Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, “FETÖ ve PKK ile ilişkisi olanlara siyaset yasağı getirilsin" dedi.

Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat gündeme dair yazılı bir açıklama yaptı. Canpolat açıklamasında, Türkiye’nin başta Doğu Akdeniz ve Libya’da haklarını korumak için büyük bir mücadele içinde olduğunu fakat Batılı ülkelerin Türkiye’nin haklı olan bu mücadelesini kabullenemediğini ve FETÖ/PKK unsurlarını kullanarak iç cepheyi bölmeyi amaçladığını aktardı. Bir çok alanda milli adımların atıldığını ifade eden Canpolat, "Türkiye 100 yılda bir gerçekleşecek sürecin tam içerisindedir. Ülkemiz Cumhurbaşkanımız liderliğinde Batı’ya karşı yerli ve milli bir duruş sergilemektedir. Bu yerli ve milli adımları dış politikadan, ekonomimize, savunma sanayinden eğitim sistemimize kadar birçok alanda görmekteyiz. Fakat Batılı ülkeler Türkiye’nin bu milli adımlarını kabullenmemekte bunun için raporlar hazırlayıp, FETÖ ve PKK hainlerini amaçlarına ulaşmak adına kullanmaktadırlar. Burada amaç bellidir. Türkiye’nin vatanseverleri yerli ve milli adımlar için çırpınırken, Mehmetçiğimiz Doğu Akdeniz ve Libya’ya odaklanıp, sınırda PKK ile çarpışırken FETÖ ve PKK unsuları tekrar hortlamış iç cepheyi bölmek için vatanseverler arasında kriz çıkartma için hainliğine girişmişlerdir. Geçmişte FETÖ sicili olup 15 Temmuz’da akıllanmayan siyasilerin bugün tekrar Türkiye’nin vatanseverlerini caydırma, nifak sokma çalışmasına girdiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

FETÖ ve PKK unsurlarının aktif siyasette olmasını istemediklerini belirten Canpolat, şunları kaydetti: "Türkiye onca dış baskıya rağmen yerli ve milli adımlar atarken FETÖ ve PKK unsurlarının hala aktif siyasette olmasını kabul etmiyoruz. Bunlara siyaset yasağı istiyoruz. Türkiye ikinci İstiklal Savaşı’nı yaşadığı bugünlerde böyle hain yapılar siyasette bulunmayacaktır. Üstelik Türkiye’nin milyonlarca vatansever kadroları da vardır. Bunlar çeşitli partilerde mahalle mahalle, köy köy, şehir şehir dağılmışlardır. Önemli olan bu kadroları tespit edip görevlendirmek Türkiye’nin bundan sonraki en önemli gündemlerinden bir tanesi de bu olmalıdır."