Osmaniye Ülkü Ocakları Eski Başkanı Ertuğrul Cevahir, Veda ve Teşekkür Mesajı Yayınladı.
Cevahir mesajında şunları söyledi:
?Değerli ülküdaşlarım, kıymetli dava arkadaşlarım ve Ülkü Ocaklı yiğit bozkurtlarım?Varlığımı Türk varlığına armağan etme yeminimi, her daim yüreğimde zinde ve sağlam tutan, yerlerin ve göklerin yaratıcısı Yüce Allah?a sonsuz hamd etmekteyim. Her mevkiinin geçici, her yolun bir sonunun olduğu şu fani dünyada, Ülkü Ocaklı yıllarımı ömrümün tek şerefi olarak yaşamanın heyecanı ve hazzı içerisindeyim. Bu güne kadar başta babam ve ailemden kazandığım Ülkücülük haysiyet ve gururunu, Merhum Başbuğumuz Alparslan TÜRKEŞ?in gösterdiği hedefler doğrultusunda, eğitimcilerimden aldığım terbiye ile, lekelemeden tertemiz bir vaziyette taşıma gayreti içerisinde oldum. Gün oldu Ülkü Ocaklarını süpüren, gün oldu reislerinin emirlerini bekleyen, gün oldu yarının Milliyetçi Türkiye?sinde ter dökme telaşına amade olan, bir genç ülkücü iken, gün geldi Cenabı Allah Osmaniye Ülkü Ocakları Başkanlığı şerefini şahsıma kısmet etti. Bu onurlu göreve başladığım zaman, yalnız başıma günlerce düşündüm, muhasebe ettim, üzerime tevdi edilen bu önemli görevi başarıyla nasıl yürüteceğimin planlamasını yaptım. Bazen Ülkü ocaklı büyüklerimle, bazen yönetimimde bulunan dava arkadaşlarımla fikir teatisinde bulundum. Tek amacım vardı. O?da Osmaniye Ülkü Ocakları olarak Türk Milliyetçiliği davasına en yakışan gayretleri göstermekti. Yorulmadan, yılmadan, kaygılanmadan ocak yöneticisi ülküdaşlarımla geceyi-gündüze katık eyleyip, yokluğu-varlığa azık edip, heyecanı-ümide ekleyip büyük davaya hizmet etmek adına telaş ettim. Zor günler gördüm, katlandım. Acı anlar yaşadım, sabrettim. Saldırılarla karşılaştım, geri püskürttüm. Ne iftiralara, ne de ihanetlere boyun eğmedim. Amacımım dışında hiçbir amaca hizmet etmedim. Ülkü ocaklarının onurunu şahsiyetimin üzerinde tuttum. Ocağımızın genç bozkurtlarını kardeşçe bağrıma bastım, başıma taç ettim. Benden önceki Ülkü Ocaklı yöneticileri kendime ağabey bildim, fikir danıştım, saygıda kusur etmedim. Tanıdığım tanımadığım her ülkücüyü hem dünyada hem ahirette kendime şahit ilan ettim. Alkış ve tebriklerin ihtirasına, iftira ve ihanetin korkusuna hiç kapılmadım. İnancımı bütünleştirdiğim Ülkücü Hareketin şerefli bir üyesi olarak Osmaniye Ülkü Ocaklarına hizmet etmekten başka hiçbir idealin, emelin, hevesin, kazancın ve telaşın peşine düşmedim. Ve gerek hayatım boyunca, gerekse Ülkü Ocakları başkanlığı yaptığım süreçte boğazımdan haram bir lokmanın geçmesine dahi izin vermedim. Emdiğim sütü kirletmedim. Hamd olsun.Ve vakti geldi, Osmaniye Ülkü Ocakları başkanlığı görevimi bir başka ülküdaşıma devretme fırsatı buldum. On beş yıllık dava arkadaşım, Ülkü Ocakları ikinci başkanım Sayın Fatih EROĞLU ülküdaşıma, üzerimde bulunan bayrak emanetçiliği görevini teslim ettim. Bugünden sonra her ülkücü gibi Fatih EROĞLU başkanımın her zemin ve her şart altında emrinde olacağımı bildirmeyi de şerefli bir vazife olarak telakki etmekteyim.Vazifeme başlamadan önce, Ülkücü terbiye ile yetişmemde emeği geçen tüm eğitimcilerime, Bu kutsal davayı bize emanet bırakan Merhum Başbuğumuz Alparslan TÜRKEŞ?e, tüm Şehit Ülküdaşlarımıza, Hareketimizin Lideri Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ beye, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Harun ÖZTÜRK beye, Ülkü Ocakları eski genel başkan yardımcısı Turgay BAŞTUĞ beye, Ülkü Ocakları Genel Merkezi eski yöneticilerine, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay KILAVUZ beye ve yöneticilerine, Osmaniye Belediye Başkanı Kadir KARA beye, Ülkü Ocakları başkanlığım sürecinde benimle yol arkadaşlığı yapan tüm yöneticilerime, Ülkü Ocaklarını her zaman ayakta tutan genç bozkurt kardeşlerime, şahsıma ve ocağımıza rehberlik eden eski Ülkü Ocakları Başkanlarıma veeski Ülkü Ocakları yöneticilerimize, Mahalle teşkilatıbaşkanlarıma, Üniversite ve Ortaöğretim teşkilat başkanlarıma, Ülkü Ocakları Dergisi abonelerime ve tüm ülküdaşlarıma şükranlarımı sunar, haklarından helallik dilerim. Ben herkese hakkımı helal etmekteyim. Yastığımız mezar taşı, yorganımız kar olsun.Biz bu yoldan dönersek namus bize ar olsun.?
