Canınız sıkıldığında ne yaparsınız? Önce soralım insanın canı niye sıkılır? Beklenmedik olumsuz bir olay canınızı sıkabilir. Yakın çevrenizdekilerin bir sözü veya davranışı sizi üzebilir. Karşılaşacağınız başarısızlıklar da can sıkıcı olur.
Sadece çevreniz değil genel gidişatta sizleri etkileyebilir. Mesela ülkenin kötü gidişatı diyebiliriz. Ülkedeki bazı olaylar gelecekten umudunuzu kestirebilir. Canınız sıkılır, çocuklarınızı, torunlarınızı düşünürsünüz. Düşüncelerinizle dertlenirsiniz.
Hâlbuki hiçbir şey canınızı sıkmaya veya dertlenmenize değmez. Neden? Çünkü insan hiçbir zaman umudunu kaybetmemelidir. Canınızı sıkan her şeyin mutlaka bir çaresi vardır. Sayın Demirel?in sözüyle ?Demokrasilerde çare tükenmez?. Bu söz tabiî ki ülke sorunları için geçerli olduğu kadar günlük hayatımızda da geçerlidir.
Öncelikle canımızın sıkılmasına sebep olan konuları iyi tespit etmeliyiz. Yani teşhisimiz doğru olmalıdır. Sonra o sebepler ortadan kaldırılmalıdır. Sebepler ortadan kalkınca da can sıkacak bir şey kalmayacaktır.
Diyelim ki sebeplerin üstesinden gelemediniz, o zaman ne yaparsınız? Örneğin arkadaşlarınız sizin canınızı sıkıyor. Onun da çaresi var mıdır? Olmaz olur mu sorunlarınızı konuşarak çözmeye çalışırsınız. Olmadı mesafe koyarsınız. Ama öncelikle onları olduğu gibi kabul edersiniz.
Ülkenin genel gidişatı sizleri üzüyorsa ne yaparsınız? Görmezlikten, duymazlıktan ve hatta anlamazlıktan gelirsiniz. Olay sizin için çözülmüş olur! Ya da şöyle düşünürsünüz. Ey memleketim, güzel ülkem Türkiye sen nereden nereye geldin. Ne badireler atlattın. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşar. Onun için geleceğimizi karamsar görmeye gerek yoktur. Öyleyse canınızı sıkmaya da değmez.
Günlük olaylardan etkilenecek olursanız hayatınız kâbusa döner. İşleyen demokrasisi, bilinçli gençliği, duyarlı vatandaşları ile ülkenin geleceğinin kararması mümkün müdür? Değildir. Geleceğimize güvenmek için onlarca sebep bulabilirsiniz.
Güven evet güven çok önemlidir. Genellikle genç âşıklar birbirlerine ?Güvenmek sevmekten önce gelir? derler! Hım, demek ki güven önemliymiş. Bir kere güven sarsıldı mıydı insan ilişkileri zedeleniyor muş!
Askerlerinde bir sözü vardır. ?Güvenmek denetlemeye engel değildir.? Yani elbette karşınızdakine güveneceksiniz. Ama yine de kontrolü elden bırakmayacaksınız. Bırakırsanız ne olur? Ne oluru (!) bulmak ve bilmek sizlere düşer.
Olur, olmaz her şeye canınızı sıkmak istemiyorsanız kendinizi bir şeylerle meşgul ediniz. Bir şeyler kelimesi çok muğlâk oldu. Bir şeyler yerine mesela kitap okuyunuz diyebilirdik. Hani Montesquieu diyor ya ?Okumakla üzüntülerimi gideriyorum? diye, sizlerde öyle yapabilirsiniz. Can sıkıntılarınızı okumakla giderebilirsiniz.
Sadece okumak yetmez aslında yazmaya çalışmakta gerekir. Mesela günlük tutabilirsiniz. Çeşitli olaylar ve kişiler hakkında düşüncelerinizi yazabilirsiniz. Yazacaklarınızdan belki de torunlarınız ders çıkaracaklardır. Sadece torunlarınız değil başkaları da sizin hayat tecrübenizden, görüşlerinizden faydalanacaklardır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki hiçbir şey için canınızı sıkmayın. Sizler çaresiz değilsiniz. Neden? Çünkü çare zaten sizsiniz. Etrafa, olaylara, gidişata bakıp ta sıkmayın canınızı. Hayat devam ediyor.