Tarih: 25.10.2016 05:54

Ahfeş?in Keçisi ve Öğretmenler

Facebook Twitter Linked-in

Arap âlimlerinden Ahfeş, öğrenciliğinde çok çalışmasına rağmen derslerinde başarılı olamıyormuş. Öğretmeni buna bir yöntem önermiş. Yöntem şu imiş; Çalıştığı, ezberlediği veya öğrendiği ne varsa onu başkalarına anlatmak. Böylece çalıştığı ders konularının aklında kalacağını söylemiş öğretmeni.

Ahfeş öğretmeninin tavsiyesini tutmuş. Önüne gelen herkese çalıştığı ders ünitelerini anlatmaya başlamış. Zaten ?Öğretmenler de öğretirken öğrenir!? efsanesine uygun olarak Ahfeş çalıştığı dersleri aklında tutmaya başlamış. Başlamış ama milleti de bıktırmış. Onu gören herkes ondan kaçmaya başlamış.

Sonuçta bakmış böyle olmayacak. Bir keçi satın almış. Ezberlediği dersleri ona anlatarak bilgisini pekiştireceğini düşünmüş. Zaten dil öğretiminde de böyle bir anlayış vardır. İkinci dil öğrenenlere öğrendikleri kelimeyi mutlaka cümle içerisinde kullanmaları tavsiye edilir. Neyse bırakalım ikinci dili tekrar keçiye gelelim.

Ahfeş keçiyi almış ya, artık dersleri ona anlatmaya başlamış. Her dersin sonunda ise ?Anladın mı?? diye sorarmış! Cevap olarak ta keçi ? Evet? anlamında kafayı sallarmış. Tabi keçinin kafasını sallamayı boynuna bağladığı ipi çekerek gerçekleştiriyormuş.

Ahfeş keçinin boynuna bağladığı ipi kendisi çekerek kendi anlattıklarını keçiye tasdik ettiriyormuş! Zaman geçtikçe keçi artık şartlı refleks yoluyla alışkanlık sağlamış ve Ahfeş`in her konuşmasından sonra kafasını sallamaya başlamış.

Bu ?Ahfeş?in keçisi gibi? deyimi her söze düşünmeden (!) kafa sallayanlar yani evet diyenler için kullanılır. Sizler isterseniz günümüzde tekil değil de çoğul olarak da kullanabilirsiniz. ?Ahfeş?in keçileri gibi? deyimi de fena sayılmaz.

Hayret bir şey! Ta lise belki de ortaokul yıllarından aklımda kalan bu anekdotu niye anlattım ki? Haydi bakalım, bu hikayaciği bir olaya bağlayalım. İnat bu ya ben bağlamayacağım. Siz bir şeyler düşünün. Etrafınıza bir bakın. Size azıcık yardımda bulunayım.

Bir filim senaryosu kurgulayalım. Filmin jönü (Esas Oğlan) sahneye gelsin. Karşısına da parayla tutulan figüranlar otursun. Senaryo gereği Esas Oğlan ağzına ve aklına ne geliyorsa konuşsun. Tabi figüranlar da Esas Oğlanın sözlerini Ahfeş?in keçileri gibi tasdiklesinler. Figüranların düşünmelerine zaten gerek yok ki! Onlar senaryodaki rollerini oynayıp alacakları parayı bilirler. Ne de olsa bu bir filimdir, film. Gerçek hayatla ilgisi yoktur! Var ise de onu siz bulun.

Gerçek hayat demişken aslında gerçek hayatta öğretmenlere çok iş düşüyor. İş olup ta hedef gayet basittir. Öğretmenin önünde iki seçenek vardır. Ya Ahfeş?in keçisi gibi biatçi öğrenci yetiştirmek ya da, okuyan, araştıran, öğrenen ama en önemlisi muhakeme yapan yani sorgulayan, yani düşünen adam yetiştirmektir. Başka bir deyişle ?fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür? nesiller yetiştirmektir.

Bu cümlelerim de biraz tuhaf olmadı mı? Sanki bizim eğitim sistemimizde ?Evet efendimci, düşünmeyen, muhakeme yapmayan, biat eden, ben bilmem ağabeyler, ablalar veya şeyhim bilir diyen kindar? nesiller yetişiyormuş gibi Atatürk?ün sözlerine atıfta bulunmuşum.

Bakınız Türkiye?de Milli Eğitim Okullarının ve Üniversitelerin eğitim öğretime başladığı gün Amerika?nın Uzay araştırma istasyonu NASA Mars gezegeninde su bulunduğuna dair bir açıklamada bulundu. Hindistan Uzay araştırmaları için 1 Milyar Dolara mal olan gözlem evini Uzaya gönderdi. Biz bilimde Amerika?yı bir tarafa bırakın Hindistan seviyesine ne zaman çıkacağız?  Neden şimdiye kadar çıkamadık? Nasıl çıkacağız?

Soru sormak kolay. Her soruya cevap bulmakta kolay. Hele mazeret üretmede de elimize kimse su dökemez! İşimize gelirse Hz. Peygamberin ?İlim Çin?de de olsa gidip öğreniniz? sözünden bahsederiz. Hz. Ali?nin ?Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum? sözüne atıfta bulunuruz. Daha derinlere mesela  ?Oku? emrine gitmeyelim.

Sonuç olarak diyebiliriz ki okuyan, araştıran, öğrenen, düşünen, aklını kullanan, sorgulayan nesiller yetiştirmeliyiz. Ahfeş?in keçileri fıkrada kalsın!




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —