Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı, Adana?daki 2012 yılı yeni Genel Merkez binası açılışı vesilesiyle konferans düzenledi. Konferansın konusu, yılın hedefi olarak belirlenen ?OKUMA? üzerine idi. Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosunda düzenlenen konferans, saat 17.00?de Kuran tilavetiyle başladı.
Ardından sergilenen şiir dinletisine, Öncü Neslin özelliklerinin anlatıldığı etkinliğe ve Grup Furkan?ın gençlerinin seslendirdiği ilahilere halk büyük ilgi gösterdi.
Akşam namazının salonda kılınmasının ardından Grup Furkan?ın seslendirdiği ilahi ve marşlar halkı coşturdu. Halk Grup Furkan?ın eserlerine sık sık tekbir sesleri ile eşlik etti.
Grup Furkan?ın ardından Muhterem Alparslan KUYTUL Hocaefendi?nin ?Okumak ve Dirilmek? konulu konferansları yer aldı.
Konferanslarında Hocaefendi şu konulara değindi:
YARATAN RABBİNİN ADIYLA OKU!
İnsan ne okursa rabbinin adıyla okumalıdır. Okumaktan kasıt kâinat kitabını okumak daha sonra Kur?an?ı hakkıyla anlayabilmektir. Gönderilen tüm peygamberler önce kainat kitabını okumuş daha sonra vahyi okumuştur. Bütün peygamberler gibi Rasulullah da önce kâinat kitabını sonra Allah?ın kelamını okudu. Yani Allah azze ve celle, önce kâinat kitabını okutup Rabbinin kudretini görmelerini sağlar daha sonra Kelamullahı verir.
?Yaratan rabbinin adıyla oku? ayetindeki ?Rabb? ifadesi bizlere Allah?ı rabb olarak görmeyi kasteder. Yani insan okurken Allah?ın rab olduğunu bilerek okumalıdır. İnsan kâinatı ve Kur?an?ı Allah?ın hâkim olması gerektiğini, onun tek kanun koyucu olduğunu bilerek okumalıdır.
Okuyarak bir şey öğrenmek isteyen insan öncelikle bilmediğini öğrenmelidir. Bilmediğini bilen insana Allah ilim verecektir. Allah rasulu (SAV) hadislerinde sık sık ilmin önemine, ilim öğrenenlerin ve öğretenlerin önemine değinir. Efendimiz de sahabeyi ilmî yönden geliştiriyor ve onlara ilk olarak Allah?ın rabb sıfatını anlatıyordu. Allah?ı rab olarak gören sahabeye Rasulullah tevhidi anlatıyordu. Onlara Allah?ın dünyasında Allah?ın dediğinin olması gerektiğini anlatıyordu.
Rasulullaha verilen oku emri ona yüklenecek ağır yükün habercisiydi. Müzzemmil suresindeki ?sana ağır bir söz vahyedeceğiz? ifadesi, Allah Rasulune verilen Tevhid davasının ağırlığına işarettir. Çünkü ağır söz Lailahe İllallahtır. Kainat kitabını ve Kur?an?ı okumayanlar bu ağır sözün yani ağır davanın yükünü kaldıramazlar.
BİZ KUR?AN?A SARILDIĞIMIZ ZAMANLARDA BİLİMDE ÖNCÜLERDİK,
KUR?AN?I TERKETTİK BİLİMDE DE GERİ KALDIK
Müslümanların gerilemesinin sebebinin bilimde gerilemek olduğunu söyleyenler bilmelidirler ki; biz Müslümanlar olarak bilimden önce Kur?an?ı okumayı terk ettik. Biz kuran okuduğumuz zamanlarda bilimde öncülük yapan dünya devletiydik. Müslümanlar Osmanlının duraklama devrine kadar ilmin temellerini attılar. Bir batılı filozof der ki: ?Rönesansı İslam?a borçluyuz?. Müslüman bilim adamlarının yaptığı gelişmeleri ile batı bilimle tanıştı. Biz bilimde gerilediğimiz için değil İslamî ilimlerde gerilediğimiz için geri kaldık. Kur?an?ı terk ettiğimiz, dünyaya daldığımız için geri kaldık. Biz dünyayı ister hale geldiğimiz için Allah dünyayı bizden aldı.
Allah azze ve celle ilmi isteyene malı-mülkü dilediğine verir. Çünkü Allah katında mal değersizdir ama ilim değerlidir. Bu sebeple Müslümanlar mal ve mülkten çok ilme ve âlimlere değer vermelidirler. Materyalistler maddeye değer verirler, şeytan da maddeci baktı ve Hz. Adem?e secde etmedi. Kendisinin ateşten yaratıldığını ateşin topraktan üstün olduğunu söylemişti.
