Öğretmenlerimiz, yani İrfan Ordumuzun yılmaz savaşçıları, cehalete karşı verdikleri mücadelelerde bu güne kadar önemli mesafeler kat ettiler. Sadece cehalete karşı değil Ülkemizi Kültür Emperyalizminin tasallutundan da korumak için ellerinden geleni yapmaktalar. Yeter demenin gerilemek demek olduğunun bilincinde olan Öğretmenlerimiz çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmanın yollarını en iyi şekilde öğrencilerine öğretmeye çalışmaktadırlar. Ancak, yinede Türkiye için bugünün Gelişmiş Ülkeleri seviyesine gelmek mümkün müdür? Siz ne dersiniz? Sizce, bugünün Amerika Birleşik Devletleri, Almanya?sı, Japonya?sı ve benzeri ülkeler düzeyine çıkabilmemiz hiç mümkün görünmüyor mu? Yani umutsuz vaka mı?Şimdi diyebilirsiniz, yahu hocam bölücülük, ayrılıkçı terör almış başını gidiyor, dış güçlerin ülkemiz üzerinde oyunları var, bu durumda geleceği karanlık görüyoruz! Korkumuz o ki , ?Büyük Ortadoğu Projesi (BOP),Küçük Türkiye Projesi? anlamına geliyorsa, vay halimize! Ekonomi pamuk ipliğine bağlı, muhkem ulusal ticari kalelerimiz bile özelleştirme adı altında bir bir yabancılara satıldı! Siyasi İrade temsilcileri deseniz Yargı dâhil herkesimle kavgalı! Bugün, en geç yarın TUFAN kopar! Türkiye ne olur bilinmez! Sanki ülkede izlenen politikalara bakarsanız ?ya ben, ya da benden sonra Tufan? anlayışı hâkim! Geçen bir internet sitesinde görmüştüm ?Tufan koparsa kopsun, bizlere Nuh?un gemisidir, VATAN? diye yazıyordu. Önemli olan rejimin işlemesidir. Devlet kurumlarının görevlerini yerine getirmesi. Eğer Ordumuz dış tehlikelere karşı savunma görevini yapıyor, Emniyet Teşkilatı ve Jandarma iç güvenliği sağlıyorlarsa mesele yok. Şayet Meclis çalışıyorsa, yargı ?Ama Ankara?da hâkimler var? düşüncesini pekiştirircesine icabında, hem de İktidar Partisine dava açabiliyorsa daha ne istersiniz? Her şeye rağmen Siyasi İrade yürütme görevini sürdürüyorsa, yani Yasama, Yürütme ve Yargı Erkleri fonksiyonlarını yerlerine getiriyorlarsa endişe edecek bir durum olabilir mi? Tabii ki yok.Merhum Menderes Başbakan iken Üniversite Öğrencileri Hükümet aleyhine gösteri yaparlar. Şehir efsanesi gibi dilden dile anlatılan bir olay olur. Bir öğrenci Başbakanın yakasına yapışır. Başbakan sorar ?Evladım ne istiyorsunuz?? diye. Öğrenci ?Demokrasi İstiyoruz!? diye cevap verir. Başbakan Menderes ?Bak Başbakanın yakasına yapışacak, hesap soracak kadar özgürsünüz ve demokrasi mevcut!? der. Kim bilir bakarsınız, ülkemizde Bağımsız ve Tarafsız Yargı Mecliste Çoğunluğu elinde bulunduran İktidar Partisine bile dava açabiliyor, demokrasimiz gelişmiş, rejim işliyor diyen birileri çıkar!Mademki rejim kurallarıyla işliyor, kurumlar görevlerini yapıyor, o zaman Büyük Türkiye idealini gerçekleştirmek için herkes elinden geleni yapmaya devam etmelidir. Bu konuda en önemli görev öğretmenlerimize düşüyor. Kendi kendini en iyi şekilde yetiştirme gayreti içinde olan öğretmenlerimiz ?imkânsızı mümkün? hale getirmenin sihirli formülünü bilirler. Öğretmenlerimiz Türkiye?nin aslında çözülemeyecek hiç bir sorunu olmadığına vakıftırlar. Onun içinde, meslektaşlarıma müthiş bir güvenim vardır. Onlar, Küreselcilerin, Emperyalizme hizmet eden işbirlikçilerin aksine milliyetçi, mukaddesatçı(din üzerinden menfaat sağlayan değil!) , vatanperver, başı dik gençler yetiştirmeye devam ediyorlar. İnanmıyorsanız, öğretmenlerimizi tanımaya çalışın, tanıdıkça göreceksiniz ki hem kendi konularını, hem de dünya ve ülke meselelerini çok iyi biliyorlar. Milli Birlik içinde Büyük Türkiye Mücadelesi veren Silahsız Kuvvetlerimize yani İrfan Ordumuza Başarılar diliyorum.
