Psikolog Akaydın: “Sosyal desteği kuvvetli kişiler kanser tedavisine daha olumlu cevap veriyor”
Uzmanlar, kanser hastalarında ruh sağlığının çok önemli olduğunu belirtiyor. Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Psikolog Gözdem Akaydın, “Araştırmalar, ruhsal anlamda dayanıklı, sosyal desteği kuvvetli, sağlıklı ve güçlü aile bağları olan kişilerin kanser tanısını daha kolay kabullendiklerini ve tedaviye daha olumlu cevap verdiklerini gösteriyor” dedi.
Kanser hastalarının tedavi sürecinde ruhsal düzenlerinin ve psikolojik durumlarının çok önemli olduğunu vurgulayan Güven Hastanesi Psikoloji Bölümünden Psikolog Gözdem Özdem Akaydın, “Kanser ve ruh sağlığı; tıbbi, psikolojik ve sosyal değişkenlerin etkileşim içinde olduğu özel bir alandır. Psikoonkoloji; kanserin hasta ve ailenin duyguları üzerindeki etkileri; duyguların ve baş etme tarzlarının kanserin ilerlemesi üzerindeki etkileri olmak üzere onkolojinin iki yönünden oluşur” ifadelerini kullandı.
Kanser tanısı alan hastada olumsuz duyguların ortaya çıkmasının çoğunlukla kaçınılmaz olduğunu belirten Akaydın, “Hastada anksiyete, korku, endişe gibi duygulanımlar tetiklenir ve hasta bunlarla baş etmekte zorlandığında sıklıkla öfke hisseder. Kanser hastalığı, tıpkı parmak izi gibi uygulanan tedavi planının özelliklerine bağlı olarak kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Her kanser, kişinin kendisine has, öznel bir deneyim sürecidir. Bu süreçte yaşanan yeni deneyim; hastanın günlük yaşamını, işlevselliğini, aile, meslek ve sosyal hayatını, cinsel yaşamını, beslenme düzenini doğrudan etkilemektedir” şeklinde konuştu.
“Hastanın tanıyı algılama biçimi psikolojik açıdan irdelenmeli”
Hastanın tanıyı algılama biçiminin çok önemli olduğuna dikkat çeken Akaydın, "Tanının kişinin dünyasında ne tür duyguları tetiklediği, iç dünyasında neleri harekete geçirdiği hastadan hastaya değişkenlik gösterir. İçsel kaynaklarının gücü bu süreçte önemli bir rol oynar. Psikososyal destek kaynakları ise kişinin tanıyı kabullenmesinde, hastalığı ve tedavi sürecini karşılama şeklinde belirleyici rol oynar. Araştırmalar, ruhsal anlamda dayanıklı, sosyal desteği kuvvetli, sağlıklı ve güçlü aile bağları olan kişilerin tanıyı daha kolay kabullendiklerini ve tedaviye daha olumlu cevap verdiklerini gösteriyor. Günlük rutinini, mümkünse iş yaşamının sürdüren ve sosyal hayattan kopmayan hastalar tedavi sürecini daha kolay geçiriyor" diye konuştu.
Hastanın duygularını anlatması tedaviyi olumlu etkiliyor
Ülkemizde kanser tedavisinde psikososyal desteğe yeteri kadar önem verilmediğine dikkat çeken Akaydın, “Bunun başlıca nedeni kanser tanısının çoğunlukla hastadan ve zaman zaman bazı yakınlarından gizlenmesidir. Bu durum hem hasta hem de yakınları tarafından iki taraflı bir inkar ve yok saymaya neden olarak kişinin ve yakınlarının tanıya bağlı olarak gelişen psikolojik sürecin çalışmasını etkisiz hale getirmektedir. Yapılan araştırmalar; kişinin hastalığı hakkında konuşabilmesinin, duygularını ifade edebilmesinin ve yaşadığı zorlukları paylaşmasının kanserle baş etmeye olumlu katkıda bulunduğunu ve hastanın duygusal yükünü azaltarak ruhsal bir rahatlama sağladığını saptamıştır” açıklamasında bulundu.