Tarih: 25.10.2016 05:21

Her fabrika enerjisini kendisi üretecek

Facebook Twitter Linked-in

ANKARA - Yenilenebilir enerji kaynakları, kendisini dünya varoldukça yenileyen, yani tükenmeyen enerji kaynaklarıdır. 1970?li yıllarda ortaya çıkan petrol krizi, nükleer enerji santrallerine karşı oluşan toplumsal tepkiler ve fosil yakıtlarının kullanımı sonucu ortaya çıkan sera gazları olarak adlandırılan karbondioksit, metan ve azot oksit gibi gazların atmosfere salınımıyla oluşan çevre kirliliği; bilim insanlarını, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarını değerlendirmeye itmiştir.İnsanoğlu yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan rüzgar enerjisini yüzyıllardır kullanmaktadır. Hollanda?dan Amerika?ya birçok farklı coğrafyada rüzgar enerjisi , yel değirmenleri vasıtasıyla un üretmek ve su kuyularından su çekmek için kullanılmıştır. Günümüzde ise modern rüzgar türbinleri vasıtasıyla rüzgar elektriğe dönüştürülerek insanoğlunun kullanımına sunulmaktadır.Rüzgar enerjisinin ana kaynağı güneştir. Rüzgar türbinleri, rüzgardaki kinetik enerjiyi önce mekanik enerjiye daha sonra da elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Bir rüzgar türbini genel olarak; kule, elektrik jeneratörü, hız dönüştürücüleri (dişli kutusu), elektrik -elektronik elemanlar ve rüzgar pervanesinden oluşur. Rüzgar, türbin pervanelerinin üzerinden geçerken enerjisini pervaneye bırakır ve pervane döner. Böylece rüzgardaki enerji ilk olarak pervanenin hareketiyle oluşan kinetik enerjiye çevrilmiş olur. Bu mekanik hareket, uygun dönüştürücüler vasıtasıyla elektrik, ısıl ve mekanik enerji şekillerine dönüştürülebilir. 1997 yılında dünyada 7.475 MW elektrik yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan rüzgar enerjisinden sağlanıyordu ki bu yaklaşık üç buçuk milyon evin elektrik ihtiyacına eşit bir güç anlamına gelir. Dünya Rüzgar Enerjisi Birliği?nin verilerine göre 2007?nin sonunda ise bu rakamın 90.000 MW olması bekleniyor. 10 yılda rüzgar enerjisinin kullanımında yaşanan % 1200? lük bu artış, doğal olarak pazardaki rekabeti de arttırmıştır. Bu durum rüzgar enerjisi alanında çalışan firmaları üretim, satış ve finansman konularındaki çalışmalarını değiştirmeye ve geliştirmeye yönlendirmiştir. Türkiye?de şu anda yaklaşık 200 MW olan kurulu gücün önümüzdeki 5 yıl içinde 10.000 MWlar düzeyine geleceği öngörülmektedir. 1 Kasım 2007? de EPDK?ya yapılan 78.000 MW?lık lisans başvurusu da, Avrupa?da İngiltere?den sonra en yüksek ikinci rüzgar potansiyeline sahip olan ülkemizin rüzgar enerjisinden elektrik elde etme konusunda ne kadar istekli olduğunun bir göstergesidir. Dünyada özellikle rüzgar enerjisi alanındaki yatırımların dışa bağımlılığı azaltan yatırımlar olarak algılandığını ve Kyoto Protokolü kapsamında enerji sektöründeki büyük firmaların üretimlerinin belirli bir kısmını yenilenebilir kaynaklardan karşılaması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle EPDK?ya lisans başvurusunda bulunan birçok global firma bulunmaktadır. TÜRKİYE?NİN İLK YERLİ RÜZGAR TÜRBİNİ SOYUTWINDTürkiye`de yavaş da olsa büyümeye başlayan rüzgâr enerjisi pazarına yerli üretim yapan bir oyuncu da katıldı. Soyut Enerji, Ankara`daki fabrikasında ürettiği rüzgâr türbinleriyle dünya devlerine kafa tutuyor.Konu ile ilgili olarak gazetemize açıklama yapan Soyut Enerji Proje Gelişterme Müdürü Ali Çolak şunları söyledi:Ülkemizde yenilenebilir - temiz enerji alanında çalışmalar yapan, 1974 yılında kurulmuş Ankara merkezli Soyut Holding A.