Ali TIRAŞ Yazıyor (alitirash@yahoo.com) Merak etmişsinizdir: ?Türkiye?nin yaşanabilir bir kentinde miyim?? diye. İş ve ekonomi dünyasının saygın yayınları arasında yer alan CNBC-e Business dergisi, dört yıldır sürdüğü ?Yaşanabilir Kentler? araştırmasını bu yıl da sonuçlandırdı. Dördüncü kez Türkiye?nin en yaşanabilir kenti seçilen Ankara, bu yıl da birinciliği hiçbir ile kaptırmadı. Altı ana kategori ve 37 alt parametre göz önüne alınarak, kurum ve kuruluşlarla yapılan soruşturmalar sonucunda elde edilen verilerle Başkent Ankara, yaşanabilirliği ve refah göstergeleri açısından birinci olurken, ikinciAntalya, üçüncü Eskişehir, dördüncü Trabzon, beşinci Isparta, altıncı sıradaki İstanbul, karneleri en yüksek olan iller arasında yer aldılar. Şimdi Osmaniye?yi merak ettiniz. Evet, Osmaniye, eğitim ve ekonomi verileriyle, sağlık alt yapısıyla, iş ve yatırımlarıyla, alışveriş merkezleriyle, konaklamasıyla, eğitim düzeyi ve sanat kültür etkinlikleriyle, havasıyla, iklimiyle, trafiği ve suç unsurlarıyla 81 il arasında 63. sırada yerini aldı. Yani, Osmaniye, sondan 17. sırada bulunuyor. OSMANİYE NİÇİN GELİŞMİYOR? 20 Temmuz 2011 tarihinde, bu sitede, ?Ali Tıraş Yazıyor? adlı köşemde, ?Osmaniyeli Niçin Duyarsız? başlıklı yazımda, şunları yazmıştım: ?Hayat, önümüze durmadan yeni sorunlar çıkarıyor, yeni çözümler talep ediyor. Her soruya, değişen çağa göre özgün yanıtlar bulmak gerekiyor. Ama Osmaniyeli, merkezi ve yerel yöneticileri, yaşayanları ile tüm bu sorulara yanıt bulmaktan aciz insanlar topluluğundan ibaret. Değişim, hepimizin yeniden örgütlenmesini gerektiriyor.? Bu yazımı bugüne kadar üç bini aşkın kişi okudu. Gelen yorumlardan anladığım kadarıyla bu kentte yaşayan insanların üstünde yoğun bir korku ve siniklik hakimdi, yurttaş olarak haklarını savunamıyorlardı? Hatta bir okuyucum, ?Hele bir şikayetci ol, bak gör başına ne işler geliyor? diye yazmıştı. Herkes duyarsızlığını kabul ediyor, ama kimse sesini çıkartamıyordu? OSMANİYELİ YÖNETİCİLERİNDEN MEMNUN DEĞİL Evet, Osmaniyeli, Osmaniye Valisi Celaletin Cerrah?tan da, Osmaniye Belediye Başkanı Kadir Kara?dan da memnun değil. CNBC-e Business?in araştırmasında bir şey dikkatimi çekti, Osmaniye karnesinde, ?Suç? başlığının karşısında şunlar yazıyordu: ?Açıklanması istenmiyor.? Oysa krimonoloji açısından, sosyal devlet ilkeleri içinde, çarpık kentleşmelerde sıkça yaşanan suçların, yerel gündemlerce, sık sık kamuoyuna duyurulması gerekiyor? Bu konu, eğitim ve öğretim sezonunun başladığı şu günlerde daha bir önem taşıyor. Anne-babaların çeşitli iletişim araçlarıyla bilgilendirilmesi, hangi suçların gündemde olduğunun bilinmesi geriyor. Bu konular, birçok ilde uygulanıyor, yerel gündemlerle açıklanıyor, yararlı sonuçlar da alınıyor. SİVİL ÖRGÜTLERE VE YURTTAŞLARA DA GÖREVLER DÜŞÜYOR Osmaniye, ekonomi ve iş dünyasında yeniliklere açık bir kent. Osmaniye?nin ekonomik, sosyal kültürel sorunlarıyla ilgili çok sayıda dernek var. Ama Osmaniye?nin birçok sorununda çağrıda bulunduğumuz bu derneklerden