25 Mart 1980 yılında göreve başladığım o zamanki adıyla Selçuk -Eğitim Enstitüsü-Yüksek Öğretmen Okulu görünümüyle Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı bir Yüksek Liseyi andırıyordu. Zaten bende Osmaniye lisesinden tayinle gelmiştim, okulumuzda bakanlığa bağlıydı. Diğer meslektaşlarımda Milli Eğitimin çeşitli kademelerinde çalışmış, daha sonra Eğitim Enstitüsüne tayin edilmiş kişilerdi. En fazla iki üç sene Konya`da çalışır daha sonra Ankara Gazi Eğitime giderim diye planlar yaparken, bir de baktım ki 28 sene geçmiş. Bu saatten sonra da artık başka bir üniversitede hoca olarak çalışacağımı düşünemiyorum. Bu mümkün olamaz. Neden? Nedenlerden sadece bir tanesini anlatayım. Bu döneme kadar Eğitim Enstitüsü Yatakhanesi olarak 1962 yılında yapılmış binalarda, dahası yatakhaneden bozma sınıflarda ders vermek zorunda kalan biz hocalar yep yeni binamıza, sınıflarımıza ve odalarımıza kavuştuk. Tabiî ki Selçuk Üniversitesi Yerleşkesi içindeki Fakülteler modern binalarında eğitim vermekteler. Eğitim Fakültesi ise Milli Eğitim Bakanlığından 1982 yılında kurulan YÖK ile birlikte Üniversiteye devredilen binalarında eğitimi sürdürmek zorunda kalmıştı. Yapıldığı yıllarda 500 yatılı öğrenci kapasiteli Eğitim Enstitüsü binalarında günümüzde binlerce öğrenci öğrenim görmekteydi. Öğrencilerimiz dağınık eski yapılara, sınıflara, bazı hocaların Milli Eğitim okullarındaki öğretmenler odası gibi odalarda oturmasına bakarak, ilk cümlede belirttiğim izlenimi mi, şakayla karışık " Hocam, burası Yüksek Lise mi ?" diye sorarlardı. Şimdi ise derslikleriyle, hocalara ait odalarıyla yeni ve modern binada öğrenim görmeye başlayan İngilizce Öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi kızım bile " Diğer arkadaşlarım gibi ben de Üniversite öğrencisi olduğumu bu binada ders görmeye başlayınca daha iyi anladım." diyor. 32 yıllık hayalim gerçekleşti diye çocuklar gibi sevinen Sayın Dekanımız Prof. Dr. Musa GÜRSEL hocam başta olmak üzere, SÜ Eğitim Fakültesi bünyesinde eğitim alan öğrencilerin ve eğitim veren hocaların, çalışan personelin hayır dualarını alan kişiler ne kadar mutlu olsalar azdır. Selçuk Eğitim Fakültesinin yeni binasının yapımına büyük miktarda katkıda bulunan Selçuk Ecza Deposu sahibi hayırsever Sayın Ahmet KELEŞOĞLU büyüğümüze sağlıklı ömürler dileğiyle saygılarımı sunuyor, Allah Razı olsun diyorum. Yine aynı şekilde hayır yapılmasına sebep olan ve sadece hocaların çoğunluğunun değil öğrencilerinde çoğunluğunun desteğini alan Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Süleyman OKUDAN hocama, rektörlüğünün ikinci döneminde de "hizmet kaygısı" ile sürdürdüğü çabalarında ve çalışmalarında Allah`tan kolaylıklar dilerim. Not veya yazı başlığına cevap: Dışardan Üniversitemizi etki alanına almaya çalışan bazı bozguncu, dedikoducu, şucu bucu`ların iddialarının aksine Eğitim Fakültemizde şevkle derslerimize devam ediyoruz. Yani Eğitimde geleceğimize umutla bakmamızı gerektiren iyi şeyler oluyor. Başka bir deyişle "Selçuk Eğitim Kervanı" yürüyor. Eh, hatırlayın artık kervanla ilgili güzel sözümüzü! Neydi o?
