Osmaniye`nin tanınmış şair, yazar ve gazetecilerinden Ünal Besen, 12 Haziran seçimleri ile ilgili önemli bir analiz yaptı. Besen`in analizini aynen yayınlıyoruz.Osmaniyeliler Devlet Bahçeli?ye yeteri kadar sahip çıktımı? Sorusuna hiç düşünmeden hayır diyebiliriz. 12 Haziran 2011 seçimlerinin Osmaniye sonuçları Devlet Bey için hiç belemediğibir şekilde neticelenmiştir. Bu güne kadar, ülkemiz genelinde, bir partinin Genel Başkanı doğup büyüdüğü, şehir neresiyse, oradan diğer partilere oranla çok daha fazla oy almıştır. Daha doğrusu, parti genel başkanları kendi memleketlerinden devamlı, diğer partilere oranla daha fazla oy almışlardır. Burada kendi, kendime acaba diyorum, Devlet Bey Osmaniye?ye veya Osmaniyeliye üzerine düşen görevi yapmadı mı? Önce çok kısa süren bir koalisyon ortaklığını ele alalım: Osmaniye İlini yeni bir vilayet binasına kavuşturup, iktidarda bulunduğu müddet boyunca %80?lik bölümünü inşa ettiren, sonra Balkanların en güzel devlet hastanesini yaptıran ve yine Organize Sanayi Bölgesini inşa ettirmek için her türlü fedakarlığı yapan, çevre kazalara aynı şekilde hassasiyet göstererek hastane ve okullar yaptıran, yerel yöneticilerin her istediğini yerine getiren, yine Osmaniye?de öğrenci yurtlarının yanı sıra, Öğretmen Lisesi, Fen Lisesi ve hatta üniversitenin yapılması konusunda gerekli hassasiyeti gösteren, Korkut Ata Üniversitesinin adının konulmasında T.B.M. Meclisinden onay alınmasına sebep olan Devlet Beydir. Yine Osmaniye halkına Sayın Bahçeli?nin babası, Bahçeli Camiinin yerini bedelsiz vermiştir.En Yakın zamanda Osmaniye Şehitler derneğine yer tahsis eden kimdir? diye hiç düşünüldü mü? Devlet Bey Parlamenterlik hayatı boyunca bazıları gibi servetine servet katmıştır diyebilecek bir kişi çıkabilir mi? Daha dün simit satarak siyasi hayata atılanların bu günkü servetini göz önüne alacak olursak; Devlet Bahçeli?nin kim olduğunu ve onun bu ülke için ne kadar gerekli bir insan ve vazgeçilemez bir lider olarak partisinin başında bulunması gerektiğini çok daha iyi anlayabiliriz.Osmaniye; ülkemizde kendi öz varlığına sahip çıkmayan, dışarıdan gelenlere daha çok kıymet veren, bir şehir olarak tarihe geçecek kadar gelişimler göstermiştir. Biz buna Anadolu insanının misafirperverliği de diyebiliriz. Lakin bunu yaparken kendi değerlerimizi ayaklar altına atmamıza ne demeli? Şehrimizde yetişenlerden bir Türkiye?de hayranlık duyulan kaç kişiye sahip çıkabilmişiz? Osmaniyeli birçok bürokratımız, bulunduğu yerde saygınlığını korurken; Bizler sadece onlardan istifade etmeyi düşünmekten ileri bir şey yapmış değiliz. Bu bahsi geçen insanlar yerlerini muhafaza ettiği ve biz onlardan yararlandığımız müddetçe onların yanında oluyoruz. Bir İbrahim Tatlıses?i düşününüz en ufak bir çağrıda bütün Urfa ve Güneydoğu illeri onun yanında olmayı bir şeref sayıyor.1950 yıllarına kadar ve hatta il olduğumuz 1996 ya dek varlığımızdan yani Osmaniye şehrinden kimsenin haberi yok iken, sesimizi duyuranlara hiç sahip çıktık mı? Burada Allah?ın Rahmetine kavuşan Saygı değer İnsan Bahir Ersoy?u, Selahattin Kılıç?ı yâd etmeden geçmeyeceğim.Yakın tarihimize şöyle bir göz atalım. Osmaniye de Hırlağın hanı denen yerde; Bu günkü Cumhuriyet meydanının yerinde bir ortaokulumuz ve iki adet ilk mektebimiz mevcut olup, birisi yedi kanuni sani, diğeri ise İstiklal ilkokulu idi. Daha sonra bunlara birde, Güneysu ilkokulu ilave edildi. Şimdi birde Selahattin Kılıç Bey efendinin Osmaniye ye kavuşturduklarına bakalım. İskenderun Demir Çelik Fabrikası, Botaş, Toros Gübre, Aslantaş Barajı Kalecik ve Cevdetiye Regülatörü, Küçük Sanayi sitesi. Keza Bahir Ersoy Leyleğin Yuvadan attığı adam. Çünkü O; İstanbul Milletvekili idi. Osmaniye ona bir şey vermedi. O her şeyini Osmaniye için verdi. Osmaniyeli için neler, neler yaptı da kıymetini bildik mi?Şimdi Durup dururken bunlardan niçin bahsediyorsunuz diyeceksiniz? geliniz elimizdeki değerlerin kıymetini onlar hayatta iken bilelim. Daha önceki hatalarımıza bir çizgi çekerek yepyeni bir sayfa açalım istiyorum. Bu insanlar kolay, kolay yetişmiyor. Bir ülkenin hayranlık duyduğu ve hatta kıskandığı değerlerimize sahip çıkalım diyorum?Devlet Bahçeli?ye yapılan bu ayıbımız yenilir ve yutulur cinsten bir ayıp olmayıp bizimle mezara kadar gidecektir. Lütfen beyler kendimize gelelim ve her şeyini bu memlekete adamış olan bu lekesiz insana sahip çıkalım ki, bizim de itibarımız artsın. Bu üzerimizdeki kara lekeyi silmek için mutlaka bir fırsat daha bir gün önümüze gelecektir. Bir Allah?ın kulu çıkıp ta Devlet Bahçeli için, hırsız, ahlaksız diyemez. Onun başkanı olduğu partiye her türlü hayasızlık reva görüldüğü halde ona bir leke sürebildiler mi? Bir çokları ihanet içinde oldukları halde Devlet Bey sevilmekte ve yerini korumaktadır. Geliniz bu ihanetlere bir de biz vefasızlığımızı eklemeyelim. Şimdi şu anda kim göğsünü gere, gere ben Osmaniyeliyim diyebilecek. Vallahi adamın yüzüne tükürürler. Çünkü Osmaniye dendiğinde akla Devlet Bahçeli: Bahçeli dendiğinde ise; yine ilk akla gelen ne yer fıstığı, ne portakal, nede zeytin olmayıp, Osmaniye diye bir şehrin varlığını, bu ülke Devlet Bahçeli sayesinde öğrendi ama biz ona sahip çıkmasını bilemedik, yazıklar olsun hepimize.Bütün bu yazdıklarıma şunları da ilave edeceğim. Hani derler ya tarih tekerrürden ibarettir.Sayın Devlet Beyin babasının dedesi: AĞCA BEY, Osmanlı İmparatorluğu zamanında, Devleti Ali?nin azlederek idamı için ferman çıkardığı, eskiden söylenişiyle bir miralayı: Gelip kendisine sığındığı için koruması altına aldığını öğreniyoruz. Bahsi geçen miralay birgün bir sohbet anında Ağca beye, Beyim: Bilmem ki senin bu iyiliğinin altından nasıl kalkacağım der.İşte o zaman çok gün görmüş olan Ağca Bey şu sözleri söyler: Komutan, düşündüğün şeye bak: Gün olur Zatı Şahaneleri sana af çıkarır. Tekrar görevinin başına gelirsin. Sana beni yakalayıp başımı vurma emri verilir. Sende üzerine düşeni yaparsın der. Bu söz gerçek olur. Miralay?a af çıkar ve Ağca Bey-i yakalayıp idam ederek görevini yerine getirir. Tıpkı o miralay gibi, bizlerde Devlet Bahçeli?yi sırtından hançerledik. Bu hususta Bahçe kazasına ve Hasanbeyli Kasabasına ve hatta Osmaniyeliyim diyenlere birer madalya verilmelidir. Bizler hepimiz birer vefa örneği insanlarız.AĞCA BEYHikayeler var ki çok düşündürürHikayeler var ki adam öldürürİnsan sevenine canını verirSevene ihanet çamı devirirEski devirlerden Ağca Bey devriHiçbir hareketi olmazdı fevriSevgiyle bakar da onun gözleriAdalet üzreydi bütün sözleriBir gün kapısını bir zabit geldiKovuldum Devleti Ali?den dediAğca Bey düşündü biraz gezindiMedet umuyordu bunu sezmiştiÜzülme diyerek eski hasmınaŞöyle otur dedi yanı başınaSana dost diyorum kuşkulu olmaAf çıkarsa bir gün çıkma yolumaUtanır, kızarır miralay ondanKonuşurlar sonra hep şundan, bundanÇolaklı?dan geçen, Bahçe yolundanAsayiş sorulur Ağca boyundanZaman ilerledi su gibi geçtiAğca Bey sohbeti yarıda kestiDüştü de kırıldı su dolu testiDevleti Ali?den ferman gelmiştiAffa uğramıştı koca miralayEmrine verildi bir büyük alayUğurladı onu bizim ağca bayVedalaşmak öyle olmadı kolayBir emrin olursa söyle Ağca BeyHaberin olsun ha selam gönder BeyGüldü bu söze bizim Ağca BeyDerim ki sana ben çıkma emirdenBir gün isterler beni de sendenİyilik altında kalmaz gelirsinNerede olurum inim bilirsinBoynumu takacak ipi verirsinEmir kuluyum ben Ağca Bey dersinAkıbeti neydi hissetmiş idiElinde bir kendir geldi zibidiTaktı kelepçeyi, yaktı kibritiDost olur sanmayın hiçbir ifritiAğca Bey iyilik kurbanı gittiDostum dedikleri kefenin diktiAğca Bey birlikti, hem de dirliktiHikayemiz burada böylece bitti.