ORDU - Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve AK Parti Ordu Milletvekili M. Hilmi Güler, geleceği şekillendirecek üç konunun enerji, gıda ve su olacağını söyledi. Güler, Türkiye`nin son 7 yılda enerji alanındaki çalışmalarının dünyadaki enerji dengelerini sarstığını da belirterek, "Türkiye artık bir enerji oyuncusu oldu. Artık global enerji oyununu seyreden değil, oynayan hatta oyun kurucu pozisyonuna geçen bir devlet olduk" dedi. 2002 yılından geçtiğimiz Mayıs ayına kadar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`nı yürüten ve görev süresi içerisinde Türkiye`nin enerji geleceğinde büyük rol oynayan M. Hilmi Güler, son 7 yılda Türkiye`nin enerji alanındaki zenginliğini ortaya çıkardıklarını vurguladı. Enerji alanında önemi ileride daha iyi anlaşılacak ciddi, özgün adımlar atıldığını, yürütülen enerji diplomasisi ve yeniden ele alınan gaz anlaşmaları ile enerjinin, enerjiden çok daha fazla bir şey olduğunu herkesin gördüğünü belirtenGüler, Bakü- Tiflis-Ceyhan (BTC), Şahdeniz, Türkiye-Yunanistan petrol ve doğalgaz boru hatlarının inşaatı ve Nabucco projesini buna örnek gösterdi. 2002`de Türkiye genelinde 17 megavatlık kurulu güç mevcutken bugün bin megavatlık kurulu gücün faaliyet gösterdiğini, boşa akan suların hidroelektrik santrallerine, boşa esen rüzgarların da rüzgar türbinleri ile enerjiye dönüşmeye başladığını kaydeden Güler, yapılan çalışmalarla 48 bin megavatlık yenilenebilir enerji kaynağı potansiyelini ortaya çıkardıklarınıbelirterek, "Zaman içinde gerçekleşecek yatırımlarla bu potansiyel Türkiye ekonomisine kazandırılacak. Jeotermal ve güneş enerjisinde tüm Türkiye`nin potansiyeli ölçüldü. Projeler hazırlandı. Jeotermal kaynaklar sayesinde önümüzdeki süreçte organize sera bölgeleri hızla yerini alacak. Anadolu`da herkesin enerji projelerini konuşması boşuna değil. Kısacası Türkiye ithal doğalgaza mahkum olmayacak kadar zengin bir potansiyele sahip olduğunu gördü. Bir de TBMM`de oylama aşamasına gelen Yenilenebilir EnerjiYasası`ndaki eklerin yasalaşması durumunda ülke çok büyük ivme kazanacaktır" dedi. "HALKI ALDATILMIŞLIKTAN KURTARDIK" Göreve başladığı 2002 yılında dünyada en pahalı gaz ve elektriği kullanan ülke durumunda olduklarını, ayrıca halkta `aldatılmış` duygusunun hakim olduğuna dikkat çeken Güler, şunları belirtti:"Halkta, pahalı gaz anlaşmalarından dolayı bir aldatılmışlık duygusu hakimdi. Anlaşmalar masaya yatırıldı. Büyük mücadelelerden sonra Rus gazının hem fiyatını aşağıya çektik hem de kullanmadan ödemek zorunda kaldığımız al ya da öde miktarlarını sildirdik. 40 milyar metreküp yükten kurtulduk. İran tahkimini kazandık. Cezayir ile fiyatı aşağı çektik. Bunlardan dolayı devlet milyarlarca dolar kar etti. Bu ucuzluktan dolayıdır ki, doğalgaz kullanan il sayısı bizden önce beş iken şimdi 65. Daha da önemlisi`aldatılmışlık` duygusundan da kurtulmuş olduk. Şehirlerde hava kirliliğinden kurtuldu." "ENERJİDE YEPYENİ SAHALAR AÇTIK" Görev süresi içinde elektriğe zam yapmadıklarını da hatırlatan Güler, şöyle devam etti: "Elektrik arz güvenliği konusunda yapılanları anlatma fırsatımız pek olmadı. Bizden önce üretilen elektriğe 100 dersek, kesintilere karşı apartmanların merdiven başlarında mumların bulunduğu, Bulgaristan`dan elektrik satın aldığımız bir dönemden komşularına elektrik satan bir Türkiye`ye geçtik. Haksız ve insafsızca çok eleştirildik. Bunlara projelerle cevap verdik. Şimdi artık kriz lafı edilmiyor. Bu eleştiriler nedense birden kesiliverdi. Başlattığımız projeler peş peşe törenle açılıyor. Yatırımlar tümAnadolu`da tabana yayıldı. Rüzgar türbinleri dönüyor, daha önce boşa akan sular hidroelektrik santrallerle çevre dostu enerjiye dönüşüyor. 30 milyar dolarlık yatırım projesi toplamı Hazine`ye bir kuruş yük olmadan başlatıldı. Yerli sanayi ile rüzgar türbinlerini, hidroelektrik türbinlerini, güneş panellerini dizayn edip imal etme çalışmaları. Bu başlı başına yepyeni bir saha. Sadece rüzgardaki potansiyel 40 milyar dolar. Tıpkı otomotiv sektörü gibi bir saha. İstihdam ve ihracat imkanları ile çok büyük,yepyeni bir imkan." "ARTIK OYUN KURUYORUZ" Nükleerde 4 ünitenin hazineye yük olmadan karar aşamasına getirildiğini de kaydeden M. Hilmi Güler, Türkiye`nin enerji alanında artık `oyun seyreden` değil, `oyun kurucu` pozisyonuna geldiğini belirterek, "Bugünkü tablo Türkiye`yi bir enerji oyuncusu yaptı. Artık global enerji oyununu seyreden değil, oynayan hatta oyun kurucu pozisyonuna geçen bir devlet olduk. Türkiye üzerinden bir düşey çizgi çizersek doğuda dünya petrol ve gazının yüzde 70`ini üreten ülkeler grubu, batısında ise büyük petrol ve gazihtiyacı olan Avrupa. Biz bakanlık olarak bu tabloya göre bir konsept ürettik. `Ya geçiş coğrafyası olacağız, ya kaynak coğrafyası olacağız` dedik. Türkiye sıradan bir ülke değil; terminal bir ülke olması gerekiyor. Kaynak ülke olmayı hedefliyoruz. Bizi Rotterdam`ın ötesine taşıyacak Ceyhan Enerji Merkezi Projesi`ni başlattık. Bu, dünya enerji dengelerini etkiledi, hatta sarstı" diye konuştu. "BENİM DERDİM AR-GE" Güler, siyaset ve hizmet anlayışını ise şöyle özetledi: "Ben siyasete `bir şey olmak` için değil `bir şey yapmak` için girdim. Benim dert edindiğim en önemli konu AR-GE. Başta yeraltı ve yerüstü olmak üzere kaynaklarımızın ortaya çıkması. Madenlerimizin, yeraltı sularımızın, jeotermal, petrol rezervlerimizin, güneşimiz ve rüzgar gücümüzün projelendirilmesi ve uygulamaya konmasıdır. Türkiye`de ne yazık ki bilime ve AR-GE`ye dayalı bir siyaset geleneği yok. Gönüllü olarak bu tip çalışmalara bir ölçüde katkıda bulunmak istiyorum. Kanaatimce geleceğişekillendirecek üç konu enerji, gıda ve su olacaktır. Bu konuda özellikle bakanlığım döneminde TAEK`ta geliştirdiğimiz ama kamuoyuna duyurma nda kaldığımız al ya d imkanı bulamadığımız ulusal tohumlarımız, Türkiye`ye yepyeni avantajlar sunuyor. Siyasetin yanında bu üç konuya; enerji, gıda ve suya yönelik projelere ağırlık vereceğim."