Ş. `nin iştiraki olan Soytes Temiz Enerji ve Elektroteknik Sanayi A.Ş. rüzgar türbin imalatı yapan tek firmadır. SoyutWind markası adı altında Ankara-Temelli` deki 15.000 m2 kapalı alan ve 120.000 m2 açık alana sahip fabrikasında rüzgar türbinlerinin, kulelerinin ve kanatlarının imalatını gerçekleştirmektedir. Fabrika, 1 MW büyüklüğünde 250 türbin üretme kapasitesine sahiptir.Soytes A.Ş., 1994-1996 yılları arasında güneşten elektrik elde etmek için kullanılan fotovoltaik cell? lerin ithalatını yaparak Türkiye? de uygulamalarını gerçekleştirdi. 1996-2000 yılları arasında 3,6 MW gücünde francis model hidro (su) türbinlerinin bazı parçalarını yine kendi fabrikasında imal etmiştir. 2000 yılına gelindiğinde yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar enerjisinin yaygınlaşmaya başlaması ve türbin imalatında edinilen tecrübe ile rüzgar teknolojilerinde üretim yapma konusunda çalışmalara başlamıştır. Alman bir mühendislik ekiple başlanan rüzgar türbini imalatı çalışmaları daha sonra Türk mühendisler tarafından geliştirilerek nihai tasarımını almış ve imal edilmeye başlanmıştır. Üretimler 2 gruba ayrılmaktadır. Bunlardan birincisi, 80 watt?tan 20 kW?ya kadar olan, elektrik enerjisinin depolanabildiği akülü sistem rüzgar türbinleridir. Küçük güçlerdeki bu türbinler genellikle şebekenin olmadığı ya da şebekeyi ulaştırmanın ekonomik olmadığı yerlerde uygulanır. Şehir dışı yerleşimler, çiftlik evleri, tekneler, karavanlar, telekomünikasyon uygulamaları, askeri tesisler, parklar, sulama pompaları, balık çiftlikleri, seralar, küçük maden ocakları ve bazı fabrikalar küçük türbinlerin kullanımı için oldukça uygun alanlardır. SoyutWind akülü rüzgar türbinleri çok az bakım gerektirecek şekilde dizayn edilmişlerdir. İşletme giderleri neredeyse yoktur. Her türlü çevre şartlarına dayanabilecek şekilde dizayn edilirler. Otomatik kontrol mekanizmaları, sistemi aşırı şarjdan koruyan kontrol sistemleri vardır ve ayrıca çok yüksek rüzgar hızlarında otomatik korunmalı dizayn edilmişlerdir.Üretimi devam eden ikinci tür rüzgar türbinleri ise 20 kW ? 1500 kW arası güçlerde, ürettiği elektriği direkt şebekeye verebilen, şebeke bağlantılı sistemlerdir. Büyük güçlerdeki bu türbinler elektrik tüketimi fazla olan endüstriyel tesislerde, büyük kooperatiflerde, belediyelerin tesislerinde, maden ocaklarında (mermer, taş kömürü vs.) ve elektrik üretim ve dağıtım şirketleri tarafından ticari yatırım amaçlı olarak kullanılabilmektedir. Büyük türbinlerden oluşan rüzgar çiftliklerinin yıllık bakım masrafı ise yatırımın %1`ini geçmemektedir. Bu şartlar altında kurulacak türbinlerden elde edilen elektrik enerjisi, şebekeye; maliyeti düşük, çevreyi kirletmeyen, güvenli ve yenilenebilir bir kaynaktan üretilmiş olarak verilir. Rüzgar enerjisi teknolojilerine özellikle belediyelerden, tarım sektöründe faaliyet gösteren kişi ve kuruluşlardan, sanayi kuruluşlarından, rüzgar enerjisi santrali üretim lisansı sahibi firmalardan , tekne-yat kullanıcılarından ve kişisel kullanıcılardan yoğun talep gelmektedir. Şu ana kadar Türkiye? nin çeşitli yerlerinde 80 Watt, 1 kW, 3 kW, 7,5 kW, 10 kW, 20 kW ve 250 kW güçlerinde kurulumlar gerçekleştiren SoyutWind önümüzdeki dönemde Türkiye? de ve yurtdışında toplamda 350 MW? a yakın bir kurulu gücün türbinlerini kurmayı planlamaktadırlar. Soyut Rüzgar türbinleri tasarımı sayesinde gayet basit bir şekilde, operatöre ihtiyaç duyulmadan tamamen otomatik olarak çalışabilecek şekilde dizayn edilmişlerdir. Ayrıca bu şekilde sadece periyodik bakımlarının yapılması ile 20-30 yıla yakın çalışabilirler. Soyut Grubu`nun enerji sektöründeki hedefi, bünyesinde çalışan uzman kadrosuna genç mühendisler ve teknik elemanları da katarak hem rüzgar enerjisi kullanımının gelişimine hem de ülkemizin enerji bağımlılığının azaltılmasına katkıda bulunmaktır. Teknolojiyi takip etmek ve geliştirmek için Ar-Ge çalışmalarını kesmeden sürdüren şirket temiz enerji konusunda uluslararası akreditasyon veren AWEA (American Wind Energy Association)-Amerikan Rüzgar Enerjisi Birliği ve ACORE (American Council On Renewable Energy)-Amerikan Yenilenebilir Enerji Konseyi kuruluşlarına üye kabul edilmiştir. Firma, yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı kredi de sağlayarak anahtar teslim santral kurmaktadır. Rüzgar türbinin işletmeye alınması, inşaatın başlamasından ticari üretime geçişine kadar, 4 ay gibi kısa bir sürede gerçekleştirilmektedir. SoyutWind, 7 yılda edinilen bilgi birikimi ve teknoloji sonucunda rüzgar türbinlerimizin üretimi için gereken hammadde ve parçaların büyük kısmını yurtiçinden tedarik etmektedir. Rüzgar teknolojilerine olan talebin artması ile bu sektörde çalışan firmaların ülke ekonomisine sağlayacağı katma değer ve yeni iş alanları Türk sanayisinin uluslararası alanda sürdürülebilir rekabet edebilmesini sağlayacaktır. Yakın zamanda mevzuatta yapılan düzenlemeler 200 kW gücün altındaki rüzgar türbinlerinin lisans almadan kurulabilmesine olanak sağlamaktadır. Bu durumun rüzgar türbinlerinin kullanımını arttırması beklenmektedir. Soytes A.Ş., sadece ucuz türbin sunarak sorunların çözülemediğini, karşılarına çıkan en büyük problemin büyük türbin üreticilerinin yatırımcıya kredi bularak finansman desteği sağlaması ve bu yolla rekabette avantaj sağlaması olduğuna inanmaktadır. Bu konuda da rekabet etmek için İsviçre`deki bir firmayla anlaşma imzalayan firma çok kısa bir süre sonra rüzgâr türbini sipariş edenlere kredi sağlayacaktır. Soytes`in şu ana kadar yaptığı yatırım miktarı 30 milyon doları geçiyor. 30`u mühendis olmak üzere 120 kişilik bir ekip imalat için hazır bekliyor. Türkiye, belki de bu yatırımla kendi teknolojisini geliştiren bir rüzgâr devi olma adında ilk adımı atmış bulunuyor. Bu yatırım hamlesi, rüzgâr enerjisinin tüm dünyada sadece elektrik üretiminde sunduğu alternatif için değil, sağladığı istihdam ve ihracat olanakları için de tercih edildiğini anımsamamız açısından iyi bir örnek teşkil ediyor. Türkiye`nin rüzgâr potansiyeli ve coğrafi konumu imalat için de iyi bir yatırım ortamı yaratıyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —