Tarih: 25.10.2016 06:01

DP Kongresi=Muhalefetin Miladı!

Facebook Twitter Linked-in

"Toplumsal tepkiyi yeni bir muhalefet hareketine dönüştürecek, bir sinerji oluşturacak eyleme ihtiyaç var. Bu eylemin 6 Ocak 2008 tarihinde, "Düz Ova Siyasetçisinin" tasfiyesiyle sonuçlanacağı görülen DP kongresiyle başlayacağını umut ediyorum. Kim bilir belki de 7 Ocak 2008 tarihi sadece Osmaniye`nin Kurtuluşu değil, ülkeyi görülmemiş oranda borca sokan, her şeyi satan, BOP çu Zihniyete Muhalefet Hareketinin Miladı olur." 2007 yılının son günü bu köşemde "Muhalefetin Miladı mı, Osmaniye`nin Kurtuluşu mu?" yazımı yukarıdaki cümlelerle bitirmiştim.Daha sonra 02 Ocak 2008 tarihinde Konya`mıza görüşmelerde bulunmak üzere gelen DP nin şu an ki genel başkanı Sayın Süleyman Soylu`yu kongre öncesi dinleme fırsatım oldu.39 yaşında genel başkanlığa talip olan sayın Soylu umut vaat eden söylemiyle Türkiye`nin gelecek on yıllara damgasını vuracak bir bilgi birikimine sahip görünüyordu.Kafamda sormayı tasarladığım bütün sorulara, sanki neleri soracağımı önceden biliyormuş gibi, tek tek cevap verdi. Partisinin içinde bulunduğu durumun özeleştirisini çok güzel yapıyordu.Mesela benim genel başkanlığımda "hiçbir teşkilat bir faksla görevden alınmayacak", "parti içi demokrasiyi tesis edeceğiz", "ahde vefa göstereceğiz"," "aday tespitinde hakim nezaretinde kayıtlı üyelerle ön seçim yapılması yöntemini getireceğiz"? gibi sözler söyledi.Daha neler neler dile getirdi de onları icraatlarıyla ortaya serdikçe hep beraber göreceğiz. Geçmişteki hatalar ortaya konur, ve o hatalardan ders alınırsa kaçınılmaz olarak gelişme kendiliğinden gelir. DP nin dahası Merkez Sağın bu duruma düşmesinde büyük rolü olan "Düz ova siyasetçisinin" yaptıklarına bakalım. Bir sefer kim(!) kulağına fısıldadı ise "düz ova söylemi" partililer arasında bile tutmamış ve parti içinde bir tepki oluşmuştur.İkincisi kendisinin o makama gelmesinde katkısı olan Emniyet Eski Emniyet Genel Müdürü, Vali,Milletvekili Sayın Saffet Arıkan Bedük gibi yöneticiler istifa ediyor, umursamıyor, "vefasızlık" yapıyor.Milletvekili aday tespitlerindeki oynanan oyunları, dönen "akçalı" dolapları unutmak mümkün mü? Ya "ahbap çavuş ilişkisine" ne demeli?Sırf hemşerisi türkücü Fatih Kısaparmak`ın o dönemde Kanal 7 de program yapan karısını Kastamonu dan teşkilata rağmen birinci sıradan aday göstermesi hangi mantıkla izah edile bilinir? "Temayül yoklaması" ayrı bir komediydi zaten. Parti içi demokrasiden çok zaten liderokrasiden söz etmek mümkün.Faksla seçilmiş teşkilatların görevden alınması va-kayı adi yeden sayılmaktaydı. Daha önemlisi "Anavatan Partisiyle" birleşme, dolayısıyla Merkez Sağda bir sinerji yaratılması fikrinin gerçekleştirilmemesi de "düz ova siyasetçisinin" bilerek veya bilmeden yaptığı güven sarsıcı bir davranıştı.Gerçi kongrede "düz ova siyasetçisi" başarısızlığının bütün sorumluluğunu Genel Kurmayın e-muhtırasına bağlama kolaycılığını seçti. Yani kendisi sanki sütten çıkmış ak kaşık, belki de hakikaten "Ak-kaşık!". Şu anda mevcut muhalefet partileri maalesef iktidar partisine ALTERNATİF teşkil edecek politikalar oluşturamamaktadırlar.Meclis dışında da olsa toparlanmış,kendi iç huzurunu sağlamış güven veren bir MERKEZ SAĞ parti olarak DP mevcut iktidarın alternatifi olacaktır. Türkiye`nin çimentosu olan Merkez Sağın güçlenmesi ,ülkenin güçlenmesi demektir. Bu Merkez Sağ adam olur mu? Olur tabiî ki, ancak Merkez Sağdakiler şairin dediği gibi "önce biz, ama önce biz adam olmalıyız!" demeliler. Benim inancımda zaten onların adam olduğu ve Türkiye`nin umudu olduklarıdır.Sayın Süleyman Soylu ve yönetimine başarı dileklerimle.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —