31 Aralık 2009 Milli Eğitim Bakanlığı Şubat Ataması bekleyen genç Öğretmenlere yeni yıl hediyesi gibi bir açıklama yapar. Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Bildirisine göre tek cümleyle özetlersek Şubat 2010 da Atama yapılmayacaktır! Bakın şu işe ki bu bildiri kimsenin dikkatini çekmedi. Şubat Ataması bekleyen binlerce genç öğretmen adaylarını ve ailelerini hüsrana uğratan Milli Eğitim Bakanlığı Açıklaması Milleti Meşgul Etmekle görevli izlenimi veren malum Medya tarafından görmezlikten gelindi. Çünkü onlar ?Darbe, Ergenekon, Davos? gibi konuları işleyerek gerçek gündemi halkın gözünden kaçırmakla görevliymişler izlenimi vermekteler!Malum Sivil Toplum Kuruluşları(STK) da Şubat Atamalarının durdurulmasına gereken ilgiyi göstermedi! Çünkü onlar içinde önemli olan ?Milletin dikkatini Gazze ve İsrail?e çekmek? gibi önemli bir misyonları varmış intibası uyandırıyorlar! Ya da geçmişte kullanılan (komünizm tehlikesi!) taktikle ?Askeri Darbe Öcüsü? göstererek ?Ortak Akıllarınca? bizleri yönlendirmeye çalışıyorlar. Öbür taraftan Siyasi Partilerdeki ?Liderokrasi veya Tek Adamokrasi? anlayışını görmezlikten geliyorlar! Gerçek Demokrat iseler halkın dertlerini ön plana çıkarmaları gerekmez mi? En azından Eğitim ve Öğretmenlerle ilgili olan Sivil Toplum Kuruluşları veya başka bir deyişle Demokratik Kitle Örgütleri sizler nerelerdesiniz? Sizlerin amaçlarınız arasında öğretmen atamaları yok mu? Belki de bu konuda esas görev Muhalefet Partilerine düşüyor! Evet, Muhalefet Partilerinin değerli yetkilileri Öğretmenlerin Umuduyla Oynayan bu kararı alanlara mağdurlar adına hesap sormayı düşünüyor musunuz? Hesap sormak, mağdurların sesi olmak sizlerin görevleriniz arasında değil mi? Ancak her şeye rağmen hak arama konusunda görev mağdurlara düşüyor! Burada değerli öğretmenlerimize seslenmek istiyorum. Şubat Ataması bekleyen değerli Öğretmen Adayları sizler Demokratik Tepki haklarınızı kullanabiliyor musunuz? Sizlerin atanamamasından muzdarip aile fertleriniz sizlere destek vermiyorlar mı? Sizlerin Öğretmen olacağız diye Eğitim Fakültelerinde okumanız boşuna bir çabamıydı? Bugün Türk Milli Eğitiminde binlerce Öğretmen Açığı buna karşılık binlerce İşsiz Öğretmen var iken seslerinizi(!)duyuramıyorsanız, sizlere ben ne diyeyim? Sizlere reva görülen bu uygulamalar, zulüm değil mi? Değil diyorsanız diyecek bir sözüm yok. Ama zulümdür diyorsanız, bir çift sözü sizinle paylayalım; ?Hâşâ, kullarına ZULM etmez Hüdası, Herkesin çektiği kendi işinin CEZASI!?