hiçbir ses çıkmıyor. Sadece adları var, ama kendileri yok. En başta, bu kentin sesi, soluğu, dili, gözü kulağı olacak gazeteci dernekleri Allaha emanet dernekler, hiç biri bu kent için gazetelerinde bir gündem oluşturamıyor, hiçbir demokratik olayda tepkilerini de gösteremiyorlar. Kişisel rekabet dışına çıkamayan bu gazeteci derneklerinin kapatılıp, bir an önce yeniden örgütlenmesi gerekiyor. Diğer odalar ve dernekler de aynı durumda. Osmaniye?de sivil örgütler çok zayıf. Bu durumdan yurttaşlar da çok şikayetci, bir yurttaşın kendi meslek grubundan bir sorununu iletebileceği, çözüm arayacağı bir odası, bir derneği yok. Bir de son günlerde kıytırık kent dernekleri kurulmaya başlandı ki, anlayana aşk olsun. Siz önce yaşadığınınız kentin bilincinde olun beyler. Bu çağda nedir bu hemşehricilik aldatması, ha desinler ki filanca kentin de derneği varmış?mış. Mişli mışlı bir dünyada yaşamanın dönemi geçti artık. Yıl 2011. Bir değişim ve kültür çağında yaşıyoruz. Hayatı yeniden biçimlendirmeliyiz. Daha yaşanası bir kenti yeniden oluşturmalıyız. Bu bereketli topraklar üzerinde, doğunun Çukurovaya giriş kapısında, tümdoğal nimetlerin, olanakların insanlarının emrine sunulduğu bu kent, 63. sırada değil, en az ilk 40 il arasında yer almalıydı? DEVLET KİM, YURTTAŞ KİM? Bir de, nedir bu Allah aşkına, devletin, belediyenin öncülüğünde yapılan hayır işleri, nedir sık sık yapılan bu gösteriler? Bu tür yapay ve soyut gösterilerinden bıktı, usandı herkes. Devlet de, belediye de, bir hayır kurumu değil beyler. Sayın Vali, Sayın Belediye Başkanı, zaten devletin ve belediyelerin asli görevleri olan şeyleri neden o kadar abartıp, bunları bir şenliğe, şölene dönüştürüp, bu halkın parasını niçin boşuna çarçur ediyorsunuz? Örneğin, dün kent merkezindeki Cumhuriyet meydanında sünnet töreni varmış, bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde, akşam 17:00-19:00 arası Osmaniye kent merkezinde yaşam durdu. Eğitim ve öğretim arefesinde trafik tıkandı, yurttaşlar çaresiz, nereye, nasıl buşvuracağını, ne yapacağını bilemedi. ?Bir yurttaş olarak biz köle miyiz? Nedir bu kepazelik!? şeklinde sesler yükseldi. Yanımda bulunan bir yerel gazetenin muhabiri arkadaşıma, bu kalabalığın, bu feryatların fotoğrafını çek, haberini yap dedim. Yapamazdı tabii, ertesi gün matbaadaki işinden olurdu ya da o matbaaya gazetesini bastıramazdı. Devlet kimdi, yurttaş kimdi? Hepsi sizdiniz aslında. Bu kenti, yaşanabilir düzeye getirmeyen de sizdiniz. Şimdi anladınız mı, bir Osmaniyeli olarak niçin duyarsız olduğunuzu? Niçin kalitesi yüksek, yaşanabilir bir kentte yaşamadığınızı anladınız mı şimdi? Dileriz, bundan sonra varlığınızı hissettirir, layık olduğunuz düzeyde yaşarsınız. Sahi, bu kentteki suçlu sayısı acep niçin açıklanmak istenmedi? Kimbilir, belki de sizin duyarsızlığınız yüzündendir. Demek ki, hepiniz suçlusunuz. Şaka bir yana, aslında bu kentte siz en güzel yaşama, en güzel şeylere layıksınız. Önümüzdeki yıl, ?Yaşanabilir Kent? olarak, 40. sıralarda yer almak dileği ile.