MHP grup toplantısı

MHP grup toplantısı

ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son günlerde yargı krizi ile başlayan gerginliğin devlet krizi olduğunu söyleyerek, "Devlet krizi rejim krizini de davet etmektedir" dedi. Partisinin TBMM`deki grup toplantısında konuşan Bahçeli, bugün hükümetin hiçbir sorun karşısında direnecek, çözecek gücünün, ahlakının, anlayışının ve niyetinin kalmadığını savundu. Her alanda tam bir teslimiyet ve çözülüş hali yaşandığını öne süren Bahçeli, seçim talebini yineleyerek, "Türkiye`nin bu yükü taşımaya artık tahammülü kalmamıştır. Bıçak kemiğe çoktan dayanmıştır. Türk milletinin kaderi, kardeşliği ve geleceği bu kangrenin sökülüp atılmasına bağlıdır. Üzerinde oynanmak istenen bu melun oyununboşa çıkarılması milletimizin uyanışıyla mümkün olacaktır. Ve bütün bu hastalıklı yapıdan kurtulmak için tek çare seçime giderek, milletin hakemliğine başvurmaktır. Türk milleti için hesaplaşma günü yaklaşmış, Başbakan Erdoğan ne kadar direnirse dirensin Türkiye seçim iklimine girmiştir. Fitnenin, fesadın, nifakın, yalan ve riyanın saltanatını sürdürmesi artık mümkün değildir. Milletimiz bütün bu olanlardan elbette gerekli sonuçları çıkartacaktır. Milli iradenin şamarı, ar ve haya duygusunu, vicdan veinsafını kaybetmiş olanların yüzünde mutlaka patlayacaktır. AK Parti`nin kaçamayacağı seçim sandığı milletimizin önüne sonunda konacaktır" diye konuştu. Konuşmasında demokratik açılımı sert bir dille eleştiren Bahçeli, "Devletin valisini, kaymakamını alet etme gayretleri, toplumun sanatçısını bölünmeye razı etme çırpınışlarındaki telaş, öfke ve korkunun gerekçesidir. Ancak gidilen yoldan dönüş yoktur. Çırpınışlar nafiledir. Milliyetçi Hareketin elleri, siyaset şebekesinin yakasında olacaktır. Ne pişmanlık beyanları, ne özür talepleri, bu yola girmiş onları kurtarmaya yetmeyecektir. Milliyetçi Hareket, aziz vatanın ve büyük Türk milletinin birliğine,kardeşliğine ve haysiyetine sahip çıkacaktır. Bilinsin ki, Türkiye`nin kaderi bir avuç ilkesiz ve inançsız kadronun siyasi hesaplarına kurban edilmeyecektir. Seçimden kaçarak gidilen her gün, Milliyetçi Hareketin biraz daha büyümesinden, güçlenmesinden ve tek başına iktidarını pekiştirmesinden başka bir sonuç da getirmeyecektir. Korkunun ecele faydası yoktur. Korktukları gün de bir gün mutlaka gelecektir" dedi."SON GÖNLERDE YAŞANAN GELİŞMELER TOPLUMUN AHENGİNİ BOZMUŞTUR"Son günlerde yaşanan gelişmelerin toplumun ahenginin tamamen bozulduğunu milleti ve devleti bir arada tutan dengelerin temelinden sarsıldığını kaydeden Bahçeli, şunları söyledi: "Ağır sorunlarla boğuşan Türkiye`de yaşanan vahim gelişmelerin neden olduğu güvensizlik ve gerginlik devlette, toplumda ve fertlerde derin endişe ve kuşkuların doğmasına da yol açmıştır. Bugün adalet, emniyet, ordu, üniversite gibi temel kurumlar birbirine düşürülmüş, kendi iç bünyelerinde keskin ayrılıklar ve tartışmalar yaşanmaya başlanmıştır. Toplum başta etnik farklılıkların kaşınması olmak üzere, tehlikeli bir ayrışmanın içine