Her yıl Ocak ayının 7. Günü Osmaniye ilinin kurtuluşu(07.01.1922) olarak kutlanır. Şimdi aynı manevi heyecan var mıdır bilemem ama bizim öğrenciliğimizde müthiş kutlamalar yapılırdı. Düşmana karşı mücadele veren Mahalli Milli Güçler temsil edilirdi. Babası Yemen Çöllerinde Şehit olan Babaannem ?Mahalli Milli Kuvvetler sayesinde Fransızların fazla varlık gösteremediklerini söylerdi. Sadece birkaç defa Trenlerle getirdikleri toplar vasıtasıyla köyümüz Akyar ve civarını bombalamaya çalıştıklarını anlatmıştı.? Çok mevzi bir yerden ve bir kişinin gözleminden genelleme yapacak değilim. Kurtuluş savaşımızın destanını herkes bilir. Allah o destanı yazanlardan razı olsun ve onlara Rahmet eylesinGururla anlatmaya çalıştığım 07 Ocak tarihi sadece Osmaniye?nin kurtuluş günü değil aynı zamanda Türk Demokrasi Tarihinde önemli bir hareketin İlk Adımının atıldığı gündür! Evet, malûmunuz olduğu üzere 07 Ocak 1946 (DP) Demokrat Partinin kuruluş günüdür! ?Yeter söz milletindir!? anlayışıyla yola çıkan Demokratlar efsanesinin yanında şimdi duyduğunuz şehir efsaneleri bir ?kibrit şulesi? gibi kalır. Üç örnek verelim. Demokratlar döneminde Konya Şeker fabrikasının temeli 1953 yılında atılmış,1954 yılında üretime geçmiş! Adana Seyhan Barajının temeli 1953 yılında atılmış,1956 yılında hizmete girmiş! Kıbrıs üzerinde Garantörlük hakları da 1959 yılında yapılan Londra ve Zürih anlaşmaları ile DP iktidarı döneminde elde edilmiştir. O antlaşmalar sayesinde 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı yapılmıştı!Aynı Demokrat Geleneğin AP, ANAP ve DYP evrelerine bakmaya gerek yok! Her biri Büyük Türkiye yolunda önemli projelere imza atmış. Onun için günümüze gelelim! Günümüzde 2002 den 2010 yılına kadar somut şunlar yapıldı diyecek bir şey bulamıyorum. Pardon buldum! Özelleştirme adı altında Menderes, Demirel ve Özal dönemlerinde kazandırılan müesseseler başta olmak üzere Ülkemizin çeşitli kuruluşları yabancılara satıldı! Kıbrıs hâlâ Türkiye?nin etki alanında! Bir de Konya için söyleyeyim Mavi Tünel ve Hızlı Tiren hikâyelerini (8 yıldır) dinleyip duruyoruz! Hak yememek lazım değil mi? Ankara ve Adana bağlantılı mevcut yolları çift yola dönüştürme çalışmalarını da görmezlikten gelemeyiz.Her türlü yatırım ve kalkınma faaliyetleri, ekonomik krizi, işsizliği, borçlanmayı şunu bunu bırakalım ve soralım milletimizde huzur kaldı mı? Bir aile düşünelim ekonomik sıkıntı çekiyorlar ama huzur içerisinde daha iyi günler için çalışıyorlar. Bir başka aile düşünelim kadın kocasıyla, çocuklar birbirleriyle kavgalı, üstüne üstlük birde Baba çocuklarına karşı Adaletli değil! Daha vahimi aile fertleri içinde paranoya, yani güven bunalımı başlamış. Aile mahremiyeti kalmamış! O ailede birlik sağlanır mı? Er ya da geç o aile dağılmaz mı? Aile yapısında olduğu gibi ülkelerde de kargaşa, kavga, huzursuzluklar görülebilir. Aileden farklı olarak Demokratik Ülkelerde böyle durumlarda imdada Muhalefet yetişir! Tıpkı 1950 yılına kadar Tek Parti yönetiminden bunalan Türk Milletinin huzuru ve kalkınmayı o dönemin muhalefet partisi DP de görmesi gibi! Bugünle ne alakası var diye sormayın? Kendinizi ve ülkemizi huzur, barış, kalkınma, güven içinde ve 2002 şartlarına kıyasla daha iyi durumda görüyorsanız, bu yazıyı yok sayınız! Değilse, unutmayalım ki ?Demokrasilerde çare tükenmez!?