Prof. Dr. Öztürk: “Sinema, akademik fildişi kulesine sıkıştıramayacağımız entelektüel haz sağlar”

Prof. Dr. Öztürk: “Sinema, akademik fildişi kulesine sıkıştıramayacağımız entelektüel haz sağlar”

Prof. Dr. Öztürk: “Sinema, akademik fildişi kulesine sıkıştıramayacağımız entelektüel haz sağlar”

4. Uluslararası Sinema ve Felsefe Sempozyumu’nda açıklamalarda bulunan Sinefilozofi Dergisi Genel Yayın Müdürü Prof. Dr. Serdar Öztürk, “Sinema, akademik fildişi kulesine sıkıştıramayacağımız entelektüel haz sağlar bizlere” dedi.
Ankara Kent Konseyi Kabul Binası’nda, Sinefilozofi Dergisi koordinasyonunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Ticaret Odası tarafından desteklenen 4. Uluslararası Sinema ve Felsefe Sempozyumu düzenlendi. Burada açıklamalarda bulunan Sinefilozofi Dergisi Genel Yayın Müdürü ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Öztürk, sempozyumun üçüncüsünü geçtiğimiz yıl pandemi vesilesiyle çevrimiçi olarak düzenlediklerini hatırlatarak bu sene hem İstanbul yerine Ankara’da hem de yüz yüze yaptıklarına vurgu yaptı.
Sinemayı basit bir eğlence olarak görmenin ötesine geçilebilmesi için gözlerin ve kulakların geliştirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Öztürk, “Bu nedenle sinemanın ruhunu temsil eden filmlere yönelmeliyiz. Günümüzde her ne kadar bol miktarda kan ve şiddet temsilini içeren filmler, sadece ticari boyutta kitle filmleri yaygın olsa da, sinemanın kalbi artık burada değildir. Sinemanın kalbi, ruhu, yıllar önce Türk yönetmen Metin Erksan’ın da gördüğü gibi düşüncede atıyor. Heidegger’in dediği gibi, günümüzde en önemli düşünce, halen düşünmüyor olmamızdır. Öyleyse, sadece yazılı ve sözlü felsefe değil, imajların oluşturduğu, filmlerin oluşturduğu felsefe ile düşüncenin peşinde koşmalıyız. Farklı kitaplar, farklı sözler olduğu gibi elbette farklı filmler de olacaktır” dedi.

“Sinema, akademik fildişi kulesine sıkıştıramayacağımız entelektüel haz sağlar bizlere”
Sinemada düşünceden söz etmenin film izleme deneyiminin ortaya koyduğu keyiften uzak durmak anlamına gelmediğini ifade eden Öztürk, “Tam tersine nasıl satranç gibi zihinsel efor gerektiren bir oyunu oynarken keyif alıyorsak filmlerdeki düşünce deneyimine dalmak da bizlere entelektüel haz sağlayabilir. Film eleştirmeni Bela Balazs, daha 1924’de Görünen İnsan kitabında filmi eleştirel gözlerle izlemenin bizleri film izleme keyfinden koparamayacağını vurgulamıştı. İşte tam da bu nedenle sinemayı, pazaryerinin sanatı, pazaryerinin felsefesi olarak nitelemiştim. Sinema agoranın felsefesidir, agoranın sanatıdır. Orada genç, yaşlı, ev hanımı, çocuk, entelektüel, akademisyen, hukukçu, iktisatçı, işçi, işadamı, çiftçi kendisine yer bulabilir. Sinemadan herkes kendince pay alır. Sinema, akademik fildişi kulesine sıkıştıramayacağımız entelektüel haz sağlar bizlere. Filozof John Stuart Mill, tüm hazların eşit olmayacağını, entelektüel hazzın en büyük haz olduğunu yazmıştı. Mill, bu satırları yazarken sinema henüz toplum hayatına girmemişti. Sinemanın icadından önce yazan bunun gibi filozoflar, sinema ile karşılaşsaydı ne düşünürlerdi acaba? Bir taraftan düşünsel derinlik, diğer taraftan sinematik bir deneyim. Herkese, pazaryerindeki tüm insanlara yönelik entelektüel haz, entelektüel bir şölen” ifadelerini kullandı.
Öztürk, daha öncesinde gerçekleştirdikleri sinema ve felsefe sempozyumları serisinin öğrettiği konuları şöyle sıraladı:
“İlk olarak disiplinlererası bir buluşmanın bu sempozyumlarda oldukça güçlü olduğunu gördük. Geçen yıllarda sosyal ve beşeri bilimlerin değişik disiplinlerinden bilim insanları ve araştırmacılar bildiriler sundular, yönetmenlerimizle panellerde bir araya geldik. Bu yılki sempozyumda da aynısı oldu. Sinema, felsefe, mimarlık, sosyoloji, siyaset bilimi, iletişim, antropoloji psikoloji, iktisat, hukuk ve diğerleri. Çok değişik alanlar sinema etrafında bir araya geldi.
İkinci olarak, sempozyumlar serisine sadece akademisyenler ilgi göstermedi. Filmlerle amatör düzeyde ilgilenenlerden, sinemanın daha profesyonel ve teknik boyutuyla uğraşanlara, sıradan izleyicilere kadar pek çok kişi sempozyuma katıldı. Önceki sempozyumlarımızı sinema etkinliklerine doymuş bir kent olan İstanbul’da yapmış olmamıza karşın bu yoğunluğa ve çoğulculuğa tanık olduk. Bu yıl Ankara’da gerçekleştireceğimiz bu entelektüel ve sanatsal şölene katılımdaki renkliliğin pandemiye rağmen süreceğini düşünmekteyim.”


Güncel 12.12.2021 15:28:27 0

İlginizi Çekebilir

1

Antalya'da "Yapay Zeka ve Oyun Teknolojileri Programı" düzenlendi

2

Yeni Renault Captur'un dünya lansmanı gerçekleştirildi

3

Türk Telekom'dan çevreci veri merkezi çözümleri

4

Arçelik Genel Müdürü Can Dinçer: "Antalya ve çevresi, yenilenebilir enerji dönüşümünde öne çıkacak"

5

Hava savunma sistemleri 2024'te vatanı uçtan uca koruyacak

6

Adanalı öğrenciler otonom su altı aracı "ALESTA" ile Singapur'da yarışacak

7

e-ATA, Türkiye'de ilk kez Gaziantep'te test edildi

8

Mipo Türkiye'de akıllı telefon pazarının yeni markası oldu

9

Bakan Kacır, TÜBİTAK 31. Bilim Olimpiyatları Ödül Töreni'nde konuştu:

10

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Antalya'da konuştu: