ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dışarıda haktan, hukuktan, adaletten, insanlıktan bahseden Başbakan`ın, içeride totaliter bir siyasetçi görüntüsü çizdiğini söyledi. Coplanan ve yerlerde süründürülen öğrencileri hatırlatan Bahçeli, "haklarını aramaktan başka bir kaygısı olmayan işçilere yönelik sert müdahaleler, eğer gelişmiş bir demokrasinin göstergeleriyse, diyebileceğimiz sadece olmaz olsun böyle demokrasi anlayışı olacaktır" dedi. Partisinin Meclis Grup Toplantısında konuşan Bahçeli, geride kalan hafta, sonuçları itibariyle çok yararlı olacağına inandıkları ziyaretlere devam ettiklerini belirterek, bu kapsamda Osmaniye ve ilçelerinde, Hatay ve ilçelerinde, İçel`in Tarsus ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldiklerini hatırlattı. Bu seyahatin işaret ettiği en çarpıcı neticenin milletimizin AK Parti`den umudunu kestiğini ve sorunlarının artık bu iktidarla çözülemeyeceğine kesin kanaat getirdiğini ortaya çıkarmış olduğunu anlatanBahçeli, şöyle konuştu: "Ucuz popülizm ve sanal başarı hikayeleriyle ülkemiz içinden çıkılması zor bir alana girmiştir" AK Parti`nin 8 yıllık iktidarı sonucunda, hakkını teslim ve takdir edecekleri bir gelişmeye, zenginleşmeye ve refah artışına gittikleri yerlerde tesadüf edilemediğini anlatan Bahçeli, şunları söyledi: "Anlaşılan, AK Parti`nin istismar ve mağduriyetten güç alan siyasi duruşu çatırdamaya yüz tutmuş ve milletimiz, bu zihniyetle arasına mesafe koymaya başlamıştır" 3 Aralık tarihinde `Dünya Engelliler Günü`nün kutlandığını hatırlatan Bahçeli, engelli olmanın ortaya çıkardığı sorunlar üzerine daha fazla düşünme imkanı bulduklarını söyledi. Özellikle Engelliler Günü`nde mesaj yayımlamakla, törenler düzenleyerek plaket vermekle ve hatıra fotoğrafları çektirmekle engelli vatandaşların sorunlarının bitmediğini ve azalmadığını görmek gerektiğini ifade eden Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: "Engelli kardeşlerimize tüm hayatları boyunca gösterilecek şefkat ve sevginin,onları normal birer insan olarak değerlendiren yaklaşımların her şeyden öncelikli ve önemli olduğunu düşünüyorum. Asıl engelin bedende ya da zihinde değil algıda, davranışta ve insanlık değerlerinden mahrum olmakla belirginleşeceğini bilmek gerekmektedir. Engelli kardeşlerimizi en çok üzen ve rahatsız eden hususun ise, karşılarına dikilen aşılmaz engeller olduğu açıktır. Anaokulundan başlayarak eğitim sürecinin her aşamasında, sosyal ve ekonomik ilişkilerinde, iş ve meslek hayatlarında engellikardeşlerimizin muhatap oldukları zorlukları aşmada yardımcı olmak, hepimizin hem insani, hem de vicdani görevleri arasındadır."5 Aralık tarihinde kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 76. yıldönümünü kutladıklarını kaydeden Bahçeli, bu tarihi olayın, Türk demokrasisi açısından bir milat olduğuna işaret etti. Siyasetin cinsiyete saplanmış türevi ve kadınları dışlayan yorumunun böylelikle ortadan kaldırıldığını ve insan olmanın herkes için sağladığı eşit sorumluluk ve hakların kadın-erkek ayırımına takılmadan sahiplerine kazandırıldığını ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu: "Takdir edersiniz ki cinsiyet farklılığına yapılan göndermeler gereklidir ancak belirleyici ve tayin edici olmayacağı da açıktır. İnsanlık artık kadınlar ya daerkekler olarak doğaları gereğince tasnife tabi tutulmayacakları bir geleceğe doğru gitmektedir. Bu kaçınılmazdır. Böyle bir gelecekte, kadın ya da erkek tüm fertlerin önceliklerinde veya deneyimlerinde cinsiyetlerine göre değil bireyler olarak farklılaşacakları ve başta siyaset olmak üzere hayatın her alanına somut bireyler olarak ve eşit biçimde katılacakları fikrini taşıyorum." Türkiye`nin, AK Parti iktidarının siyasi ayak oyunları ve hamasi nutukları eşliğinde kritik ve sorunlu bir sürece adım adım sürüklendiğini dile getiren Bahçeli, içeriğinin ne olduğu belirsiz olan ileri demokrasi sözlerinin, sahte özgürlük