OSMANİYE - Osmaniye Özel Ender Akademi Koleji öğrencilerine Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı ile ilgili konferans verildi. Okul salonunda düzenlenen konferansta Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şubesi?nden Emel Solak ve Hasan Koyuncu tarafından sunum yapıldı. KKKA hakkında bilgi veren Hasan Koyuncu; ?KKKA; ilk olarak 1944 yılında Kırım?da görülmüş ve Kırım Kanamalı Ateşi olarak tanımlanmıştır. 1956 yılında Kongo?da görülen hastalığın, 1969 yılında Kırım Kanamalı Ateşi ile aynı olduğunun farkına varılması ile hastalık bu tarihten itibaren bugünkü bilinen ismiyle anılmaya başlanmıştır. 2002 yılında bahar aylarından itibaren Türkiye?de görülmeye başlanan olgular ile tekrar ilgi çekmeye başlamıştır. KKKA, enfekte olmuş kenenin ısırması ile insana bulaşır. Bu nedenle kendimizi kenelerden korumalıyız. Kenelerin bol olduğu tarla, piknik alanı, kırsal alanlar ve ormanlık alanlarda dikkat edilmeli? dedi. Vücutta kene görüldüğü zaman dikkat edilmesi gereken hususlara da değinen Koyuncu; ?Keneyi çıkarmak gerçekten özel tecrübe istiyor. Bunu tecrübeli kişiler özellikle sağlık personelinin çıkarmasında fayda var. Çünkü eğer kene vücudumuza yapışmış olduğu noktadan çıkarılırken yanlış bir manevra yapılırsa; kene kusabilir, parçalanabilir, başı kopabilir ve kenenin bu kanı, ifrazatı o bölgedeki cildimizden vücudumuza geçebilir. Bu da hastalığın oluşmasına yol açmış olur? şeklinde konuştu. Kene ısırmasına maruz kalınmasının ardından kuluçka döneminin başladığını belirten Koyuncu şöyle devam etti; ?Kuluçka dönemi virüsün alınmasını takiben genellikle 1-3 gündür. Bu süre en fazla 9 gün olabilmektedir. Enfekte kan, vücut sıvısı veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu bulaşmalarda 5-6 gün, en fazla ise 13 gün olabilmektedir. Mevcut olguda ise; şikayetler başlamadan bir hafta önce kene ile teması mevcuttur. Ateş, kırıklık, baş ağrısı, halsizlik, aşırı duyarlılık, kollarda, bacaklarda ve sırtta şiddetli ağrı ve belirgin iştahsızlık hastalarda sıklıkla görülen klinik bulgulardır. Bazen kusma veya ishal de olabilir.? KKKA ile mücadelede bugün için kullanılan aşı ve özel tedavinin olmadığını ifade eden Koyuncu, hastalara sadece destek tedavisi yapıldığını söyledi.