bir dağ köyündeki jandarma değildir.? diyordu.Zamlar konusuna gelelim. Özellikle malum basında bugünlerde taktik bir haber geçiyorlar. EPDK(Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) elektriğe %20 zammı onayladı. Petrol fiyatlarındaki tavan uygulamasını EPDK kaldırdı. Hani malum basın, yandaş basın ne derseniz deyin bir kısım basın bunu hep yapıyor. Sanki Siyasi İradenin veya Enerji Bakanlığının hiç sorumluluğu yok sanki EPDK hükümetten bağımsız bir kuruluş da zammın sorumluluğu ona aittir. Vatandaşı kör cahil zannediyorlar herhalde!Sayın Cindoruk?un deyimi ile ?Akdeniz Feneri? veya Altın, Pırlanta, Gemi, Mısır? gibi konulara girmeye bile gerek yok. Çünkü herkesin malumu olan bu işler, vakayı adi yeden olaylar haline geldi artık!Vatandaş olarak bütün bu olumsuz gidişatın sorgulamasını yapıyor muyuz? Her türlü etkiden uzak objektif düşünelim. Türkiye 2002 den daha iyi durumda mıdır? Felaket tellallığı yapmıyorum ama gerçekleri bir bir göz önüne getirelim. Sadece Atalarımızdan emanet değil, Torunlarımızdan ÖDÜNÇ aldığımız güzel ülkemiz Türkiye bugün ne durumda? Bugüne gelirken bizleri ne ile meşgul ettiler? Bütün Kurumlarla kavgayla, Ergenekonla, Davosla, Avrupa Birliği Üyeliği ile şimdilerde ise Demokratikleşme ile değil mi? Bütün bunlar yapılırken de ?narkoz? etkisini artırmak için maalesef dini söylemler (Hamdolsun?) ve motifler (Türban?) kullanıldı!Millet olarak bizler Erbakan hocanın deyimiyle ?NARKOZDAN? ne zaman uyanacağız? Sahi ne zaman?
