Cezaevinde insan hakları konferansı

Cezaevinde insan hakları konferansı

OSMANİYE - Osmaniye C Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu ve hükümlülere ?Türk Tarihinde İnsan Hakları? konulu konferans verildi. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü nedeniyle Ceza İnfaz Kurumu Kütüphane Salonunda düzenlenen konferansa 24 Kasım Anadolu Lisesi Tarih öğretmeni Mehmet Çetinkaya konuşmacı olarak katıldı. Konferansa Kurum Müdürü Ertuğrul Kozanlı, Kurum Öğretmeni Adem Çimen, Kurum Personeli ile hükümlü ve tutuklular katıldı.Türk tarihinden insan hakları ve insan sevgisi konularında örnekler vererek sözlerine başlayan Çetinkaya;?Türk devlet geleneğinde devletin baba rolü esastır. Dolayısıyla Hakan açları doyurmak, çıplakları giydirmek yurtsuzları kondurtmak zorundadır. Bu görev Türk hakanına Tanrı tarafından verilmiş kutsal bir görevdir. Danışma meclisi niteliğinde olan kurultay Türk kağanlarının görevlerini yerine getirip getirememeleri yönünde denetim görevini de yapmaktadır. Oğuz Kağan?dan Atatürk?e kadar gelen bu devlet anlayışı Türkiye Cumhuriyeti?yle birlikte Halkçılık ilkesinde belirtilerek, sosyal adaletçi devlet anlayışıyla çağdaş anlamda devam etmektedir.İslamiyet?in Türkler arasında yayılmaya başladığı dönemlerde yazılmış olan Kutadgu Bilig?de de Uygurlarda ?tahtın ana direğinin doğruluk ve adalet olduğu vurgulanarak hükümdarın, insanları adaletin önünde beğ veya kul olarak ayırmaması gerektiği temel bir prensip olarak ifade edilmektedir. İster oğul, ister hısım, ister yolcu, ister hancı olsun herkes kanun karşısında eşittir, hüküm verirken fark gözetilmeyecektir. Devletin temeli doğruluk ve adalettir. Beyler doğru olursa, dünya huzura kavuşur. Hakimiyetin esası adalettir. Dikkat çekici bir nokta da kadınların erkeklerle neredeyse eşit haklara sahip olmalarıydı. Türk kadınları toplum hayatının hemen her aşamasında görev alırlar, yeri geldiğinde savaşmaktan çekinmezlerdi. Bir çok buyrukta ?Hakan ve Hatun buyuruyor ki? şeklinde ifadenin yer alması kadının yerinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.Batı medeniyetiyle karşılaştırmalar yapan Çetinkaya;Aynı dönem batı toplumlarında kadın henüz insan olarak kabul edilmiyor, cahiliye dönemi Arap toplumlarında ise kız çocukları utanç sebebi sayılıp zaman zaman diri-diri toprağa gömülüyordu.İslamiyet?i kabulle birlikte Türk kültüründe zaten var olan hak, adalet ve doğruluk gibi kavramlar daha da gelişmiştir.7.yy da Doğu Avrupa?da kurulan Hazar Türk devletinde yöneticilerin çoğunluğu Musevi (Yahudi), halkın bir kısmı Hıristiyan, çoğunluk ise Müslüman?dır. Mahkemelerde Müslüman ve Hıristiyan yargıçlar da yer almaktadır. 9. yy?a kadar geçen bu döneme ?Hazar Barış? da denmesi anlamlıdır.Türklerin Anadolu?ya ayak basışı, Bizans boyunduruğu altında inleyen azınlıklar için bir kurtuluş umuduydu. Bu gerçeği ilk fark edenler Ermeniler oldu. Nitekim Malazgirt Savaşı?nda Bizans kuvvetlerindeki Ermenilerin savaş alanını terk etmeleri, Diogenes?i zor durumda bırakmış ve Türkler?in savaşı kazanmasında önemli rol oynamıştı. Ermeniler ne kadar doğru hareket ettiklerini Türkler?in Anadolu?yu fethetmelerinin ardından daha iyi anladılar.Alparslan ve Melik şah onlara topraklarını, haklarını ve özgürlüklerini iade ettiler.Gün geçtikçe artan sorunlardan bunalan Rumlar da Ermeniler gibi, bölgeye adalet ve barış getiren Türklere sıcaklık duymaya başlamışlardı: ?Türkler?in pek geniş olan dini müsamahaları ve Müslüman, Hıristiyan farkı gözetmeden tatbik ettikleri adilane hükümet sistemi de Bizans tiranlarından bıkmış olan Rum Ermeni ahalisi için Türk hâkimiyetini tercih sebeplerindendi.?Anadolu Türk tarihinin ve Türk kültürünün insan hakları kavramının oluşumunda Mevlana Celaladdin-i Rumi; güneş gibidir. Milletimizin insana yaklaşımı onun ve Yunus Emrelerin, Hacı Bektaşi Velilerin, Şeyh Edebalilerin ve diğer Anadolu erenlerinin öğretileri ile oluşmuştur.Civar yerleşim merkezlerindeki adil ve merhametli idareden etkilenen Rumlar,Bursa?nın fethi sırasında Osmanlı Akıncılarına karşı koymadılar.Orhan Gazi?nin ?neden teslim oldunuz?? sorusuna Rumlar şöyle cevap veriyorlardı;?Senin baban nice zamandır Bursa?nın köylerini zapt edip kendine bağladı, onlar rahat ve emniyet içinde yaşarlarmış. Biz de onların rahatlığına heves ettik.? Eski Yunanistan?da olduğu gibi, Roma?da da halk genelde pek çok sosyal sınıfa ayrılmış ve adalet sisteminden, ancak kendilerine vatandaşlık hakkı tanınanların bir kısmı faydalanabilmiştir. 1492 yılında Osmanlı Hükümdarı II.Bayezıt?ın emriyle İspanya da Hıristiyan soy kırımından Müslümanlarla beraber Museviler de kurtarılmış ve Osmanlı topraklarına yerleştirilmiştir.Mahkeme kararları incelendiği zaman, bir gayr-i Müslimin bir Müslümandan farklı tutulmayarak, dinî ya da ırkî mensubiyete göre değil, haklılık ve haksızlıklarına göre hüküm verildiği anlaşılır. Osmanlı mahkeme kayıtlarında, ?Yorgi?ye karşı Ahmed?i ve Dimitriyos?a karşı Mehmed?i mahkum eden kararları okuyanlar kanun önünde eşitliğin ne demek olduğunu daha iyi bilirler?.Dante, XII. yüzyılda yazmış olduğu, devlet idaresi ile ilgili kitabının pekçok yerinde Roma ırkının üstünlüğünden ve diğer ırkların ona tabî olması gerektiğinden bahsetmektedir.Roma ve Bizans?ın insanı bir hiç mesabesinde görmesinin aksine Osmanlı, ?insan unsuru? üzerine kurulmuştur. Zira Koçi Beğ XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti?nin bozulmaya başladığı dönemlerde, IV. Murat?a sunmuş olduğu bir risalede, vergi tahsildarlarının yolsuzluklarından bahsederek reaya fukarasının korunması için gerekli tedbirin alınmasını tavsiye ediyordu. Sözlerine Mustafa Kemal Atatürk ün Milliyetçilik İlkesi ve İnsan Hakları Anlayışı ile ilgili bilgiler vererek devam eden Çetinkaya;Atatürk ?Türk milleti insani duyguyla milli duyguyu bir arada düşünmeyi çok iyi bilir? derken başka milletlerin haklarına olan saygının milli kültürümüzden kaynaklanan önemli bir unsur olduğunu vurgulamıştır.Dikkat edilirse Atatürk milliyetçiliği de fertler arasında dil, din, ırk, soy farkı gözetmez ve kendisini Türk hisseden herkesi bu milletin bir ferdi sayarBuraya kadar anlattığımız tarihî seyir içerisinde, bu gün kültür ve medeniyetinin temelini Roma ve Bizans unsurları üzerine kurduğunu bütün dünyaya haykırarak, insan hakları konusunu ?Avrupa İnsan Hakları? beyannamesi adıyla yeni bir prensipler bütünü halinde derlemiş olan Avrupa, acaba bu beyannamenin temel kaidelerini, insanları birer eğlence malzemesi yapmaktan çekinmeyen Romalı atalarından mı? yoksa halkını imparatorun ve kilisenin kölesi olarak gören Bizanslılardan mı? ya da diğer ırklara mensup insanları, özellikle zencileri insan olarak görmeyen İngilizlerden mi? veya XVIII. yüzyılda dahi ?Kadın insandan sayılır mı sayılmaz mı? sorusuna cevap aramakta olan Fransızlardan mı devraldılar?Bu değerlendirmeyi, tarihî belgelerin ışığında siz kıymetli dinleyenlerin takdirine bırakıyorum? dedi. Kurum idaresine teşekkür etti.Konferans sona erdikten sonra konuşmacı Mehmet Çetinkaya hükümlü ve tutuklular tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.



Güncel 25.10.2016 05:21:19 0

İlginizi Çekebilir

1

EMŞAV Tarsus hizmet binası açıldı

2

Mersinli şehit için oluşturulan hatıra ormanına yeni fidanlar dikildi

3

Antalya'da şarampole devrilen tırın bir eve çarparak durabildiği kazada sürücü yaralandı

4

Manavgat Ziraat Odası Başkanı Metin'den çiftçilere ÇKS uyarısı

5

MASTOB Başkanı Süral, iş yeri açma yönetmeliğini değerlendirdi

6

Futbol: Trendyol 1. Lig

7

Karsan, ILO ve Borçelik işbirliğiyle meslek liselerindeki kız öğrencileri iş hayatına hazırlayacak

8

Hatay'da "Desenlerde Çoğalan Kültürel Hafıza ve Dayanışma Projesi" etkinliği düzenlendi

9

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeybek, Muhittin Böcek'i cezaevinde ziyaret etti

10

ÜNLÜ & Co Kadın Teknoloji Girişimcileri Akademisi yeni dönemine başladı