VAN - İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 12 Eylül`de yapılacak olan referandumun kardeşliğin geliştirilmesi için bir imkan olduğunu belirterek muhalefet partilerini eleştirdi.Urartu Oteli`nde düzenlenen ve basın, sivil toplum örgütleri, dernek, vakıf, oda ve kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan yaklaşık bin kişinin katıldığı yemekli toplantıda konuşan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 12 Eylül`de yapılacak olan halk oylamasının kendileri, Türkiye ve halk için hayati önem taşıdığını kaydetti. Atalay, referandum ile ilgili her türlü güvenlik tedbirini aldıklarını ve bir de demokrasi olayı olan seçimlerin şölen içerisinde geçmesini istediklerini belirtti. Yapılacak olan referandumda amaçlarının bazı kişi ve kurumlara baskı yapmak olmadığını, aksine üzerlerinde bulunan baskıyı kaldırmayı hedeflediklerini belirten Bakan Atalay, Türkiye`de yaşanan demokrasi açığını kapatacaklarını söyledi. Türkiye`nin çok acı çektiğini ve zamanında çok yanlışların yapıldığı anlatan Bakan Atalay, "Türkiye 27 Mayıs, 12 Eylül gibi çok sıkıntılı günler geçirdi. Ama bunlar gelip geçtiği için unutuldu. Ancak 12 Eylül günü yapılacak olan halkoylamasının ardında faili meçhul cinayetler olmayacak. Olanlar da aydınlatılacak. Çeteler olmayacak. Biz ilk günde bu vaatlerle geldik. Çok şükür şimdiye kadar bunların bir kısmını da hallettik" dedi. "OHAL, MEÇHUL CİNAYETLER DEMEK"Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) hükümeti döneminde, Ceza Muhakemeleri Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM), Denetim Serbestliği ile yargı alanında yapılan değişikliklerle olağanüstü hal (OHAL) uygulamasının kaldırılması halkında bilgi veren İçişleri Bakanı Beşir Atalay, OHAL`in faili meçhul cinayetler demek olduğunu kaydetti. DGM`lerin kapatılmasının Türkiye`de bir dönemin kapatılması, yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu vurgulayan Bakan Atalay, bu yasanın Van gibi bölgede çok büyük bir memnuniyetle karşılandığını kaydetti. "KÜRTÇE YAYIN YAPMAK ARTIK TÜRKİYE`DE SORUN OLMAKTAN ÇIKTI"Anayasa değişikliğinin, milletin iradesinin daha güçlenmesi ve daha da belirginleşmesi olduğunu vurgulayan Bakan Atalay, 12 Eylül Referandumu`ndan sonra bunun daha da güçleneceğinin kaydetti. Farklı dil ve lehçelerin korunması, anadilin öğrenilmesi ve öğretilmesi için yaptıkları düzenlemelerle serbest hale geldiğini ifade eden Bakan Atalay, "Kürtçe yayın yapmak artık Türkiye`de sorun olmaktan çıktı. Bunlar daha önce Türkiye`de büyük sorundu. Biz artık bunun toplumun ihtiyacı olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.İktidara, işkenceye `sıfır tolerans` parolasıyla geldiklerini anlatan Bakan Atalay, şimdi polis memurlarının yüzde 85`inin üniversite mezunu olduğunu kaydetti. Polisin artık vatandaşa karşı hoşgörülü olduğunu, vatandaşa bakışı ve karşılamasının çok farklı olduğunu belirten Bakan Atalay, vatandaşın zanlı olarak da olsa polis merkezine geldiğinde kendisine hoşgörülü davranıldığının altını çizdi. Bakan Atalay, "2010 yılının ilk ayında güvenlik güçlerimize yönelik açılmış bir dava yoktur. Biz buna müsaade etmeyiz. Hem vatandaşlarımızı korumak hem de güvenlik güçlerimize yönelik olarak ortaya atılan asılsız iddiaların önüne geçmek için bütün polis merkezlerimize kamera sistemi kurduk" ifadelerini kullandı.Valilere de seslenen Bakan Atalay, valilerin vatandaşın devlete açılan kapıları olduğunu vurgulayarak, "Sizler yaptıklarınızla ya vatandaşı devlete küstüreceksiniz ya da vatandaşı küstürmeyeceksiniz. Sizin cep telefonlarınız, kapılarınız ve en önemlisi gönlünüz vatandaşa devamlı açık olmalıdır. Bunlar göstermelik değil, içtenlikle olmalıdır" dedi.Anayasa değişikliği paketinde yer alan maddeleri tek tek açıklayan ve yürürlüğe girmesiyle sağlayacağı avantajlardan bahseden İçişleri Bakanı Beşir Atalay, anayasa değişikliğini hazırlarken çok titizlik gösterdiklerini söyledi. Milletin önünde engel olarak duran maddeleri göz önünde bulundurarak değişiklik yaptıklarını belirten Atalay, pakete mevcut Anayasa`da mecbur olarak değiştirilmesi gereken maddelerin alındığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Paketi insaflıca okuyun. Bu paket hiç kimseden bir şey almıyor. Herkese bir şeyler veriyor. Peki neden 3 muhalefet partisi, çeteler ve terör örgütü buna karşı çıkıyor. Biz Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) olarak ne zaman Türkiye`nin refahı ve demokrasisi için bir şey yapsak, bu statükocular karşımıza çıkıyor. Bir yerde birleşiyorlar. Öyle birliktelikleri oluşuyor ki akıl almaz. Cumhuriyet Halk Partisi temelde karşı çıkıyor. Lider değişikliği statükoyu değiştirmez. Partide öyle statükocular var ki liderin değişmesi hiçbir şey değiştirmiyor. Milliyetçi Hareket Partisi istemiyor. Parti kapatmadan şikayetçi olan Barış ve Demokrasi Partisi, partilerin kapatılmasını zorlaştıran yasaya destek bile vermedi. Orada öyle birliktelikler oluştu ki, şu anda da devam ediyor. Akıl almaz şeyler yaşanıyor. Halkoylamasını boykot edeceğiz diyenler var. Daha doğrusu kendisinin bile ne yapmak istediğini bilmeyen, niçin boykot edeceğinin anlamını bile bilmeyen yaklaşımlar var. Bunları tabi sizlere havale ediyoruz. Benim size anlattıklarımın içinde boykot edilecek ne var veya `hayır` denilecek ne var. Bunu mu demek istiyorlar, varsa yurt dışına çıkmak isteyen arkadaşlarımız varsın çıkmasınlar. Bunu mu delmek istiyorlar. Siviller askeri mahkemelerde yargılanmasın diyoruz. İlle de yargılansın mı diyorlar. Biz bütün sorunların üzerinden geliriz. İnşallah kardeşlik hukukumuzu geliştireceğiz. Bu referandum kardeşliğimizin geliştirilmesi için inanın bir imkandır. Hiç bir parti bunu sağlayamaz CHP bu sorunun temelidir. CHP zihniyeti, 1940`lı yıllarda bu sorunların ortaya çıktığı dönemdir. CHP zihniyeti bu sorunların tam kaynağı ve sebebidir. Onun için CHP bu sorunların çözümünü isteyemez ve katkı da veremez. Onların o tek partili dönemleri sorunların tohumlarını atmıştır. MHP bu sorunlardan beslenir. Bunlar çözüldüğünde yok olacaktşa karşı hoşgörır. Onun için bu sorunların çözümünü istemez. BDP`de aynıdır. Buna inanın, bu sorunlar çözülsün istemiyorlar. Ne kadar çok sorun olursa onlar bundan besleniyorlar. Ne kadar çok olay olursa onlar bundan beslenirler. Ama biz toplumumuza ve vatandaşlarımıza güveniyoruz. Artık herkes her şeyi çok daha iyi anlıyor."Toplantıya katılanlardan alınan yazılı soruları da cevaplandıran İçişleri Bakanı Beşir Atalay, daha sonra AK Parti Van milletvekilleri İkram Dinçer, Kayhan Türkmenoğlu, Gülşen Orhan ve Kerem Altın ile birlikte kapıda bekleyerek düzenlenen yemeğe katılanları tek tek tokalaşarak uğurladı.
