Tarih: 07.03.2024 13:58

Kahramanmaraş'ta afet konutları inşaatında beton mikserini kadınlar da kullanıyor

Facebook Twitter Linked-in

KAHRAMANMARAŞ - GÖKHAN ÇALI - Kahramanmaraş'ta hazır beton tesisinde çalışan üç kadın, beton mikserleriyle taşıdıkları tonlarca hazır beton ile deprem konutlarının yükselmesine katkı sunuyor.

Kentte faaliyet gösteren bir firma bünyesinde çalışan ve sabahın erken saatlerinde mesailerine başlayan 53 yaşındaki Zeynep Özdemir, 32 yaşındaki Fatma Gökkaya ve 45 yaşındaki Kıymet Güncan, hazır beton tesisinde hazırlanan harçları mikserlerine yüklüyor.

Tonlarca ağırlıktaki hazır betonu gün boyunca direksiyon sallayıp belirlenen şantiye sahalarına ulaştıran kadınlar, kentte depremin ardından yapımına başlanan afet konutlarının yükselmesinde önemli rol oynuyor.

Kimi zaman sanatçı Müslüm Gürses'in şarkıları eşliğinde araçlarını süren kadınlar, beton mikseri operatörlüğünü başarıyla icra ediyor.

Görevlerinin ardından araçlarını büyük bir özveriyle temizleyen üç kadın, hem iş yerinde hem de trafikte vatandaşlardan ilgi görüyor.

Beton mikseri operatörü 3 çocuk annesi Zeynep Özdemir, AA muhabirine, 20 yıldır büyük ticari araçlar kullandığını, işini severek yaptığını dile getirdi.

Bazen önyargılı tepkilerle karşılaştığını ama çoğunlukla desteklendiğini anlatan Özdemir, kadınların erkeklerden daha cesaretli olduğunu ifade etti.

Meslek hayatı boyunca çeşitli işlerde farklı araçlar kullandığını anlatan Özdemir, şöyle konuştu:

"Aşağı yukarı 20 yıl oldu. Bu süreçte pikap, traktör, kamyonet, servis araçları kullandım. En son da beton mikseri kısmet oldu. Bu bana daha yüksek daha cazip geldi. Biz kadınların yapamayacağı hiçbir iş yok. Çok farklı şeylerle karşılaşıyoruz aslında. Mesela inşaat alanına beton boşaltmaya gittiğimde işçiler diyor ki, abla çok güzelsin ama ne işin var senin burada, git evine hamur aç. Ben de onlara diyorum ki siz bunu yapamadığınız için kıskanıyorsunuz bizi. Ben işimi seviyorum. Kadınlar hiçbir şeyden korkmasınlar, bir adım atarlarsa her şeyin önü gelir."

Geçen yıl 6 Şubat'taki depremlerin ardından beton mikseri operatörlüğünün daha cazip geldiğini ifade eden Özdemir, gün içerisinde kentteki çeşitli şantiye sahalarına beton taşıdığını söyledi.

Özdemir, hemcinslerine boş durmayıp çalışmalarını önererek, "Kadınlar, yeni evleri yapılırken bizim gibi bir briket, bir tuğla koysunlar. Evde oturup ağlamanın kimseye faydası yok. Bir taraftan yıkılan binaları görüyorum hüzünleniyorum ama öbür tarafta da çok sağlam binaların yapıldığını görüyorum. O kötü günleri tekrar yaşamayacağımıza inanıyorum." ifadelerini kullandı.

İki çocuk annesi Fatma Gökkaya da büyük araçları kullanmanın en büyük hayali olduğunu, araç kullanırken kendisini daha özgür hissettiğini söyledi.

Trafikte 7'den 70'e her kesimden güzel tepkiler aldığını anlatan Gökkaya, şunları kaydetti:

"Büyük araç kullanmak için bütün belgelerim var. Sabah geldiğimde rutin araç bakımını yapıyorum. Sonra sıraya giriyoruz, aracın içi dolduğunda inşaat alanına gidiyoruz, orada beton pompalarına boşaltımımızı yapıyoruz. Tüm işlerimiz bittiğinde araçlarımızın temizliğini yapıyoruz. Mikserimiz 30 ton beton alıyor, günlük 6 tur yapıyorum. Yeni yapılan TOKİ konutlarının hazır betonlarını biz götürüyoruz. Bu işi yaptığım için kendimle gurur duyuyorum."

- Yolları Müslüm Gürses'in şarkılarıyla kat ediyor

İki çocuk annesi Kıymet Güncan ise 15 yıldır büyük ticari araçlar kullandığını, 5 aydır da beton mikseri sürdüğünü söyledi.

Pikap, kamyonet, forklift, otobüs kullanarak şoförlüğünü geliştirdiğini ifade eden Güncan, "mesleğimin zirvesindeyim" dediği beton mikserini gün içerisinde büyük bir keyifle sürdüğünü anlattı.

Yolları Müslüm Gürses'in şarkıları eşliğinde kat eden Güncan, işine Gürses'in şarkılarıyla adapte olduğunu aktardı.

Çok ağır bir yükü gündelik olarak şantiye sahalarına ulaştırdıklarını vurgulayan Güncan, şunları kaydetti:

"Ya sen küçücüksün, miniciksin sen kocaman arabayı nasıl kullanıyorsun, diyorlar. Ben de onlara, ben yaparım, dedim. Biz aslında bu işi yaparken sadece bir meslek olarak değil özellikle çok kötü bir deprem yaşadık. Yıkılan binaları gördüğümde kalbimin bir tarafı yıkılıyor. O yüzden yaptığım işe daha çok sarılıyorum. Çok ağır bir yük taşıyoruz bunun farkındayız ama bir taraftan da hem insanlara yardımcı oluyoruz hem de yaptığımız işin kalitesinin farkındayız. Bu da bizi mutlu ediyor, yorgunluğumuzu hissettirmiyor."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —