BURSA - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Onur Öymen, partisinin anayasal devletten ve demokrasiden uzaklaşmasını kimsenin düşünemeyeceğini belirterek, "Sayın Başbakanı biraz daha derin düşünmeye davet ediyoruz. Biz başkalarının demokrasi ve Anayasa`dan uzaklaşmasını eleştiririz" dedi. Uludağ Üniversitesi`nde düzenlenen panelde konuşan Onur Öymen, toplantı sonrası gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın "Bu ülkede derin devlet varsa bunu en iyi bilen sizsiniz" şeklindeki açıklamalarını değerlendiren Öymen, "Cumhuriyeti Cumhuriyet Halk Partisi kurmuştur. Bizim Anayasa ve demokratik devlet anlayışının dışında hiçbir düşüncemiz olamaz. Biz başkalarının demokrasi ve Anayasa`dan uzaklaşmasını eleştiririz. Bizim anayasal devletten, demokrasiden uzaklaşmamızıkimse düşünemez. CHP cumhuriyetin teminatıdır. Sayın Başbakanı biraz daha derin düşünmeye davet ediyoruz" diye konuştu. Adalet ve Kalkınma Partisi`nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi`ne açılan davayı da değerlendiren Onur Öymen, "Bizim söyleyeceğimiz şudur. Hükümeti demokrasinin ve hukukun kurallarına, üstünlüğüne saygı göstermeye davet ediyoruz. Biz açılan davanın içeriği hakkında bir görüş ifade etmiyoruz. Yalnız bu dava dolayısıyla yargı mensuplarına, savcılara, Cumhuriyet Başsavcısı`na saldırılarda bulunulmasını kabul etmiyoruz. Cumhuriyet Başsavcısı`nın siyasi düşüncelerle bu davayı açtığına inanmıyoruz.Herkesi Türk yargısına itimat etmeye, saygı göstermeye davet ediyoruz. Ankara`da hakimler olduğunu kimse unutmasın, bir gün hukuk herkese lazım olur. Bunu kimse unutmasın. Herkes Anayasa Mahkemesi`nin alacağı kararı saygıyla beklesin. Biz hangi dava sözkonusu olursa olsun, sonunda yargının alacağı karara saygı duyacağımızı söylüyoruz. Bu görüşümüzde ısrar ediyoruz. Sonunda hukuk kazanacaktır. Demokrasi ve Türk milleti kazanacaktır, biz buna inanıyoruz" şeklinde konuştu. Öymen, bir gazetecinin "Siyasi parti lideri olarak Doğu Perinçek`in tutuklanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise şu cevabı verdi: "Yargı sürecinin içeriği hakkında düşünce ifade edemeyiz. Biz yargıçları, savcıları hiçbir şekilde etkileyecek konuşmalarda bulunmayız. Yalnız gözaltına alınma biçimiyle ilgili olarak savcının bu doğrultuda kolluk kuvvetine bir talimat vermediği yönünde basında haberler çıktı. Eğer bu doğruysa kolluk kuvvetlerinin yaptığı bizim bildiğimiz uluslararası norm ölçülere aykırıdır. Demokratik devletlerde örneği görülmemiştir. Bunu araştırıyoruz. Gerçekten savcının talimatıyla o saatte gece yarısı gözaltınaalma işlemi yapılmamışsa savcının talimatıyla yapılmamışsa, kimin kolluk kuvvetlerine bu talimatı verdiğini araştıracağız. Bunda hükümetin sorumluluğu olup olmadığını tespite çalışacağız. Bunun peşini bırakmayacağız. Türkiye insanların, suç işleyen katillerin, suçüstü muamelesine tabi olduğu durumlar hariç, bu tür muameleye tabi tutulacağı bir ülke olamaz. Çağdaş bir ülkedir. Diğer ülkelerde ne yapılıyorsa, burada da onun yapılması lazım."
