MALATYA - Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, "Siyasi istikrar ve güven ortamının sağlanması en büyük teşviktir" dedi.Malatya Fuarı ve Kayısı Festivali`nin açılışı için Malatya`ya gelen Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, organize sanayi bölgesini gezdi. Burada açıklamalarda bulunan Ergün, "Eğer ülkenin istikrarı ülkenin geleceğe güvenle bakması konusunda, hukukunda, demokrasinin de, insan haklarının da, özgürlüklerinde ciddi bir sorun meydana çıkarsa, bu ihtimaller değerlendirilmeye başlanırsa o zaman arsa da para etmez, vergi de para etmez, enerji teşviki de para etmez. Çünkü insanı motive eden ortam yok olmuştur.Beni yatırım yapmaya teşvik edecek ortam olması lazım" dedi.12 Eylül`de referandum olacağına dikkat çeken Bakan Ergün, "Türkiye`nin anayasasında önemli bazı değişiklikler yapılacak. İstikrarı ve güven ortamını kökleştirecek değişiklikler bunlar. Türkiye`nin demokrasisini, Türkiye`de insan haklarını, hukuk devletini ve özgürlük alanlarını genişletecek olan değişiklikler. Bize diyorlar ki, `Bunun aşla, işle alakası var mı`; çok var. Bu referandumun en çok aşla işle ilgisi var. Türkiye`nin ekonomik gelişmesiyle de alakası var. Çünkü ekonomik gelişmenin en sağlam zemini iyi bir demokrasidir, iyi bir hukuk devletidir, hak ve özgürlük alanının genişlemesidir, insanların geleceğe umutla bakabilmesidir. Bunu sağlayan bir çaba işle aşla alakalıdır. Bu nedenle en çok sizlerin sahip çıkması lazım" diye konuştu.Bakan Ergün, iktidar partisi aleyhine açılan kapatma davasının Türkiye`ye zarar verdiğini savunarak, "İki de bir önümüze koyuyorlar. `Acaba iktidar partisine bir kapatma davası daha açılır mı`; zaman zaman gazetelerde bu tartışmalar var. Böyle bir tartışma bile ayıp. Böyle bir tartışmanın Türkiye`de kimsenin akıllarına gelememesi lazım. Türkiye`ye bunun ne kadar zarar verdiğini gördük. 2008 yılının 14 Mart`ında bir dava açıldı. Bütün yatırımlar hop, istop. Durdu hepsi. Neden? Belirsizlik, kaos, ne olacak gelecekte? Niye yatırım yapsın adam? İki sene herkes erteledi. O dava hızlı bir şekilde sonuçlansın diye bütün süreçleri hızlandıran adımlar attık. Türkiye bu çalkantıdan zarar görmesin diye çalıştık. Millet adımlarını yavaşlatır. Hakkında kapatma davası açılan partiler, çok yavaş hareket ederler. Savunma süresi isterler, şunu yaparlar bunu yaparlar. `Türkiye bu ortamdan çok hızlı şekilde çıkmalıdır` dedik. Her şeyi en kısa sürede neticelendirmek istedik. Sonunda dava olumsuz neticelenmedi ama Türkiye`nin öyle bir sürece sokulabilmiş olması bile başlı başına bir faciadır. Bu gibi facialara Türkiye`nin bir daha uğramaması lazım" şeklinde konuştu.