sürüklenmiştir. Devam eden hukuki süreçler bile kutuplaşmanın malzemesihaline getirilmiş, müesseseler arasındaki uyumsuzluk meydan okumaya kadar dönüşmüştür. Türkiye tıpkı bir savaştan çıkmış, yorgun, bezgin ve çıkış arayan bir yenilmiş devletin sancılarını, arayışlarını ve bunalımını yaşamaktadır. Devletle millet, hükümetlerle kurumlar, insanla yönetim, değerlerle temsil arasında yılların birikmiş yapısal sorunları elbette yalnızca bugünün meseleleri değildir. Ne var ki, bugün karşımıza tam yıkım olarak çıkmış olmasının nedeni bu sorunları tedavi etmek yerine kangrenedönüştüren, dünde kalmış kinlerini bugüne taşıyan intikamcı bir hükümetin varlığından kaynaklanmaktadır." Seçim yaklaştıkça AK Parti`nin bir oyun sergilediğini savunan Bahçeli, "Artık her seçim yaklaştıkça AKP siyaset klasiği haline gelen bu oyunun perdeleri, sahte bir mağduriyet üzerine inşa edilen gerilim stratejisini sahnelemek, içi boş bir demokrasi savunmasıyla sözde darbe karşıtlığına oynamak, baskı ve dayatmayla kitleler üzerinde korku uyandırmaya çalışmak ve inanç istismarıyla mütedeyyin vicdanlara ipotek koymaktır. Yine karşımıza çıkarılan eski oyunların yeniden ısıtılmasından başka bir şeydeğildir" dedi. "CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANIN DIŞINDA BİRBİRİYLE UYUMLU HİÇBİR MAKAM VE ORGAN KALMAMIŞTIR"Cumhurbaşkanı ve Başbakan dışında birbiriyle uyumlu ve işbirliği yapan hiçbir makam ve organın kalmadığını belirten Bahçeli, bu gidişatın devamının mümkün olmadığını söyledi. Yaşananların bir devlet krizi olduğunu yineleyen Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kim ne derse desin yaşanan devlet krizidir. Rejim krizini de davet etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi, devlet ve millet kaynaşmasının temsilcisi olarak, ülkemizin sorunlarına demokratik nizam içinde müdahil olmayı, yaklaşan tehlikeler karşısında herkesi uyarmayı, büyük Türk milletinin kendisinden beklediği milli bir sorumluluk ve görev olarak görmektedir. Bu konuda, toplumun her kesimine, milletin her ferdine, devletin her kurumuna açık çağrımız şunlar olacaktır. Yaşanan gerilim ve çatışmanın yanı sıra çözümün de taraflarından biri kuşkusuz ki adalet kurumudur. Herkes hukukainanmalı tecelli edecek sonuçlara rıza göstermelidir. Eğer birlikte yaşamak ve mülkü temeliyle birlikte korumak istiyorsak önümüzde başka bir seçenek yoktur. Hukuk, tamamen kendi mecrasında ve tartışmaya meydan verilmeyecek şekilde kurallarıyla işlemeli ve işletilmelidir. İçten veya dıştan kaynaklanan ideolojik önyargılar, siyasi kaygı ve hevesler, kişisel hırs ve hedefler, demokrasi dışı arayış ve niyetler sürece kesinlikle müdahil olmamalıdır. Bu konuda, adaletin bir gün herkese lazım olacağı akıllardançıkartılmamalıdır. Gündemde olan yargı sürecinin hassasiyeti dikkate alınarak, iktidar, muhalefet, adalet, ordu, üniversite, medya ve bütün sivil toplum kuruluşları aralarındaki sonuçsuz tartışmaları, atışmaları ve kışkırtıcı beyanları gerilimin ateşi düşünceye kadar ertelemelidir. Milliyetçi