MERSİN - Hece ve aruz şiirinin geliştirilmesi ve düz yazıda devrik cümle kullanılmasına karşı çıkarak 2 yıl önce internet üzerinde bir araya gelen şair ve yazarlar, Mersin`de buluştu. Sanal ortamda 100`den fazla seçkin şair ve yazarın üye olduğu `Üçüncü Yeni Akımı`, ilk yıllık toplantısını Mersin`de gerçekleştirdi. Kendilerine aynı zamanda `Üçüncü Yeni Edebiyat Akımı Şairleri` adını veren topluluk, Mersin Şair ve Yazarlar Derneği`nde (MEŞYAD) düzenlenen toplantıda Türk şiirini masaya yatırdı. Etkinliğe Almanya`dan gelen şair ve yazarların yanı sıra İstanbul, Adana, Hatay, Konya, Amasya ve Mersin`den de katılım gerçekleşti. Toplantıda konuşan "Üçüncü Yeni Akımı" topluluğunun kurucusu Sefa Koyuncu, etkinliğin bir istişare toplantısı olmasının yanında tanıtım ve tanışma toplantısı olarak da öne çıktığını vurguladı. Yeniliklerin edebiyatın her döneminde olduğuna dikkat çeken Koyuncu, kendilerinin geçmişle değil özellikle son dönemlerde yaşanılanlarla ilgilendiklerini, Türk edebiyatında ise 1940 yılında bir kırılma noktası yaşadığını, Orhan Veli, Oktay Rıfat ve arkadaşlarının bu kırılmada etkin bir rol üstlendiğini söyledi.Koyuncu, Orhan Veli`nin `İstanbul`u Dinliyorum` adlı şiirinin kötü bir yazım olmasına karşın oldukça etkili ve güzel bir şiir olduğunu, ancak yapılan yanlışlara da dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdi. Asıl sorunun şiirlere verilen isimler olduğunu, geçmiş dönemlerde yapılan hataların bugüne kadar devam ettiğini kaydeden Koyuncu, "1940`larda Orhan Veli ve arkadaşları, Birinci Yeni Garip Akımı`nı kurdukları zaman kaleme almış oldukları serbest, vezinsiz, kafiyesiz; yani şairane nesirler şiir adıyla okul kitaplarına girdi. 1950`lerde kurulan İkinci Yeni Akımı da daha ileri giderek; şiirde anlamın gereksiz olduğunu iddia etmiş, kapalı ve cümle yapısı bozuk metinler ortaya çıkarmıştır. Bunların yazdıkları da şiir adıyla literatüre ve ders kitaplarına şiir olarak girmiştir. Yanlışlık da burada başlamıştır ve hala da devam etmektedir. O günlere kadar şiir ölçüsü hece veya aruzdur. Garip Akımı ile birlikte bunlara bir de serbest ölçü diye saçma bir ifade eklenmiştir. Biz bütün bunlara tepki olarak, `Serbest ölçü olmaz; bir metin ya serbesttir ya da ölçülüdür. Nesir kuralları yazılmalıdır` diyerek Üçüncü Yeni Akımı`nı başlattık" dedi. Üçüncü Yeni Akımı Organizasyon Sorumlusu Afet Kırat ise, Türk şiirinde veznin, kafiyenin, şeklin anlam ve önemini kavrayan, aynı şekilde düz yazı yani nesirde de kurallı cümlenin Türkçe`nin temel taşı olduğunun farkına varılması gerektiğini söyledi. Kırat, söz konusu konuların da Türk edebiyatı açısından hayati önem taşıdığını, bu noktada şair ve yazarların aynı ortak paydada bir araya gelmesinin anlamlı olduğunu belirtti. Mersin Şairler ve Yazarlar Derneği (MEŞYAD) Başkanı Abidin Güneyli de, dil ve edebiyat dünyasında bir karmaşa ve başıbozukluk olduğunu dile getirerek, bu durumun özellikle de şiirde kendisini daha çok hissettirdiğini vurguladı. Güneyli, şiirin ve bununla birlikte nesir ve dilin gün geçtikçe bozulduğunun altını çizerek, "Şiir, nesir ve dil; edebiyatın ta kendisi olduğuna göre bozulan ve yok olan Türk edebiyatıdır. İşin acı tarafı da bu kötü gidişe `Dur` diyen bir merci ya da grup yok gibi. Biz de bu duruma karşı çıkmak için şair ve yazar arkadaşlar olarak bir araya geldik. Bundan sonra da bir araya gelmeye devam edeceğiz" diye konuştu. Üçüncü Yeni Akımı`nın da tartışıldığı toplantıda; gerçekleştirilen buluşmanın her yılın Ekim ayının son cumartesi günü farklı bir ilde düzenlenmesi kararı alındı. Toplantı, okunan şiirlerle son buldu.
