Kütahya’da felç riskine tıpa metoduyla “Apendiks Kapatma” işlemi
Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi (KSBÜ) Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde apendiks kapatma işlemi olan kalp kaynaklı felç risklerine tıpa uygulaması yapıldı. Birçok kez beyin felci geçiren 3 hasta, uygulanan bu yöntemle sağlığına kavuştu.
Kalp kaynaklı inme (felç) riskinin, ameliyatsız tıpa uygulaması ile kan sulandırıcı kullanmaya gerek kalmadan önlenebileceğini belirten Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Astarcıoğlu, gerçekleştirilen işlemle ilgili yaptığı açıklamada,”Kan pıhtıları kaynaklı inmenin önlenmesi için birçok hastanın sürekli olarak kan sulandırıcı ilaç kullanması gerekiyor. Bazı hastalara tekrarlayan kanamalar nedeniyle kan sulandırıcı ilaç verilemiyor. Bu hastaların kalp kaynaklı pıhtıların neden olabileceği rahatsızlıklardan kan sulandırıcı ilaç kullanmadan korunması için, sol kulakçıktaki küçük kör girintiyi tıpa ile kapatan yeni bir yöntem uygulanıyor. Böylece kalp kaynaklı inmeler, erken dönemde tanı konulduğunda modern yöntemlerle önlenebiliyor” dedi.
“Atriyal Fibrilasyon hastalarında inme riski 5 kat artıyor”
Atriyal Fibrilasyon hastalarında inme riskinin 5 kat artığına dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Ali Astarcıoğlu, “ Kalp kaynaklı pıhtıların yüzde 90’ı sol kulakçıktaki ucu kör, bir yere açılmayan, parmak şeklindeki çıkıntının içinde gelişip, buradan beyne ve vücudun diğer organlarına gitmektedir. Özellikle ‘atriyal fibrilasyon’ olarak bilinen ritim bozukluğunda, kulakçık kasılmayıp adeta titreştiğinden, kalpten kaynaklı pıhtılara bağlı inme sıklığı normalin beş katı artmaktadır. Bu hastalarda gelişen inmeler, diğer inmelere göre çok ağır seyretmekte, hastanın sakat kalmasına ve hatta hayatını kaybetmesine yol açabilmektedir. Atriyal fibrilasyon hastalarında, ritim bozukluğu bazen birkaç dakika, bazen birkaç gün olabildiği gibi, sürekli de görülebilmektedir. Her iki durumda da pıhtı atma riski yüksek hastalarda kan sulandırıcı ilaçların sürekli alınması gerekmektedir. Kan sulandırıcı ilaçlar genel anlamda etkin ve güvenli olmakla birlikte, bazı hastalarda tekrarlayan kanamalar nedeniyle kullanılamamakta ya da bu ilaca rağmen inme gelişebilmektedir. Böyle durumlarda kalp kökenli pıhtıların en önemli kaynağı olan sol kulakçıktaki apendiks denilen kör boşluğun ağzına tıpa konması, yeni pıhtıların oluşup beyne gitmesini önlemektedir. En önemlisi de bu hastaların artık kan sulandırıcı ilaç kullanmasına gerek kalmamaktadır” şeklinde konuştu.
“Uygulanan tedavide cerrahiye ihtiyaç duyulmuyor”
Uygulanan tedavide cerrahiye ihtiyaç duyulmadığını söyleyen Astarcıoğlu, “Sağ kasıktan bacak toplardamarına girilerek sağ kulakçığa, oradan sol kulakçığa ulaşılarak apendiksin ağzı bulunarak, özel tıpa yerleştirilmektedir. İşlem, ekokardiyografi ve fluroskopi yöntemlerinin bir arada kullanılmasıyla yapılmaktadır. Son dönemde klinik kullanıma giren dört boyutlu ekokardiyografi de bu anlamda büyük kolaylık sağlamaktadır. Uygulama sırasında uyutulduğu için herhangi bir ağrı duymayan hastalar, bir gece hastanede kaldıktan sonra taburcu edilmektedir. Halen piyasada iki ayrı üretici tarafından geliştirilen iki farklı cihaz yani tıpa uluslararası sağlık otoritelerinden kullanım onayı almıştır. Çok sayıda hasta üzerinde yapılan çalışmalar, bu cihazların inmenin önlenmesinde kan sulandırıcı ilaçlar kadar etkili olduğunu göstermektedir. İşlem sonrasında vücut kısa sürede konulan tıpanın üzerini örtmekte, bu da kan sulandırıcı ilaç gereksinimini ortadan kaldırmaktadır. Böylece hasta, hem ilaç olmaksızın inme riskine karşı korunmakta, hem de ilaca bağlı olabilecek kanama ortadan kalkmaktadır” diye konuştu.(EFE-)