Hareket Partisi, önümüzdeki ilk genel seçime kadar önerdiği bu sükunet, istikrar ve toparlanma sürecine katkı yapmaya, iyi niyetli işbirliğine hazır ve kararlıdır. Yaşanan kargaşanın bir nedeni de yoğun birkaralama ve karartma kampanyasının medya üzerinden yapılıyor olmasıdır. Önerdiğimiz bu sükunet dönemi kapsamında, yaşanan sorun alanlarıyla ilgili olarak elinde bilgi, belge, doküman ve delil bulunan herkes konuyu medyaya taşımadan doğrudan ilgili adli makamlara iletmek durumundadır. Milliyetçi Hareket Partisi`ne göre, medyada yer alan hukuki delillerin menşei ve servis edilme nedenleri de hukuk tarafından sorgulanmalıdır. Sorun devletin bekasını etkileyecek, rejimin güvenliğin zedeleyecek boyuttadır. Buitibarla devleti teşekkül ettiren Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan, Yüksek Yargı organlarının Başkanları, Genelkurmay Başkanı ile gerek görülecek diğer yöneticilerin katımıyla `Devlet Zirvesi` düzenlenmelidir. Bu toplantıda sonucunda toplumun ihtiyacı olan huzur ve güvenin tesis edileceğine dair sağlam güvenceleri içerecek bir mutabakatla `İrade beyanı` kamuoyuna açıklanmalıdır. Bu konuda muhatap olan herkes tarih ve millet önünde vebal altındadır ve sorumluluklarını yerine getirmekle yükümlüdür.Önerdiğimiz bütün çözüm yolları ve yöntemleri, yalnızca aktüel gündem üzerinde kalmamalı, yolsuzluklar, suistimaller, kayırmalar, ahlaki çözülmeler gibi alanlarında tahkikatını kapsayacak şekilde topyekün bir uzlaşma zemini tesis edilmelidir. Adaletin tecellisinde sonuç kadar önemli olan husus hukuki sürecin vicdanlarda da onay görmesidir. Beklentimiz, suç ve suçlu ararken, masum insanların şeref ve haysiyetlerini incitecek davranışlardan uzak durulması, uygulamaların hukuki ancak insani çerçevede ve süratle ele alınmasıdır. Karmaşık ve kalabalık bir hukuki sürecin yaşandığı bugünkü ortamda, yargılama sonucu masum çıkacak şahısların yıpranan itibarlarının telafisinde güçlükler olacaktır. Bu itibarla hukuk sürecinin hızlı ve etkili olarak ve tam bir adaletle sonuçlaması beklentimizdir. Bu süre sonunda adaletin eleğinden geçemeyerek suçlarısabit görülenler mahkemenin vereceği hükme boyun eğmek durumundadır. Ancak suçu bulunmadığı anlaşılanlar hakkında, haftalarca aleyhte kampanya düzenleyenler ve olmadık iddialarda bulunanlar kamuoyu önünde özür dilemekle sorumlu olacaklardır. Bütün olumsuzluklara rağmen ülkemizin hiçbir sorunu çözülemez değildir. Tdürkiye Büyük Millet Meclisi açıktır ve yasama organı çalışmaktadır. Adalet sistemi faaldir ve görevinin başındadır. Türk Silahlı Kuvvetleri yine terörle mücadele ve savunma görevinin şuurundadır.Hükümet yanlışlarına rağmen işbaşındadır. Bu yapının yaşadığı ağır sorunları aşmak, yıkmadan onarmak, kırmadan tamir etmek iyi niyetli, sağduyulu çabaları gerektirmektedir. Bu konuda en büyük görev siyasete düşmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi, bu iyi niyetli son çare olarak gördüğü tekliflerin dikkate alınmaması halinde, milletimizin huzur bulması ve müsterih olması açısından bu zorlu ama şerefli misyonu milletinin vereceği yetkiyle yerine getirmeye hazırdır." MGK BİLDİRİSİKonuşmasında geçen hafta yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı ve ardından yayınlanan bildiriye değinen Bahçeli, "Açıklamada, terörle mücadelenin azim ve kararlılıkla devam edeceği vurgulanırken, teröristlerle kucaklaşmanın çelişkisi yer almamıştır.Vatandaşlarımızın kardeşlik olgusunu pekiştirmesi istenirken, bin yıllık kardeşliği çiğneyen politikalar eleştirilmemiştir. Tamamen yabancıların inisiyatifine terk edilen Irak`taki seçimlerle ilgili temenniler yer alırken, Peşmerge`nin insafına bırakılanTürkmenlere sahip çıkılmasının gereğinden söz edilmemiştir. Kıbrıs`la ilgili olarak etkisiz bir duruş sergilenirken, Avrupa`nın Mehmetçiğin çekilmesine yönelik dayatmalarına sessiz kalınmıştır. Biz içeride ne konuşulduğuna bilmeyiz ve bakamayız. Türkiye Cumhuriyeti`nin sorunlar ve çözüm yolları karşısında dünyaya nasıl bir mesaj verdiğine, hangi konuları önceliğine aldığına bakarız. Bu toplantının açıklamasında görüldüğü gibi, ülkemizde açlık yoktur, yoksulluk yoktur, yolsuzluk yoktur. Bunlar milligüvenlik meselesi sayılmamıştır. Devlet kurumları arasındaki çatışmalar yoktur. İşbirlikçi medyanın basın hürriyetini perdeleme çabaları yoktur. Dış politikada yaşanan rezaletler yoktur. Ermenistan`la yaşanmakta olan protokol skandalı yoktur. Artan suçlar, çözülen toplumsal ahlak yapısı yoktur. Dinleme rezaletleri, haberleşme hürriyetine ihlaller, kirlenmiş siyasetin eleştirisi yoktur. Açılım denen yıkım projesine yönelik kaygılar yoktur. Bu konuların Milli Güvenlik Kurulunca bir tehdit ve tehlike önceliği olmadığı, toplumun bütün hücrelerine işlemiş bu hastalıkların, güvenlik tehdidive meselesi sayılmadığı anlaşılmaktadır. Bizim yaşanan devlet krizi karşısında olağanüstü MGK toplantısı çağrımıza kulak asmayanların, adet yerini bulsun kabilinden yapacakları toplantıların sonuç alması da, sonuç vermesi de mümkün olmayacaktır. Yapısı ve temsil şekli değişen bu kurulun hükümetin siyasi düşüncelerini meşrulaştırmaktan, hükümet tasavvurlarını devlet projesi haline getirmekten öte bir anlam taşımadığı ortaya çıkmıştır. İşin tehlikeli olan yanı ise, kurul marifetiyle yapılan tavsiyelerde kurul üyelerinin tamamının töhmet altına giriyor olmalarıdır" diye konuştu. "SEÇİME GİTMEDEN ANAYASA DEĞİŞİKLİK ÇAĞRILARINA DESTEK OLMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL"Konuşmasında partisinin anayasa ve anayasa değişiklikleriyle ilgili görüşlerini de açıklayan Bahçeli, "Yeni bir anayasaya ya da anayasamızda değişikliklere ihtiyaç olduğu açıktır. Ancak burada önemli olan anayasayı değiştirecek siyasi zeminin niteliği, değişimin zamanlaması ve değiştirecek olanların liyakatidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, 7 yıl boyunca toplumsal taleplere karşı kıpırdanmadan beklemiş, bugüne kadar millet yararına hiçbir adım atmamış, dokunulmazlıkların kaldırılmasına bir türüyanaşmamış, Alevi kardeşlerimizin sorunlarıyla ilgili çözüm önerilerimize aldırmamış, temiz toplum, temiz siyaset ve temiz yönetim tekliflerimizi reddetmiş, yaptığımız bütün tekliflere herkes işine baksın diyerek kulağını kapatmış bir siyaset anlayışının, anayasa değişiklik çağrılarına yetki tazelemeden, seçime gitmeden destek olmamız mümkün değildir. Yeni bir anayasayı hazırlamak, ancak yenilenmiş bir vicdan, aklanmış ahlak ve tertemiz siyasi erdemin yapacağı ve sonuç alacağı bir girişim olmalıdır.Anayasa, sicili bozuk, sabıkası kabarık, lekelenmiş zihniyetlerin değiştireceği bir metin değildir. Bu tür bir kafa yapısının, bu tarz bir ahlak zafiyetinin imzalayacağı bir belge de mutlaka karşılıksız çıkacaktır. Köhnemiş, çürümüş, tükenmiş ve teslim olmuş zihniyetlerden tertemiz ve yeni bir toplum sözleşmesi beklemek abesle iştigaldir, beyhude bir hevestir ve eşyanın tabiatına da aykırıdır. Anayasa değişikliği, bir ülkenin 7 uzun yılını, istismarla, yalanla acımasızca israf etmiş, yabancı başkentlerinmasalarında harcamış, ne kadar millet düşmanı varsa onlarla el ele vermiş, acıdan, gözyaşından, açlık ve yoksulluktan başka bir sonuç almamışların, kusurlarını, hatalarını ve hatta ihanetlerini gizleyeceği, bahane bulacağı, iflaslarını maskeleyeceği bir sığınma vasıtası olamayacaktır" diye konuştu. "TÜRKİYE SEVDALISINA HER GÜN HAKARET EDEN BİR ZİHNİYETLE ASLA İŞBİRLİĞİ YAPMAYIZ"Anayasanın değişmesi için gerekli olan uzlaşma zeminiyle bu değişimi gerçekleştirecek olanların arasında uyum ve işbirliği arzusu bulunmadığını kaydeden Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: "Zira anayasa değişikliklerinin ancak siyasi istikrarın olduğu, toplumun huzur içinde bulunarak sağlıklı yorumlar yapabildiği, devletin ve organlarının ahenk içinde çalıştığı bir ortamda yapılabileceği açıktır. Siyasi normalleşme süreci başlatılmadan ve Türkiye`yi yönetme kabiliyetini kaybetmiş bugünkü hükümete dayalı siyasi tablo değişmeden, yeni anayasa hazırlanması hem doğru ve hem de mümkün değildir. Yegane çözüm yolu, TBMM`de oluşturulacak `Anayasa Değişikliği Uzlaşma Komisyonu` vasıtasıyla mutabıkkalınacak maddeler üzerinde `Demokratik Sözleşme` yapılması, kararın 24. Dönem TBMM`ne bırakılmasıdır. Anayasayı değiştirme adına aksi yönde yürütülecek çabalar, hem sonuç almayacaktır, hem azami toplumsal desteği olmayacaktır, Hem de adına anayasa yapılan, üzerine sözleşme yazılan milletimizin yeni kutuplaşmaların içine girmesine neden olacaktır. Milliyetçi Hareketin fedakar ve vefakar kadrolarını her konuşmada aşağılayan, her biri aziz ceddimizin hatıralarının sembolü üç hilale tabela diyerek tahkir eden,faşist, kafatasçı, ırkçı gibi alçakça iftiralarla gıybette bulunan, şehide kelle, caniye sayın diyen, teröriste tören düzenleyenlerle, gönlü millet sevgisi ile dolu, yüreği al bayrağımız için çarpan milyonlarca Türkiye sevdalısına her gün hakaret eden bir zihniyetle işbirliği yapmamız asla söz konusu olmayacaktır." "YARGI KRİZİ VE AK PARTİ`NİN MHP`YE VERDİĞİ CEVAP"Konuşmasında geçen paftaya damgasını vuran yargı krizine ve