Tarih: 25.10.2016 05:54

Şehit Savcı Metin Şanal!

Facebook Twitter Linked-in

29 Mart 2001 Perşembe günü televizyon kanallarında alt yazı haberlerini okuyan arkadaşlar telefonla Şanal soyadında bir Savcımız olup olmadığını sormuşlardı. Daha sonra acı gerçeği öğrenmiştim. Ali Emmimin oğlu Savcı Metin Şanal Şereflikoçhisar?da görevi başında şehit edilmişti. (İki kişiyi öldüren katil elini kolunu sallayarak Adliye binasına gelmiş makamında oturan Savcı Metin?i şehit ettikten sonra da intihar etmişti!) Tam 9 yıl olmuş. Geride gözü yaşlı Bahar yengemi, Ali emmimi, eşini ve şimdi13 yaşında olan oğlu Oğuzhan?ı, ablasını, ağabeylerini geride bırakarak sonsuzluğa gitti. Allah merhum Metin?imize rahmet etsin. Ateş düştüğü yeri yakar misali hiç sönmeyen ateşi hisseden anne, baba başta olmak üzere tüm akrabayı taallukata ve sevenlerine Allah sabır versin. Sabır!Yukarıdaki ?Şehit Savcı? yazısından sonra işi ehline bırakıp bir Din Adamımızın hazırladığı yazıyı köşeme almak daha anlamlı olur diye düşündüm. Sözü vaize bırakalım; ?Muhterem müminler! İnsanoğlu dünyaya imtihan edilmek için gönderilmiştir. İmtihanın bir gereği olarak, dünya hayatında çeşitli sıkıntı ve zorluklarla karşılaşmamız aslında tabii bir hadisedir. Yüce Rabbimiz bu gerçeği bize ?Muhakkak biz insanı, meşakkat, imtihan ve çile yüklü bir hayata gönderdik.?[1] buyurmak suretiyle ifade etmiştir. Konu ile ilgili diğer bir ayet-i kerime de ?Şu muhakkak ki, gerek mallarınızla, gerek canlarınızla imtihana tabi tutulacaksınız.?[2] buyrularak imtihanın ve dolayısıyla sabrın zorluğuna işaret edilmiştir.Değerli Müminler!Sabır; insanın geçici sıkıntı ve musibetlere gözünü kapayarak ebedi nimetlere gözünü açması; Ahret yurdunu düşünerek dünyadan vazgeçmesi demektir.Sabır, müminin dünyada başına gelen derin acılar, gönlünü daraltan sıkıntılar ve ummadığı ölümler karşısındaki yegâne sığınağıdır. Mü?min sabrederek Allah?a yönelir ve başına gelen derin acıları, gönlünü daraltan sıkıntı ve meşakkatleri, ölümle gelen ayrılıkları, Allah?a teslimiyet ve tevekkül inancıyla uhrevî bir mükâfata dönüştürür. Başka insanların ölüm ve musibet anlarında isyan sözleri ve çığlıklarıyla kader inancını tehlikeye attıkları demlerde; hakikî mümin karşılaştığı tüm hadiselerin Allah?tan geldiğinin bilincinde olarak ?Biz Allah?a aidiz ve elbette ona döneceğiz? [3] diyerek yaşadığı acı ve sıkıntıların üzerine sabır külü serper.Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir kabristanın yanından geçerken bir mezarın başında feryâd-ü figan eden yaşlı bir kadına rastlamış ve kendisine sabretmesini ve gerçek sabrın da; bela ve musibetin insanın başına geldiği ilk anda gösterdiği sabır olduğunu ifade etmiştir. [4] Değerli kardeşlerim!Sabır; insanın öfke anında öfkesini yutması; kendisine yapılan kötülüklere karşı iyilikle mukabelede bulunması; şeytanın ve nefsinin kışkırtmaları karşısında günah işlemekten kaçınması; musibet ve sıkıntılar karşısında metanetli olması ve son nefesine kadar Allah?a ibadette daim olması demektir. Mü?min; daima bir sabır insanı olmak zorundadır. Çünkü sabırsızlık insanı isyana ve haddi aşmaya sürükler. Hz. Peygamber (s.a.v.), ayağımıza batan dikene varıncaya kadar başımıza gelen tüm sıkıntı, hastalık, keder ve yorgunlukların, günahlarımızın bağışlanmasına vesile olacağını bizlere müjdelemiştir. [5]Sabreden kulların mükâfatını müjdeleyen bir ayet-i kerimenin mealiyle hutbeme son vermek istiyorum; ?İşte onlar, sabrettiklerinden ötürü cennetin en yüksek dereceleriyle mükâfatlandırılırlar. Orada esenlik ve dirlik dilekleriyle karşılanırlar.? [7]? [1] Beled, 90/4.[2] Âl-i İmrân, 3/186.[3] Bakara, 2/156.[4] Buhârî, Sahîh, ?Cenâiz?, 32.[5] Buhârî, Sahîh, ?Merdâ?, 1; Müslim, Sahîh, ?Birr?, 49.[6] Bakara, 2/153.[7] Furkân, 25/75. A.Koç İstanbul Müftülüğü/Vaiz




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —