İzmir’de 117 kişinin yaşamını yitirdiği, bin 34 kişinin de yaralandığı büyük depremin ardından evsiz kalan binlerce aile için, konut yapımı hızla devam ediyor. 7 proje alanında bin 404 konut ve 289 dükkan hak sahiplerine teslim edildi. Dairelerine yerleşen depremzedeler, yeni evlerinde yeni bir hayat kurmaya başladı.
İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde en fazla hasar gören bölge Bayraklı ilçesi olmuştu. 7 proje alanında bin 404 konut ve 289 dükkan, hak sahiplerine teslim edildi. Böylece 7 proje alanında yapılan tüm konutlar teslim edilmiş oldu. Rezerv bölge alanında yapımı devam eden 3 bin 657 konut ve 68 dükkanın ise yılsonuna kadar etaplar halinde teslim edilmesi planlanıyor. Zaman içerisinde evlerine yerleşmeye başlayan depremzedeler, depremin 2. yıl dönümüne yaklaştığımız şu günlerde yeni evlerinde yeni bir hayat kuruyor. Depremde yıkılan Barış Sitesi’nde Ahmet Baltrak’ı (67) kaybeden 62 yaşındaki Hatice Baltrak, 22 yıl boyunca yaşadığı binanın yerine inşa edilen apartmana yerleşti. Depremde oğlu Berk Öztürk’ü (14) kaybeden 42 yaşındaki Meryem Öztürk de oğlunu hatırlattığı için Barış Sitesi’nin bulunduğu alanda inşa edilen binada oturmayı tercih etmedi. Öztürk, aile büyüklerine ait olan 3. proje alanındaki binaya eşi ile yerleşti. Depremde en değer verdikleri kişileri kaybeden Baltrak ve Öztürk, yerleştikleri evlerden memnun olduklarını, en önemli konunun metrekare değil, güvenli bina olduğunu söyledi.
“Eski evimiz 140 metrekareydi ama mezar oldu”
Depremde 22 yıl boyunca yaşadıkları evlerinin yıkıldığını ve eşimi kaybettiğini belirten Hatice Baltrak, “Deprem sonra bir süre kiralık evde yaşadım. Depremden yaklaşık 1 ay sonra evlerimizin yapımına başlandı. 18 ay sonra da teslim edildi. Evime yerleştim, şükürler olsun. Evden memnunum. 2+1 evimde eşimden aldığım ölüm aylığı ile geçiniyorum. Bu evi eski evle kıyaslamanın bir anlamı yok. Eski evimiz 140 metrekareydi ama sağlam değildi ve mezar oldu. Biz büyük evler değil sağlam, düzenli evler istiyoruz. Şükürler olsun ki şu anki evim sağlıklı ve düzenli. Oturduğum evden memnunum. Şu anda 22 yıllık komşularımla aynı binada otuyoruz. Eşimi burada kaybettim, acımı burada yaşadım ama arayanımız soranımız çok. Allah hepsinden razı olsun” dedi.
“Henüz bir ödemede bulunmuyorum”
Deprem gerçeğine vurgu yapan Baltrak, “Depremi yaşamak çok zor. Tekrarı olmasın ve bu evler de artık ne olur denetlensin. Deprem anında ben de evde olabilirdim ama depremden 10 dakika önce bankaya gitmek için evden ayrılmıştım. 10 dakika sonra bütün hayatım değişti. Eşim evdeydi ve enkazdan 9 saat sonra çıkarabildik. Allah razı olsun devletimiz yanımızdaydı. Eşya yardımı ve kira yardımı yatırıldı. Evim bitince evime yerleştim. Şu anda bir ödemede bulunmuyorum. Cumhurbaşkanımız açıkladı; 2 yıl ödemesiz 18 yıl ödeneceğini söyledi. Ancak henüz ödemelere başlamadık” diye konuştu.
“Önceliğimiz güvenli bina olması”
30 Ekim öncesinde Barış Sitesi’nde ikamet ettiklerini ifade eden Meryem Öztürk de şunları söyledi: “Evimizin yıkılması sonucu bir süre Narlıdere ilçesinde ikamet ettik. Berk’in aramızdan ayrılması nedeniyle tekrar Barış Sitesi’nin bulunduğu binaya gitmek istemedik. Şu anda 3. proje alanında kalıyoruz. Burası da aile büyüklerimizin eviydi. 1 ay kadar önce buradaki evimize taşındık. Belki kayıplar yaşamasaydık metrekare konusunu konuşabilirdik ama eşim ve ben bu evde yalnızız. Metrekare konusunda herhangi bir şikayetim yok. Aslında bu saatten sonra oturduğum alanın metrekaresinin kaç olduğunun bir önemi de yok. Kalabalık aileler için elbette metrekare konusu önemli olabilir. Ancak bizim için şu anki öncelik, güvenli bina olması.”
“Metrekarelere takılmayalım”
Deprem konutlarının güvenliği konusunda endişesi olmadığını söyleyen Öztürk, “Bu binaların güvenlik konusunda sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. Çünkü inşaat aşamasında gördüğümde fore kazıklar kullanılıyordu. Benim için binanın güvenli olması, metrekaresinden çok daha önemli. Metrekarelere takılmayalım. Önemli olan can güvenliği. Şu anda 500 metrekarelik bir evde oturmuş olsam bile Berk içinde olmadığı zaman bu duvarlar bana hiçbir şey ifade etmez. Neticede yine yalnızız, ev yine boş. Keşke Berk aramızda olsaydı da o ev dahi olmasaydı” sözlerine yer verdi.