İSTANBUL - EY (Ernst & Young), "EY Küresel Sigorta Görünümü" raporunun 2024 versiyonunu yayımladı.
Şirketten yapılan açıklamaya göre, ekonomik belirsizliklerin, risklerin hakim olduğu bir çerçevede sigorta şirketlerinin teknolojik ilerlemelere ayak uydururken, zorlu koşulların üstesinden gelebilmek için güven, şeffaflık, kişiselleştirilmiş deneyim ve bütünsel çözümler ile daha fazla değer sağlaması gerekiyor.
Bu kapsamda EY'in raporu, bu yıl karşı karşıya kalacakları zorluk ve fırsatlar karşısında sigorta şirketlerine rehberlik edecek.
Rapora göre, sigorta şirketleri güvenlik ve tasarruf açıklarını azaltmak ve yeni müşteri taleplerini karşılamak için üretken yapay zekadan (Gen AI) yararlanabilir ancak bu noktada "güven" ön plana çıkıyor.
Bu güveni sağlayan sigorta şirketleri, daha sadık müşteriler kazanmanın yanı sıra karlılıklarını artırarak paydaşlar ve yasal düzenleyiciler ile verimli ilişkiler yürütebilir.
Raporun sonuçları, müşterilerin, ödedikleri ücretin karşılığını alma ve zor zamanlarda sigortacılara güvenme konusunda şüphe duymadığını gösteriyor.
Yatırımcılar da sigorta şirketlerinin stratejik önceliklerini (özellikle ESG konularıyla ilgili olarak) biliyor ve rapor edilen rakamları güvenilir buluyor. Düzenleyici kurumlar ise sigortacıların kritik toplumsal zorluklarla baş etme konusunda iyi bir konumda olduğuna inanıyor. Ancak sigorta alanında geleneksel olmayan rakiplerin artması önemli bir husus olarak öne çıkıyor.
Dijital çözümler, basit satın alma süreçleri ve müşteri ihtiyacına göre kolayca ayarlanabilen isteğe bağlı özellikler sunan InsurTech şirketleri, teknoloji platformları ve diğer sigorta dışı kuruluşlar, müşterileri, özellikle de genç kitleyi çekiyor.
Bunlara ek olarak, her temas noktasında güven sağlayan yeni oyuncular, markalarını güven üzerine inşa eden belli bir olgunluk seviyesindeki şirketlerden pazar payı alıyor.
Sigortacıların her paydaş nezdinde güveni perçinlemek için ürün tasarımı ve fiyatlandırma kararlarından teknoloji ve veri kullanımına, finansal raporlama ve mevzuat açıklamalarına kadar her konuda daha fazla şeffaf olması gerekiyor.
Tüketiciler, düzenleyici kurumlar ve üst düzey iş liderleri, yapay zeka konusunda iyimser olduklarını belirtirken aynı zamanda bazı endişeleri olduğunu ifade ediyor. Birçok sigortacı, üretken yapay zeka (Gen AI) uygulamalarını süreçlerine entegre etme konusunda hızlı hareket etme baskısı hissediyor.
Bu süreçte yapay zekanın sigortacılıkta güvenli ve güvenilir uygulanabilmesi için gerekli olan güçlü yönetişim modellerini oluşturmaya da zaman ayırmaları gerekiyor. Ayrıca yapay zeka odaklı süreçlerde, özellikle hassas müşteri verileri söz konusu olduğunda, müşteriler, ortaklar ve düzenleyiciler arasında güven oluşturmak için şeffaflık kavramı büyük önem taşıyor.
Sigorta şirketleri, varlık yönetimi ve finansal verimlilik alanları başta olmak üzere daha güçlü koruma arayan müşterilere ulaşmayı ve onların beklentilerini karşılamayı hedefliyor. Tüketiciler ise güvendikleri sağlayıcılara, yani doğru tavsiyelerde bulunan ve doğru çözümler sunan firmalara yöneliyor.
Bu doğrultuda, sigorta şirketlerinin müşterilerle güven oluşturacak şekilde etkileşim kurmak için daha basit ve daha erişilebilir ürünler, daha uygun dağıtım kanalları ve daha kişiselleştirilmiş hizmet deneyimi sağlaması önemli.
Otomotivden bulut bilişime ve ilaç sektörüne kadar en güçlü markaları potansiyel olarak bünyesinde barındıran şirketler için güveni yeniden tesis etmek hayati önem taşıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri ve Vergi Bölümü Şirket Ortağı Levent Atakan, raporun sonuçlarıyla ilgili değerlendirmesinde şunları kaydetti:
"EY Küresel Sigorta Görünümü 2024 raporuna göre, düzenleyici kurumların sıkı incelemesi, gelişen teknolojiler ve yatırımcıların artan baskısı, sigorta şirketlerini önceliklerini yeniden gözden geçirmeye yönlendiriyor. Sektörün mevcut performansı ve geleceğe yönelik beklentileri açısından güven ve şeffaflık en önemli kriterler arasında yer alıyor. Günümüz piyasasında, sigorta liderleri yüksek maliyetler, sıkı iş gücü piyasaları, makroekonomik belirsizlik, artan korumacılık ve daha kapsamlı düzenleyici gerekliliklerle mücadele etmeye hazır olmalı."