Saddam`ın asılmasının üzerinden tam bir yıl geçmiş. Irak`ta, Pakistan`da kaos ortamı sürüyor, ülkemizde ise terör belası ile mücadeleye devam ediliyor. Fas`dan Endenozya`ya kadar milliyetlerine bakılmaksızın halkının çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin huzursuzluk, savaş, işgal, geri kalmışlık, terör kaderleri mi? Ülkemizi ele alalım herkesin bildiği konular, ASALA terörü bitirildi, yerini PKK terörü aldı, sağ, sol tartışmaları bitirildi, yerini laiklik, türban, dini duyguların istismarı gibi konular, etnik ayırımcılık tartışmaları aldı. Nedense herkes dış destekli oyunların teşhis ve tedavisinde hem fikir, ama yinede o oyunların figüranı olmaktan kendilerini kurtaramıyorlar. Örneğin Türkiye sadece ikinci Dünya savaşı yıllarında iç işlerinde rahat bir nefes almıştır.İkinci Dünya savaşı sırasında birbirini boğazlamakla meşgul olan emperyalist güçler, Türkiye`de batı destekli kargaşa çıkaramamışlardır.Bu gün bakıyorsunuz kültür olarak, hayat tarzı olarak homojenlik gösteren halkımızdan bir Kürt sorunu çıkarmaya çalışıyorlar.Tamamen İngilizcesinden tercüme edilerek bir Kürt ayrışması için çaba gösteriyorlar.Yarın o bitirilecek arkasından, kim bilir ne sorunlar çıkaracaklardır. Neden bizler hep başkasının yaptığı bir harekete, karşı bir hareket yapmak durumunda kalıyoruz? Meselâ, ülkemizi 2002 den beri yönetmekte olan mevcut siyasi irade neden şimdiye kadar teröre karşı bugün attığı adımları (yetersizde olsa) şimdiye kadar atmadı? Niçin hâlâ Şehirler de sivil infiale sebep olacak "araba yakma" olaylarına karşı, Fransa`nın yaptığı gibi hızlı tedbirler alınmıyor? Bunun sorumlusu kim, herhalde görevli gariban polisi, emniyet müdürünü sorumlu tutamayız. Sorumlu her zaman siyasi iradedir. Yukarıda parantez içinde teröre karşı atılan adımlar yetersiz de olsa diye bir not yazmıştım, sizce siyasi iradenin attığı adımlar yeterli mi? Türkiye`de var olduğu söylenen Barzani`nin şirketlerine karşı ne yapıldı? Kuzey Irak`a karşı uygulanan herhangi bir ekonomik yaptırım var mı? Hani Barzani`nin bölgesindeki Habur kapısı kapatılacak, başka bir kapı açılacaktı, ne oldu? Bizlerin de gözü aydın kullandığımız elektiriğe %15 zam gelirken, bırakın elektiriğini kesmeyi, elektiriği Kuzey Irak`a hâlâ dört kuruşa satan zihniyete ne demeli? Ilımlı(!)cıların, entel-dantel, dönek denen yazarların, basının büyük çoğunluğunun eleştirmeye kıyamadıkları mevcut siyasi iradeyi mahallî bir gazetede eleştirmek bizler için kolay bir şey.Bizlerin ABD yi eleştirdiği için Zaman gazetesinden atıldığı söylenen yazar Tamer Korkmaz veya hükümeti eleştirdiği için Hürriyet gazetesinden atılan Emin Çölaşan gibi atılma korkumuz da yok. Bana göre bizim en büyük eksiğimiz güçlü bir muhalefet olmaması. Cumhuriyet anıtı gibi duran ve ciddi bir muhalefet yapan Sayın Deniz Baykal`ı takdir etmemek mümkün mü?Aynı cümleleri Sayın Bahçeli için söyleyebilir misiniz?Elindeki hazırlanmış notları rüzgardan uçuverse ne yapacağını bilemeyecek acemi bir öğretmen gibi topluma bir heyecan verememektedir. Toplumsal tepkiyi yeni bir muhalefet hareketine dönüştürecek, bir sinerji oluşturacak eyleme ihtiyaç var. Bu eylemin 6 Ocak 2007 tarihinde, "Düz Ova Siyasetçisinin" tasfiyesiyle sonuçlanacağı görülen DP kongresiyle başlayacağını umut ediyorum. Kim bilir belki de 7 Ocak 2007 tarihi sadece Osmaniye`nin Kurtuluşu değil, ülkeyi görülmemiş oranda borca sokan, her şeyi satan, BOP çu Zihniyete Muhalefet Hareketinin Miladı olur.