Son yazılarımızda gerçek gündemin dışında kalmaya dikkat ediyoruz. Neden? Nedeni çok basittir. Artık herkes politika konuşuyor. Herkes her şeyi biliyor. Toplumdaki siyasi bilinçlenme yükseliyor. Hele mahalli seçimler yaklaştıkça seçimi milada çevirmek isteyenler heyecanı artırıyorlar.
Bizim ise hiç heyecanlanmaya niyetimiz yok. Heyecan gençlikte olur. Sahi gençlikte bir heyecan var mıdır? Sadece seçimleri kast etmedim. Genel anlamda Türk Gençliğinde bir heyecan görüyor musunuz? Sizlere umut veriyorlar mı?
Malûm belirli yaştaki insanlar genellikle gençleri çok eleştirirler. Eleştirirken de bol bol terbiyeden, ahlâktan, saygıdan dem vururlar. Neymiş efendim zamane gençliği hiçbir şeyin farkında değillermiş. Artık eskisi gibi büyüğe saygı kalmamış. Şimdiki gençlik sadece sev-genç tarzında yetişiyorlarmış!
Yaşı icabı bilmeyenler için sev-genç tabirini açıklamak lazım. 1980 öncesi katı ideolojilere bağlanmış gençler dışında kalanlara biraz da alaycı edayla sev-genç derlerdi. Sev-genç diye adlandırılan gençler güya sadece yer, içer gezerler. Dünyadan hatta Türkiye?nin gidişatından habersizdirler diye düşünülürdü.
Hâlbuki o gençler kendilerini yetiştirip ülke yönetiminde söz sahibi olurlarken diğer katı ideoloji bağımlısı gençler maalesef harcanmışlardır. Çok mu kesin ifadelerle yazıyoruz. Düşünün 1970,1980 öncesi birbirleriyle öldüresiye rekabet içinde olan gençleri.
Şimdiye gelelim mi? Günümüzde de sağa sola bulaşmayan, apolitik görünümlü bir gençlik mi yetişiyor? Dahası genel kanaat 1980 sonrası gençlik tepkisiz bir gençlik midir? Şimdi tepki kelimesi de yanlış anlaşılacak. Onu şöyle düzeltelim. Olayların farkında olmayan bir gençlik mi geliyor?
Elbette örgütlü gençlik ancak fikirlerini ortaya koyabilir. Fikir ortaya koymak için de müthiş bir birikime sahip olmak gerekir. Adlarını zikretmesek de Gençlere yönelik Sivil Toplum Kuruluşları(STK) mutlaka alt yapıyı hazırlıyorlardır. Yani kitaplarla, seminerlerle, konferanslarla, çalışma kurultaylarıyla gençleri eğitiyorlardır.
Gençlerin eğitimi deyince hemen aklıma Milli Kültür geliyor. Evet, gerçekten gençlerimiz Küresel Emperyalizmin panzehiri olan Milli Şuur ile yetiştirilmelidirler. Ulusal bilinç olduktan sonra o gençlik kendi dallarında da kendilerini en iyi şekilde yetiştirirler.
Aslında mevcut bir gerçeği anlatmaya çalışıyorum gibi geliyor bana! Son yıllarda Türk Gençliğinde gelişen bir milli refleks görüyor musunuz? Ülkedeki iyi yöndeki gelişmeler tabiî ki okuma alışkanlığını artırdı. Buna paralel olarak internetin kaynak olarak kullanımı da arttı.
Eyvah kullandığımız ?paralel? kelimesi sanki gerçek gündemi çağrıştırdı. Gerçek gündeme mesafeli durmak istediğimizden yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar gibi konulara da girmeyeceğiz. Bizim anlatmak istediğimiz varsa yoksa Gençlik ve onun eğitimidir. Milli Birliğimizin devamı iyi yetişmiş milli bilince sahip gençlere bağlıdır.
Sizce okuyan, araştıran, düşünen, fikir üreten Türk Gençleri varlıklarını bizlere daha çok hissettirecekler midir?
Nasıl mı? Elbette Milli Servetlerimizi kırıp dökmeden, sokakları çıkılmaz hale getirmeden, taşkınlıklara sebebiyet vermeden ağırlıklarını ortaya koyabilirler. Fikirlerini, planlarını, projelerini çeşitli platformlarda dile getirebilirler.
Mesela gençlerin fikirlerini, düşüncelerini ortaya koyacakları bir platform kendiliğinden yaklaşmaktadır. Evet, yaklaşan mahalli idareler seçimi gençlere düşüncelerini ifade etme imkânı verecektir. Hemen arkasından Cumhurbaşkanlığı Seçimi gelecek. Bir sonraki yıl ise Genel Seçimler.
İşte ülkenin kaderi söz konusu olduğunda milli düşünceye sahip bilinçli gençler herkesin umudu olmuştur. Bakalım bu sefer umudumuz olan gençler seçimlerde ne yapacaklar?
Bekleyelim ve görelim!
