Tarih: 25.10.2016 05:16

Seçim Yasaklarını Deldim?

Facebook Twitter Linked-in

Ali TIRAŞ Yazıyor(alitirash@yahoo.com) Seçim yasakları başladı ya. Sabahleyin bir partinin seçim kurulu, eski adıyla seçim komitesi başkanını aradım. ?Sayın başkan, bugün itibarıyla bir dizi seçim yasakları başlıyor, programlarınızı değiştirmek zorundasınız. Lehte, aleyhte olmak da yasak artık.? dedim. ?Onu sen düşün.? dedi, ?Lehte aleyhte yazan sensin, seni vurmak için bugün bir tabanca aldım.? Şakaydı tabii, ama bu şaka bile seçim gerçeğini tüm açıklığı ile ortaya koymaya yetiyordu. Ben politikadan anlamam, tek temel konum gazeteciliktir. ?Seçim komitesi? deyince, hemen aklıma ?Komitacılar? geldi. Hani komitacı, siyasi bir amaca ulaşmak için örgütlenen silah kullanan gizli topluluklar anlamına geliyor? Bu da ?Ergenekon? u çağrıştırıyor? Ama seçim yasakları var. Korku toplumu olduk ya, adından söz etmek belki seçim yasaklarına giriyordur. Hani, bir partinin seçim kurulu başkanı, ?Tabanca aldım seni vuracağım? diye şaka yapınca ilk aklıma gelen konu Albert Camus?un ?Yabancı? adlı romanı oldu. Sizinle paylaşmadan geçemeyeceğim. Albert Camus, ?Yabancı? adlı anlatısında, nedenini bilmediği bir cinayetin hukuk savaşını anlatır. Hayatta her şeyin sıradanlığına yenik düşen bir adam, bir anda kendini bir kaosun içinde bulur, gider kendine bir tabanca satın alır, o gün annesi ölmüştür, patronu ile arası açıktır, havada çok güneşli ve bunaltıcıdır? ve hikaye böyle başlar. Camus, absürd bir yazardır, uyumsuzdur, ikinci dünya savaşının bunalımlı günlerinin anlatıcısıdır. ?Absürd, Türkçe?de ?Saçma? sözcüğü ile eş değerdedir. Demek ki biz şuan ikinci dünya savaşının bunalımlı günlerinde gibiyiz. Hani, bilmece gibi günlerden geçiyoruz. Her parti, kredi kartı gibi, ?Sosyal Devlet? adı altında, kimi ?Aile Sigortası?,kimi ?Hilal Kart? adı altında, kimi de partisinin adıyla örtüşen ?Allahından başka kimsesizlere? dağıttığı gıda ve kömür yardımı ile oy toplamaya çalışıyor; özde hepsi devletle bitip devletle başlayan yardım kurumları... Tıpkı 1930?lu yılların, 80 yıl öncesinin, hayır kurumlarıyla ve kiliselerle idare edilen Amerikası gibi. Demek ki, dünyanın en süper devletinin 80 yıl gerisinden izliyor ve yaşıyoruz dünyayı. Adı ne olursa olsun, hayır kurumları artık hayatımızdan çıkmalı. Bir ülke yöneticisini seçerken artık yoksulluk edebiyatı ile seçilmemeli, Birey kendi özgürlüğü ile kullanabilmeli oyunu. O bireysel özgürlüğe, sosyal adalete ulaşabilecek miyiz, bilmiyorum. Ama bu karmaşada yapılan bu seçim, en fazla iki yıl sonra yinelenecek gibi görünüyor. Sanki, şimdi kısa süreli yöneticileri seçiyor gibiyiz. Başlıkta, ?Seçim Yasaklarını Deldim? sözü bir şakaydı. Bu sitenin okuyucu profili ilginç, sanki yazılarımı okumadan yazdıklarımdan çok uzak yorumlar yapıyorlar. Yazımı okumadan yorum yazmış, üstelik takma adla ahkam kesmiş bu okurları sevmiyorum. Beni, yazılarımı sevmiyorsanız boşuna tıklamayın, o saçma yorumları da yazmayın lütfen. Yani, beni vurmak için gidip de tabanca almanıza hiç gerek yok. Her şey anlayarak, bilerek yapılırsa güzeldir. Kulağınıza bir şey fısıldamak istiyorum: Şu yasaklara masaklara da fazla aldırmayın, alabildiğince özgür ve olumlu olun. Haksızlıklara başkaldırın, başkaldırmasını bilin, yoksa başka türlü düzeleceği yok bu karmaşanın. Hani, bu ülkenin ?Çağ atlatan? bir başbakanı bir gün, ?Bir defalığına yasakları delebilirsiniz? demişti. Nasıl olsa, seçim meçim yasağı hikaye? En başta hükümet partisi delecektir o yasağı. Nice Yasaksız ve Özgür günlere! Dilerim, kimsenin kimseyi kandırmadığı seçimler de yaşarız bir gün.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —