Bir arkadaşım şu okullar açılsa da düzenli hayata yeniden başlasak demişti! Her yaz tatilinde o sözün anlamını daha iyi kavrarım. Gerçekten yaz tatilini bir düşünün! Sene içinde ders programınıza ve meslek disiplininize göre kendinizi kuruyorsunuz! Yazın tatilinde her şey alt üst oluyor!Bu tatilde zaman zaman Öğretmen Evinden çok ?Düğün Evi? görünümündeki Konya Merkez Öğretmen evine gittik. Bir defasında akşamüzeri bahçede oturan öğretmenleri kaldırdılar. Akşam düğün var haydin hocalar, bizler ancak masaları hazırlarız dediler.O emekli ve çalışan öğretmenler kalkıp bahçeyi kuzu kuzu terk ettiler. Hiç kimse ?ne oluyor?? demedi! Hâlbuki Muhacir Pazarı yakınında kapalı ve açık düğün yapılacak iki yer var!Bir defasında önceden bahçe boşaltılmıştı. Karşılaştığım hocalar hocam bunu yazsana burası düğün evi mi öğretmen evi mi diye söylendiler. Bir defasında da Bahçede oturan öğretmenleri araba park yeri duvarının yanına sıkıştırmışlardı. Orada sığıntı gibi alelacele çaylarını içiyorlardı.Şimdi meslektaşım olan eski öğrencilerimizle görüşme imkânlarımız oldu. Milli eğitimin değerli elemanları ile iyi sohbetler ettik! Özellikle emekliler! Müthiş! Hepsi derya. Tecrübeli. Onlarla ülkemizin bütün sorunlarını çözüyorduk. Bazen de çözemiyorduk. Yöntemlerimiz farklı oluyordu.Emekli öğretmenlerimiz de gördüğüm en büyük eksiklik kendilerini bir boşlukta hissetmeleri! Bir kısmı hayatını Yusuf Dülger hocamın tabiriyle ?camiden eve, evden camiye? şeklinde düzenlemiş. Bir kısmı başka meşguliyetler bulmuşlar. Bir meşguliyeti olmayanlar da boşluktan yakınıp duruyorlar.Aslında onca bilgi ve deneyim birikimi olan bu emekli öğretmenlerimiz neden milleti aydınlatmaya devam etmezler? Her biri bilgi ve tecrübe devi sayılabilecek emekli öğretmenlerimiz güçlerinin farkında değiller mi?Mesela her biri kendi alanında kazandığı deneyimleri yazsa, genç öğretmenlere çok güzel bir ders kitabı ortaya çıkar. İlla her hangi bir alanda ders kitabı değil yaşanan olayların hikâyeleri bile başlı başına bir ders sayılır.İngilizlerin bir sözü vardır ?Yaşlı ölü değildir? diye! Biz de ise bırakın ileri yaşı sanki emekli ölüdür mantığı hâkim oluyor. Öğretmenlerimizin bu emekli zihniyetini kırması gerekir. Resmi görevden emekli olunur herhalde hayattan emekli olunmaz. Ölünceye kadar bu millete hizmet etmeye devam edilmelidir.Buna en güzel örnek halen hayatta olan eski devlet adamlarımız ve üniversite hocalarımız. Yaş haddinden(67) emekli olmuş bir Üniversite hocasını bir Özel Üniversitede hizmet ederken görürseniz şaşırmayın. Neden? Çoğunun maddi bir ihtiyacı da yoktur. Ama manevi haz, hayat tarzı haline gelen çalışma aşkı, adına ne derseniz deyin, onlar çalışmaya devam ederler.Üniversitelerde ?Bilim adamlığı sadece 08.00?17.00 mesai saatleri arasında olamaz.24 saat araştırmayı, çalışmayı, düşünmeyi gerektirir? anlayışı vardır. Aynı mantıkla öğretmenlik mesleği de emekliliği olmayan bir meslektir. Dahası öğretmenlik ne ders programlarıyla ne çalışma yıllarıyla sınırlanabilir.Peki, emekli öğretmenlerimiz neler yapabilirler? Benim yaptığım da haddini bilmezlik artık! Otuz yıl, kırk yıl öğretmenlik yapanlara yol göstermeye kalkmak, bu millete hizmet etmek istiyorsanız şunları yapın demek ne kadar ayıp!Sadece hatırlatma babında; Milli Eğitimin durumu, mevcut Öğretmenlerimizin, Öğrencilerimizin dertleri, Okulların sorunları Eğitim ile ilgili her türlü mesele ve çözüm yolları ortaya konabilir! Ülkenin mevcut sorunlarına çözüm, muhtemel sorunlarına proje üretilebilinir.Kısaca sayın emekli öğretmenlerim bu ülke, fakir milletimiz sizlerden hizmet bekliyor. Hizmete Gaspıralı İsmail?in deyimiyle ?elinizden gelen işle? devam edin!
