ADANA- Banvit Genel Müdürü Ömer Görener, bugün dünya ölçeğindeki hayvan sayısının hızla azaldığını, bu alanda Türkiye`de de sıkıntılar yaşandığını ifade ederek, 2040 yılında tüm dünyada olduğu gibi Türkiye`de de `kırmızı et` fiyatlarının çok ciddi bir tırmanış göstereceği uyarısında bulundu. Görener, Türk insanının protein ihtiyacını tavuktan karşıladığını, bu nedenle tavuk sayısının son 20 yılda 1.5 milyona ulaşırken, et üretimininse 600 bin tonda kaldığını söyledi. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Zeotekni Bölümü ile Çukurova Zeotekni Derneği tarafından ortaklaşa organize dilen; `7. Ulusal Zeotekni Bilim Kongresi` devam ediyor. ÇÜ`nün ev sahipliğinde gerçekleştirilen kongreye, Türkiye genelindeki 35 üniversiteden yaklaşık 300 akademisyenin katılıyor. Etkinlikler kapsamına Mithat Özsan Amfisi`nde oturum başkanlığını Gazeteci-Yazar Ali Ekber Yıldırım`ın üstlenmiş olduğu `Türkiye Hayvancılığı: Et ve Süt Krizi` konulu bir söyleşi gerçekleştirildi. Buradakonuşan Banvit Genel Müdürü Ömer Görener, dünya nüfusunun 2011 yılı sonu itibariyle 7 milyara ulaşmasının beklendiği, bunun yanında yine dünya ölçeğinde her gün yaklaşık 900 milyon insanın yatağa aç girdiğine dikkat çekti. 2040 yılında dünya nüfusunun 9 milyara ulaşmasının öngörüldüğünün altını çizen Görenler, "O zaman düşünün kaç insanın yatağa aç gireceğini veya açlıkla boğuşacağını" diye konuştu. "2040 YILINDA KIRMIZI ET FİYATLARI CİDDİ BİR TIRMANIŞA GEÇECEK" Ortadoğu`da Mısır ve Lübnan gibi ülkelerde yaşanan ve; `Arap Baharı` olarak nitelendirilen gelişmelerin temelinde gelir dağılımındaki adaletsizliğin yattığı yorumunda bulunan Görener, söz konusu ülkelerde yaşayan halkın yüzde 95`lik bir bölümününse ekmek, soğan ve zeytinle karnını doyurmaya çalıştığını, ülkede unun ithal edilerek burada ekmeğe dönüştürüldüğünü, bir anda yükselen tahıl fiyatlarınınsa halkın sabrını taşırdığını anlattı. Aynı durumun Türkiye`de de yaşanması halinde halkın ayaklanıp,sokaklara dökülebileceği iddiasında bulunan Görener, Türkiye`deki bugünkü duruma şükredilmesi gerektiğini savundu. Bugün dünyadaki büyükbaş hayvan sayısının yeterli olmadığını ve gelecek 20 yılda kırmızı et fiyatının, Türkiye`de olduğu gibi tüm dünyada çok ciddi anlamda tırmanışa geçeceğini iddia eden Görener, 2040 yılında dünya nüfusunun 9 milyara ulaşacağını, bu nedenle de daha fazla sulanabilir verimli tarım arazisine ihtiyaç duyulacağını, ancak kaynaklarınsa kısıtlı olduğunu dile getirdi. "TÜRK İNSANI PROTEİN İHTİYACINI TAVUKLA KARŞILIYOR" Kırmızı et fiyatları gittikçe artarken, tavuk ve domuz fiyatlarınınsa dünyada düşüş göstereceğini kaydeden Görener, "Bu düşüş, kırmızı ete göre olacak. Aslında hepsi ekonomi politikaları değişmediği sürece hepsinin maliyeti artacak. Şimdi bu dünya şartları altında Türkiye`de son 20 yılda ülke nüfusunun 50 milyondan 75 milyona ulaştı. Ülkenin geliri bin 700 dolardan 8 bin dolara ulaştı. Yani Türkiye`nin geliri son 20 yılda çok ciddi bir artış gösterdi. Artan nüfus ve gelir, bizim daha fazla proteineihtiyacımız olduğunu ortaya koydu. Bunu da Türkiye`de karşılayan tavuk oldu. Tavuk üretimi yaklaşık 260 bin tonken, bu rakam son 20 yılda 1.5 milyon tona ulaştı. Bu rakam, her yıl yüzde 10 ile yüzde 12 arasında değişen oranlarda büyüyor. Ama ben kendimi bildim bileli Türkiye`deki kırmızı et üretimi 600 bin tona adeta demir atmış durumda. Ancak şu gerçeği görmemiz lazım; Türkiye`de bugünkü mevcut nüfusa göre yeterli hayvan yok. Bunu et bakımından söylüyorum. Hayvan sayısıysa her geçen yıl azalıyor. Terörnedeniyle mera ve mezralarda hayvanlar kesime gönderildi" dedi. "ET İTHALATINA İZİN VERİLMESİ YATIRIMLARI DA HEBA EDER" Türkiye`nin kırmızı et bir başka ifadeyle de hayvan ithalatını, 4 şekilde yapabileceğini dile getiren Ömer Görener, "İthalata `et ithal` ederek başlayabilirsiniz ama biz bunun kesinlikle yapılmaması gerektiğini düşünüyoruz. İki; kasaplık hayvanla karşılarsınız. Ama bu da kesinlikle yapılmamalı. Üç, besin maddeleriyle yani 150-200 kilo arasındaki hayvanla karşılarsınız. Bunu yapmalıyız, çünkü başka çaremiz de yok zaten. Dört; 80-100 kiloluk hayvanları ithal eder ve Türkiye`deki çiftliklerde onlarıbeslersiniz. Böylelikle buradaki çiftlikleri besler, buradaki elektriği kullanır, buradaki samanı hayvan tüketir, buradaki insan çalışır yani kısacası katma değer Türkiye`de kalır. Siz, eğer et ithalatını fiyatları terbiye etmek ama şu ya da bu nedenle izin verirseniz, bu sektöre elinizin tersiyle bir şamar vurmuş olursunuz. Bu çok yanlış bir yaklaşım olur ve bu alanda yapılan yatırımların hepsi de heba olur, insanları küstürür. Bazı insanların, süt ve et işinden çıkmasının nedeni sekterde parakazanamamasından kaynaklanıyor" ifadesini kullandı. "KANATLI DAMIZLIK HAVYANLARA DESTEK VERİLMESİ FANTEZİDİR" Türkiye`de kanatlı damızlığa destek verilmesini `fantezi` olarak yorumlayan Görener, konuşmasını da şöyle sürdürdü: "Bu alanda verimli bir üretim politikası izlemeniz gerekir. Eğer bu verimliliği sağlayamazsanız o zaman yok olmaya mahkumsunuz. Ancak Türkiye için böylesi bir şeyden söz edilmesi mümkün değil." Türkiye`de et endüstrisinin, dışarıya bağımlı olduğu konulardan biri de tahıl olduğuna dikkat çeken Görener, yağ bitkilerinde özellikle de soyada dışa bağımlı olunduğunu, tavuk yetiştiriciliğinde de soyanın önemli bir yer tuttuğunu belirtti. Türkiye`nin bu bitkisel ürünleri ithal etmesini doğru bulmadığını, bunun için gerekli altyapının Türkiye`de olduğuna işaret eden Görener, `Konya Havzası Modern Sulama Projesi`, `Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)` gibi büyük sulama projelerinin neden halatamamlanmadığına bir anlam veremediğini söyledi.