savunuculuğuyla birleşmesinin gerçekleri tersyüz ettiğini ve gizli kapaklı ilişki ve niyetlere sığınak olması bakımından da dikkat çekici olduğunu söyledi.Kendini emniyete almak maksadıyla küresel çekim alanına fazlasıyla kapılan ve şimdiye kadar aldığı dış destekle Türkiye`de karşılaştığı sorunları aşmaya çalışan AK Parti hükümetinin, yolun sonuna yaklaştığının yaşanan gelişmelerle iyice netleştini ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "AB ile sarmaş dolaş olmanın ve ayakta kalmak için ABD`nin himmetine sığınmanın faturası AKP`nin önüne çıkmaya başlamıştır. Uluslararası koalisyon ortaklarıyla arasına kara kediler girmeye başlayan iktidarın,köksüz, onursuz, şahsiyetsiz, ilkesiz ve haysiyetsiz siyaseti hem kendisini hem de ülkemizi tehlikelerle dolu bir maceranın içine itmiştir." Başbakan Erdoğan`ın, gittiği yabancı ülkelerde, Türkiye`ye dönük eleştiri odaklı değerlendirmelerini fütursuzca yaptığını, gösterilen her ilgiyi, sunulan her ödülü ve verilen her desteği bu şekilde duruş sergileyerek karşılıksız bırakmadığını dile getiren Bahçeli, bunun en son örneğini ise kendisine ikram edilen Kaddafi İnsan Hakları Ödülü vesilesiyle yaptığıkonuşmada görmenin mümkün olduğunu kaydetti.Bahçeli, dünyanın neresinde olursa olsun, zulme, haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı çıktığı ve sesini yükselttiği için Türkiye`de de eleştiriye maruz kaldığını söyleyen Başbakan`ın, vicdandan, ahlak ve dürüstlükten azade olduğunu bir kez daha gösterdiğini öne sürdü. Bahçeli, "Zannedersiniz ki, ülkemiz zulüm taraftarıdır, haksızlılıklar ve adaletsizliklerden memnundur. Yalnızca Recep Tayyip Erdoğan bundan istisnadır ve karşısında dikilen yersiz, mesnetsiz ve insanlık dışı engelleri aşmak içinçaba göstermektedir. Bu yalan ve iftirayla bezenmiş bulanık bakış açısının, milletimizi nasıl ilkel bir seviyeye düşürmeye uğraştığı bizim açımızdan bellidir ve bu bağlamda herhangi bir izah ve açıklamaya da mahal yoktur. Pusuda bekleyen ve milletimizi yok ehaydeden Bahçeli, bu tatmek için uygun zemin kollayan küresel mihraklar, AK Parti`nin güçlenmesi uğruna emek ve mesai harcadığı işbirlikçi anlayıştan dolayı ümitlidirler ve devamını dilemektedirler" dedi. Bu sürecin parolaları arasında,daha çok demokrasi, daha fazla özgürlük ve sözde barış hezeyanlarının şimdilik rakipsiz olduğunu belirten Bahçeli, dışarıda haktan, hukuktan, adaletten, insanlıktan bahseden Başbakan`ın, içeride totaliter bir siyasetçi görüntüsü çizdiğini, kendisine yapılan muhalefeti sindirmek için elinden geleni arkasına koymadığını anlattı. Coplanan ve yerlerde süründürülen öğrencileri hatırlatan Bahçeli şöyle konuştu: "Haklarını aramaktan başka bir kaygısı olmayan işçilere yönelik sert müdahaleler, eğer gelişmiş bir demokrasinin göstergeleriyse, diyebileceğimiz sadece olmaz olsun böyle demokrasi anlayışı olacaktır. Ülkemiz artık kanunsuzluğun, asayişsizliğin, adaletsizliğin, tarafgirliğin, kaba kuvvetin, toplumsal suçların, en aşağılık cinayetlerin boy attığı bir yer haline gelmiştir. Başbakan Erdoğan`ın yönettiği Türkiye manzarasında,yalnızca `yan baktın`, `düz baktın` gerekçeleriyle insanların birbirini katletmesine, aile içi şiddet ve ayrılıkların körüklenmesine, küçücük çocukların, kadınların hunharca tecavüz ve taciz mağduru olmalarına, en ufak bir kıvılcımın toplumsal tansiyonu artırmasına ve kavga ortamını tetiklemesine ve karşılıklı nefretlerin bilenmesine, sinirli ve asabi kişiliklerin çoğalmasına şahit olunmaktadır. Suç ve suçlunun AK Parti`den sağladığı ikmal ve destek, toplumsal hayatı kargaşaya itmiş, iğrenç ve akıllaradurgunluk veren insanlık dışı eğilimler bu dönemde dal budak vermiştir. Buna rağmen, Başbakan Erdoğan`ın, suçun nüfusa oranı bakımından Türkiye`nin dünyanın en güvenilir, en emniyetli ülkelerinden biri olduğunu iddia etmesi de, esasen bedeni burada, ruhu dışarıda olan birisinin karmaşık zihnini göstermesi bakımından ibretlik olmuştur."