?Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Haliç Kongre Merkezi`nde, 5 Bin Köye 5 Bin Orman Eylem Planı ve Türkiye Çınar Yılı / 2016 Projesi ile Dünya Ormancılık, Su ve Meteoroloji Günleri`ni kutlama töreninde konuştu. (21.3.2016 )
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan tüm milletime bir çağrıda bulunuyorum. Teröre karşı, terör örgütlerine karşı, bu örgütler vasıtasıyla ülkemizi terbiye etmeye çalışanlara karşı, Malazgirt ruhuyla, İznik`te kurulup Konya`da zirveye çıkan Anadolu Selçuklu ruhuyla, o heyecanla Söğüt`te dikilip 24 milyon kilometrekareyi kaplayan o ulu Osmanlı çınarının azametiyle Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı`nın azmiyle yeni bir seferberlik çağrısı yapıyorum." dedi.?
Her gün şehit haberleri gelmeye devam ediyor. Çetele tutar gibi bildiğiniz sayıları tekrar etmeye gerek yok, değil mi? Ama elimde değil tekrarlayacağım. Haberlerde en az üç, beş, sekiz, on asker ve polisimizi şehit verdiğimizi izliyoruz. Bir şeyler yapılması lazım diye düşünürken Sayın Cumhurbaşkanının yukarıda alıntıladığım sözleriyle yazıma başlayayım istedim.
Devlet dimdik ayakta duruyor. Malum ülkedeki iyi veya kötü her türlü gidişatın sorumlusu Siyasi İradedir. Bu sorumluluğa sahip Siyasi İrade mensupları da İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif?in şu sözlerini bizlerden daha iyi bilirler.
?Kenar-ı Dicle?de bir kurt aşırsa bir koyunu
Gelir de adli İlahi sorar Hz. Ömer?den onu?
Yine de bir yerlerde eksiklik var. Ama nerede, kimde veya kimlerde? Bizlerde diyebilir miyiz? Vatandaşlar olarak bizlerde, Sivil Toplum Kuruluşlarında (STK), Üniversitelerde, Muhalefet Partilerinde ne bileyim hepimizde ama hepimizde bir eksiklik var. Koskoca Cumhurbaşkanımız bile bu ne ölü toprağı dercesine ?Milletime çağrıda bulunuyorum? diyor ama çağrının karşılığında acaba millet ne yapıyor?
Nerede o anlı, şanlı STK?larımız? Sahi nerede Şehit Derneklerimiz? Nerede diğer ?yerli ve milli? STK?lar? Hani Terörü lanetleyen kampanyalar, mitingler? Bizlerin güvenli bir şekilde yaşaması için kendi hayatlarını hiçe sayan Asker ve Polisimize inanıyorum ki desteğimiz tamdır. Ama desteğimizi gösteriyor muyuz?
Milli meselelerde bir araya gelmesini bilen, bilmeyen (!) Siyasi Partilerimize bir çift sözümüz olamaz mı? Cümlemiz yanlış oldu. Şöyle desek daha iyi olurdu. Siyasi Partilerin Genel Başkanlarına ve yöneticilerine birkaç söz edelim mi? Yok etmeyelim. Vatandaş her şeyi zaten görüyor.
Bütün bunları hısımlardan bir yeğenimiz terörle mücadele bölgesinde olduğu için yazmıyoruz. Hamaset yapmak için hiç yazmıyoruz. Hamasetten kolay ne var? Yoksa yazımıza ?hani analar ağlamayacaktı??, şimdi ?analar kan ağlıyor? diye başlardık. Hissi davranmanın anlamı yok. Aklı ön planda tutmalıyız. Yani bu terörün üstesinden nasıl gelinecek diye derin, derin düşünmeliyiz. Genelde Vatanımız, Milletimiz, Birliğimiz özelde kendimiz, çocuklarımız daha da önemlisi torunlarımız için düşünmeliyiz.
Düşünmeliyiz deyince geçmişi karıştıralım demek istemiyoruz. Türkiye nasıl bu duruma geldi diye geçmişin muhasebesini şimdi yapmanın bir gereği yok. Terör örgütü 2002 de kıpırdayamaz hale gelmişti, ülkede neredeyse sıfır terör vardı gibi görüşleri bir tarafa bırakalım ve geleceğe bakalım.
1980 öncesinde de günde sağcı, solcu çatışmaları diye gösterilen kardeş kavgasından her gün üç beş ölü olurdu. Şimdi ise üç, beş şehit oluyor. Üç, beş demek, şehit demek o kadar da kolay değil. O halde ne yapmalıyız?
Ne yapılması gerektiğini Sayın Cumhurbaşkanımız demiş. Cumhurun da gereğini yapması gerekir. Bölücü teröre karşı ?Seferberlik? davetine icabet etmeliyiz. Devletimize desteğe devam etmeliyiz. Hatta desteğimizi çeşitli STK?lar öncülüğünde acilen göstermeliyiz. Öyleyse, haydi STK?lar, görev başına!
