MERSİN - Mersin Üniversitesi (MEÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Bozkurt, bugün Türkiye`de evrensel ölçekte insan hakları esas alınarak bir toplumsal uzlaşma sağlanması gerektiğini ve söz konusu uzlaşma noktasının da kültürel farklılıkları yok etmeden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olduğunu söyledi.Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk`ün ölümünün 71. yıl dönümü kapsamında düzenlenen anma etkinlikleri çerçevesinde Mersin Kültür Merkezi`nde, `Atatürk ve Demokrasi` konulu bir söyleşi gerçekleştirildi. Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Karasabun, Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan`ın da katıldığı etkinliğe yoğun ilgi gösterildi.Burada konuşan Yrd. Doç. Dr. İbrahim Bozkurt, Atatürk`ün algı dünyasında demokrasiyi oluşturan temel kavramların; ulusal egemenlik, bağımsızlık ve eşitlik olduğuna dikkat çekti. Bozkurt, Atatürk`e göre Cumhuriyet`in demokrasiyi de kapsayan ve ondan güç alan geniş bir kavram olduğunu ifade ederek, bir ülkede demokrasiden söz edilebilmesi için de mutlaka ulusal egemenlik ve tam bağımsızlığın olması gerektiğini kaydetti. Bozkurt, "Atatürk, demokrasi ve halkçılığı eşanlamlı olarak kullanmaktadır.Demokrasinin en mükemmel şeklinin ise Cumhuriyet olduğunu belirtmektedir" dedi."TCF VE SCF DENİYİMİ OLMASAYDI ÇOK PARTİLİ HAYAT DENEYİMİ GECİKİRDİ"1923`te ve o dönemin dünyasında kurulan Cumhuriyet`in, demokratik temeller üzerine inşa edilip edilmediği yönündeki bir soruya yine kendisi yanıt veren Bozkurt, burada özellikle vurgulanması gereken noktanın Cumhuriyet teriminin Montesquieu`nun `republician` ve Rousseau`nun `demokrasi` diye adlandırdıkları siyasal rejim karşılığında idealize edilmesi olduğunu vurguladı. Bozkurt, Atatürk`ün yaşamı boyunca Cumhuriyet`in niteliklerini ve ulusal egemenliğe dayalı bu rejimin demokrasiyi de içerdiğinianlatmaya çalıştığını hatırlattı ve Atatürk`ün Cumhuriyet`in 10. yılında yaptığı konuşmadan şu bölümleri aktardı: "Cumhuriyet yönetim biçimi, demokrasi dizgesi ile devlet biçimi demektir. Biz Cumhuriyet`i kurduk. O, 10 yaşını doldururken demokrasinin bütün gereklerini sırası geldikçe uygulamaya koymalıdır."Atatürk`ün sadece konuşmalarla da yetinmeyerek, yeni neslin Cumhuriyet ve demokrasiyi daha iyi anlayabilmeleri için okul kitaplarındaki bu konularla ilgili bölümlerin gözden geçirilmesini istediğini dile getiren İbrahim Bozkurt, bizzat kendisinin hazırlamış olduğu `Medeni Bilgiler` adlı kitabını ortaokul öğrencilerinin okumasını sağlayarak Cumhuriyet`in niteliğini ve demokrasiyle ilişkilerini öğrenmelerini sağlamaya çalıştığını anlattı. Atatürk dönemindeki çok partili hayata geçiş süreciyle ilgiliaçıklamalarda da bulunan Bozkurt, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) ile Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) hakkında da bilgi verdi. Özellikle SCF deneyiminde Atatürk`ün, ülkenin çağdaşlaşması ve bu amaçla gerçekleştirilen devrimlere toplumun tepkisini saptama amacını taşıdığını belirten Bozkurt, söz konusu denemeler olmasaydı Türkiye`de 1946 yılında başlatılan çok partili hayat deneyiminin daha da gecikebileceğini ifade ederek, "Atatürk`ün ömrü, tutkunu olduğu demokrasi ve onun uygulamalarındanbirisi olan çok partili hayatı görmeye yetmemiştir" diye konuştu."UZLAŞMA NOKTAMIZ, `TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞIDIR"Atatürk döneminin demokrasi ölçütlerine göre değerlendirildiğinde doğal olarak bugünkü siyasal düzenle karşılaştırıldığını ve eksik bulunduğunu kaydeden Bozkurt, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Fakat bu karşılaştırma Atatürk`ün çağdaşı olan diğer ülkelerin yönetimleri ile yapılmalıdır. O günlerin Avrupa`sına baktığımızda genel ortalama demokrasi düzeyinin hayli düşük olduğu dikkatleri çekmektedir. 1939 öncesinin dünyası, bir başka deyişle Mustafa Kemal Atatürk`ün dünyası, demokrasilerin savunma konumundaolduğu, Avrupa`da dahil olmak üzere ulusların, her türlü diktatörlüklerin baskıcı yönetimler altında yaşadıkları bir siyasal ortamı ifade ediyordu. Son olarak denilebilir ki her dönemi kendi atmosferi içinde değerlendirmek gerekir."Atatürk döneminden sonra yapılanlarda bazı şeylerin eksik kaldığını savunan Bozkurt, Türkiye için asıl ölçütünse demokratikleşmenin her alanda en iyi anlamda uygulandığı ülkeler olması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye`de temelleri sağlam ilkeler üzerinde inşa edilen Cumhuriyet`in, tüm vatandaşların eşit, özgür ve demokrasi içinde yaşayabileceği bir rejim olduğunu ifade eden Bozkurt, "Yeter ki evrensel ölçekte insan hakları esas alınarak bir toplumsal uzlaşma sağlanabilsin. Uzlaşma noktamız ise,kültürel farklılıkları yok etmeden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olmalıdır" dedi