bu konuda Bahçeli`nin yaptığı açıklamayı sert bir dille eleştiren AK Parti açıklamasına değinen Bahçeli, şöyle konuştu: "Uzunca bir süredir devam eden kurumlar arası ve kurumlar içi çatışma ve çekişmelerin yeni bir örneği geçtiğimiz hafta yaşanmıştır. Devam eden hukuki süreçlere siyasilerce müdahalenin yanı sıra yargı kendi içinde gelişen bir olaya müdahil olmuş ve kamuoyu bu gündemi yakından takip etmiştir. Bu konuda partimiz, bundan önce olduğu gibi gelişmelerin netleşmesini beklemiş, çabuk ve yanlış bir yorum yapmaktan kaçınmıştır. Bugüne kadar yaptığımız yorum ve değerlendirmeler gibi tartışmalara bir taraf olmaktanuzak durarak, haklı ve haksız ayrımından imtina ederek gerçeklerin bir an önce ortaya çıkmasını talep eden açıklamamız her seferinde olduğu gibi geçtiğimiz hafta kamuoyuna duyurulmuştur. Bunların tamamı bizim görüş ve yorumlarımızdır. Hiç kimsenin aynen kabul etmesini isteyemeyeceğimiz gibi, mutlaka bize katılmalarını da beklemek gibi bir dayatmacı düşüncemiz yoktur. Ne var ki yaptığımız açıklamanın ardından Adalet ve Kalkınma Partisi`nin partimizin görüşlerini doğrudan hedef alarak yayınladığı karşıaçıklama tam bir çarpıtma belgesidir. Bu belgede yer alan hususları ayrı ayrı cevap verecek ciddiyette görmediğimizi buradan izah etmek istiyorum. Ancak açıklamada yer alan ve partimize yönelik statükocu iddialarına huzurlarınızda açıklık getirmek, bu konuda partimizin ne anladığını ifade etmeliyim. Bizim ne bozulmuş bir sistemin devamından yana durmak gibi bir niyetimiz vardır, ne de sözde milleten yana görünmek için devletin temelini dinamitlemek gibi bir alçalmanın tarafı olmak gibi bir hevesimizbulunmaktadır. Milliyetçi Hareket hiçbir taassubun peşinde, hiçbir kavramın körü körüne arkasında değildir. Ancak teslimiyetçi, aciz, istismarcı ve işbirlikçi AKP zihniyeti, Milliyetçi Hareketi, Milliyetçi Hareketin tertemiz mensuplarını illaki statükocu olarak suçlayacak ise bu konuda söyleyeceklerimiz şunlardır; Statükocu olmak, şehide sahip çıkmaksa, gaziye hürmet etmekse; bayrağım, vatanım, yurdum, milletim, ecdadım demekse biz statükocu olmayı sürdüreceğiz. Statükoyu değiştirmek, PKK ile kucaklaşmak,peşmergeyle kaynaşmak, teröriste af çıkarmak ise biz statükocu olmayı sürdüreceğiz. Statükocu olmak, yurdumun her yöresini sahiplenmekse, köke, kökene, mezhebe bakmaksızın hepsini milletim diyerek bağrımıza basmaksa statükocu olmayı inadına sürdüreceğiz. Statükoyu değiştirmek, milleti parçalara ayırmak ise, Gavurdağı-Sivas hattı dedikleri sınırın ötesini gözden çıkarmak ise, Hakkari`yi İzmir`den, Ağrı`yı Edirne`den, Van`ı Antalya`dan ayırmaksa biz buna sonuna kadar karşı çıkacağız ve statükoyu sürdüreceğiz.Statükoyu korumak, ülkemizi küresel zalimlerden esirgemekse, alçakça dayatmalara direnmekse, Müslüman katilleriyle yapılan eşbaşkanlıkları lanetlemekse biz statükoyu sonuna kadar sürdüreceğiz. Statükoyu değiştirmekten, statükoyu korumaktan AKP`nin anladığı buysa, `Siz küresel senaryolara figüran olun, zulme taşeronluk yapın statükoyu değiştirin, biz Başkent Ankara`yı savunalım statükoyu koruyalım. Siz isyanları överek, bebek katili ile pazarlık yaparak statükoyu değiştirin, biz ecdada sahip çıkarak,milletimize sevdalanarak statükoyu koruyalım. Eğer statükocu olmamızdan kasıt buysa, evet biz vatanın, milletin, devletin birliği konusunda ısrarla ve inadına statükocuyuz. Statükocu kalmaya da devam edeceğiz." "AYDINLIK TÜRKİYE PARTİSİ`NE BİR ZİYARET GERÇEKLEŞTİRECEĞİM"Türkiye`nin, milli ve manevi değerleri, Cumhuriyetin kuruluş felsefesi, kimliği ve devletin temel yapısının, siyasi ve sosyal gerilim hattına dönüştürüldüğünü savunan Bahçeli, konuşmasının sonunda küskün olan partilileri partilerine geri dönmesi çağrısında bulundu. Bahçeli, "Türkiye`nin bugün içine düştüğü `kriz, kargaşa, kaos, korku, kutuplaşma, kavga, ve karanlık`tan oluşan `7-K`lı tahribat zinciri karşısında Milliyetçi Hareket kurtuluş ve yükseliş arayanların yegane ümidi haline gelmiştir. Türkiyesevdalıları, bilgi, birikim, tecrübe ve kadrolarıyla ülkemizi ayağa kaldıracak kararlılığa, güce ve inanca sahiptir. Yaşananlar, yüreğinde vatan ve bayrak sevgisi olanların birleşmesini zorunlu ve kaçınılmaz hale getirmektedir. Kucaklaşmak için fırsat arayan bütün vatandaşlarımı, köken, mezhep, yöre gözetmeksizin üç hilalin etrafında buluşmaya davet ediyorum. Kaybedilecek zamanımız yoktur. Tereddütle geçirilecek vaktimiz yoktur. Birliğimizi tehlikede görenler, dirliğimize tehdit görenler, saflarınısıklaştırmak, güçleri birleştirmek zorundadır. Bu aziz vatanı ve büyük Türk milletini temiz ve samimi duygularla seven herkesin yeri Milliyetçi Hareketin yanı olmalıdır. Bizlere yol arkadaşlığı yapacak bütün vatanseverleri, nerede doğmuş bulunursa bulunsun ve anasının dili ne olursa olsun, Milliyetçi Hareketin bayrağı ve ilkeleri altında toplanmaya çağırıyorum. Bu çağrı kapsamında, Milliyetçi Hareket Partisi`nin Genel Başkanı olarak, ben de atacağım ilk adımı huzurunuzda açıklıyorum. Önümüzdeki günlerdeAydınlık Türkiye Partisi`ne bir ziyaret gerçekleştireceğim. Baba ocağından ayrı düşmüş dava arkadaşlarımı partimde görmekten mutlu olacağımı belirteceğim. İnanıyorum ki bu davet bir başlangıç olacak ve Milliyetçi Hareket Partisi buluşma ve kucaklaşmanın merkezi haline gelecektir" diye konuştu.



Güncel 25.10.2016 05:46:46 0

İlginizi Çekebilir

1

Depremde hayatını kaybeden öğretmen ve öğrencilerin ismi kuş evlerinde yaşatılacak

2

Kanser hastası yedek subay Serik'te hayatını kaybetti

3

Kahramanmaraş'ta uyuşturucu operasyonunda yakalanan şüpheli tutuklandı

4

"Elmacı Dede" Hatay'dan aldığı mandalinaları Mehmetçiğe ulaştırdı

5

Jeep SUV modeli Compass'ın üretimine başladı

6

Isparta'da 35 yıldır aynı camide görev yapan imam gönüllere dokunuyor

7

Bakan Ersoy, Antalya-Alanya Doğu Çevre Yolu ve Demirtaş Kavşağı'nın açılışında konuştu:

8

Antalya'da oteller yılbaşına hazır

9

Sardunyanın yerli çeşitleri geliştirilerek sektöre kazandırılacak

10

Hippoterapi, özel gereksinimli bireylerin rehabilitasyonuna destek sağlıyor