OSMANİYE - Osmaniye İl Sağlık Müdürü Mehmet Cingöz, sahurda sadece su içerek niyetlenilmesi veya gece yatmadan önce sahur yapılmasının zararlı olduğu ifade ederek, bu tarz bir beslenmenin de yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate çıkartacağı uyarısında bulundu.Ramazan Ayı`nda sağlıklı beslenmeye dikkat çekerek bazı önerilerde bulunan Cingöz, dini bir vecibenin yerine getirilebilmesi noktasında insanların oruç tutarken, gündelik yaşantıları ve beslenme düzeninde önemli bir değişikliğe gitmek zorunda kaldıklarını anlattı. Oruç tutan bireylerin günlük beslenme alışkanlıkları değişirken, öğün sayısıyla birlikte sıvı tüketiminin azaldığını kaydeden Cingöz, iftar saatine kadar açlık hissedilmemesi için yüksek enerji içeren şekerli, unlu ve yağlı besinlere yönelindiğini vurguladı."YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEYE DEVAM EDİLMELİ"Cingöz, Ramazan Ayı`nda bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranları değişirken, Ramazan boyunca sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmeye devam edilmesi tavsiyesinde bulundu. Yaz aylarında sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı arttığı gibi metabolizmanın bu yeni duruma uyum sağlamaya çalıştığını dile getiren Cingöz, ?Kalp debisinde düşme, doku ve organlarda oksijenlenmede azalma, kalp atım sayısı ve kan basıncındaki artış gibi nedenlerden dolayı yaz aylarında özellikle yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve koroner kalp hastalıklarında artış gözlenmektedir? dedi.Sıcaklıkların etkisiyle artan terle birlikte su ve mineral kaybının doğal bir sonucu olarak; bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri de görülebileceği uyarısında bulunan Cingöz, ?Bu nedenle özellikle yaz aylarında oruç tutarken kış ve bahar aylarına kıyasla aşağıda belirtilen sağlıklı beslenme önerilerine dikkat edilmesi sağlık için önemli rol oynar? ifadesini kullandı.?SADECE SUÇ İÇEREK NİYETLENME 12 SAATLİK AÇIĞI 18 SAATE ÇIKARIYOR?Oruç tutanlar için sağlıklı beslenme önerilerinde bulunan Cingöz, açıklamasını da şöyle sürdürdü; ?Ramazan Ayı süresince yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeli. Yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamak için 4 besin grubunda yer alan besinlerden yeterli miktarlarda tüketilmelidir. Söz konusu besin grubu süt ve süt ürünleri, et-yumurta-kuru baklagiller grubu, sebze-meyve grubu ile ekmek ve tahıllar grubudur. Öğünler; sahur ve iftarda iki ana öğün ile, iftardan sonra 1-1.5 saat aralıklarla iki ara öğün olarak düzenlenmeli, azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmeli. Oruç tutanların mutlaka imsak saatine yakın bir zamanda sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemli. Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce sahur yapmanın zararlı olduğu unutulmamalı.?Bu tarz bir beslenme yaklaşımının yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate çıkardığını vurgulayan Mehmet Cingöz, ?Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olur. Sahurda süt, yumurta, domates, salatalık, yeşil sebzeler ve tercihen tam buğday unundan yapılmış ekmekten oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmeli, vücut direncini artırmak ve vücuda yeterli miktarda vitamin ve mineral alınmasını sağlamak için sebze ve meyveler sık tüketilmeli.??AŞIRI YAĞLI, TUZLU, ŞEKERLİ VE UNLU GIDALARDAN UZAK DURULMALI?Aşırı yağlı, tuzlu, şekerli ve unlu gıdalardan uzak durulmasını isteyen Cingöz, tavsiyelerini de şu şekilde sıraladı; ?İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler (beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur pilavı, tam buğday ekmeği veya kepekli makarna gibi posalı besinler) tercih edilmelidir. Hava sıcaklığı nedeniyle kaybolan su ve mineral kaybını yerine koyabilmek amacıyla iftardan itibaren sahur sonuna kadar bol su ve sıvı (ayran, taze sıkılmış meyve suları, sebze suları gibi) alımına özen gösterilmelidir. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; yazın daha sıklıkla tercih edilebilecek sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi, dondurma gibi) veya meyve tatlıları tercih edilmelidir.??BESİNLER AĞIZDA İYİCE ÇİĞNENDİKTEN SONRA YUTULMALI?Ramazan`ın yemek kültürü açısından en bilinen özelliğinin; iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluk olduğunu dile getiren Cingöz, oruç nedeniyle gün içinde kan şekerinde düşüş yaşandığını, bu nedenle de özellikle iftarda hızlı yemek yenildiği gibi çok miktarda besin tüketme isteği doğduğuna işaret etti. Cingöz, iftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabileceğini ifade ederek, ?Beyin, doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yenildiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar. Bu nedenle yemekler yavaş yenilmeli, besinler ağızda iyice çiğnendikten sonra yutulmalıdır. İftar yemeğinden sonra kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır? diye konuştu.?KIZARTMA VE KAVURMA YERİNE IZGARA TERCİH EDİLMELİ?Yaz aylarında iftar veya sahur sofralarında yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılması, yemekler ayçiçeği yağı, mısırözü yağı, fındık yağı gibi bitkisel sıvı yağlar ile pişirilmesi önerisinde bulunan Cingöz, salatalarda zeytinyağı kullanımına özen gösterilmesini istedi. Yemekler pişirilirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara ve fırında pişirme yöntemleri tercih edilmesi gerektiğini kaydeden Cingöz, beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığın önüne geçilebilmesi için de yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmesi gerektiğini söyledi.?GÜNDE ORTALAMA 2-2.5 LİTRE SU TÜKETİLMELİ?Cingöz, açıklaması şöyle sürdürdü; ?Özellikle yaz aylarında dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalı, çabuk bozulan potansiyel riskli besinler (et, yumurta, süt, balık gibi) açıkta bekletilmemeli, besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına özen gösterilmelidir. Günde ortalama 2- 2.5 litre su içmeye, bununla birlikte enerji verirken sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda, sebze suları vb. içmeye özen gösterilmelidir. Oruç tutmanın sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığı, ancak bazı hastalıklarda veya özel durumlarda olumsuz sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir. Kronik hastalığı olan kişiler, oruç tutmadan önce ilgili uzman hekime danışmalıdırlar.?