Yaş kemale erdikçe herhalde insanın eskiye özlemi artıyor. Genelleme yapalım mı? Bizde var ise herkeste geçmişe özlem vardır!
Geçmişimizi unutmayalım. Geçmişimize sahip çıkalım. Mesela dedem merhum Musakâ?nın Konağını hiç unutamam. Onun sofasında akran (öğür) akrabalarımızla sohbetlerimiz hep aklımdadır. Geceleri babaannem rahmetli cibinlik kurardı. Malum sivrisinekten korunmanın bir yolu da cibinlik içinde yatmaktı.
Cibinlik deyince acaba yeni nesiller bu kelimeyi bilirler mi? Sadece o mu? Eskiden kullandığımız belki hala Osmaniye civarında kullanılan diğer kelimelere bakalım. Mesela ?şelek, kernip, ita, boduç, peşkir? gibi ilk aklıma gelen kelimeleri ele alalım.
Önce cibinlik neymiş? Anlamını Türk Dil Kurumu Büyük Sözlüğünden verelim. Cibinlik; ?Sivrisinekten ve başka böceklerden korunmak için yatağın üstüne ve yanlarına gerilen çadır biçiminde tül? . Serin bölgelerde değil ama inanıyorum ki sıcak bölgelerde hâlâ cibinlik kullanılıyordur.
Şelek kelimesine bakalım. Şimdilerde çoğu rahmetlik olan köylülerimiz dağdan şelek ile tırık çalısı getirirlerdi. Zaten sadece dedemin odasında soba vardı. Konakta değil de yer evinde bugünün şöminesi gibi ocak vardı. O ocakta tırık çalısını yaktılar mıydı oda sınırdı. Konakta bulunan ocağı ise hiç kullanmazlardı.
Şelek kelimesi için yine büyük sözlüğe müracaat edelim. Şelek; ?1.Sırtta taşınan yük. 2.Küçük sepet. 3.Küfe. ?
Gelelim kernipe. Eskiden maşrapa niyetine kernip kullanırdık. Hani bildiğiniz su kabağı. Su kabağının bir tarafı kesilerek ağız açılır. İnsanlar kernipi maşrapa olarak kullanırlardı. Allah bilir belki maşrapayı bilmeyenler de vardır. Maşrapa; ?Metal, toprak, plastik vb.nden yapılmış, ağzı açık, kulplu, bardağa benzeyen, küçük kap.?
İta kelimesi de çok ilginçtir! Mesela annem sabah erkenden kalkar koca bir leğenle hamur yoğururdu. Sonra komşu ve akraba kadınlar bir araya gelirler, yufka ekmek yaparlardı. Hamur açacakları ekmek tahtasının altına önce itayı sererlerdi. Hemen büyük sözlüğe bakalım mı?
İta; ?Un elerken dökülmemesi için yere serilen bez ya da şaplanmış deriden yapılan örtü.?
Rahmetlik kayınpeder kızım küçükken kızıma ? mutfaktan bir boduç su getir.? demişti. Kızımda ?boduç ne demek?? diye sormuştu. Sahi boduç ne demek?
Boduç; ?1. Çam ağacı veya topraktan yapılmış küçük testi, yuvarlak, kulpsuz testi. 2. Toprak, çam ağacı veya madenden yapılmış ibrik, emzikli testi. 3. Kapaklı ve lüleli çinko sürahi, toprak, bakır sürahi. 4. Güğüm, küçük güğüm. 5. Bakır veya teneke maşrapa, büyük su tası.?
Sabah kalktık, elimizi yüzümüz yıkadık, sonra elimizi yüzümüzü ne ile kurularız? Havlu ile mi? Eskiden peşkir kullanırdık. Peşkir; ?1. Genellikle pamuk ipliğinden dokunmuş ince havlu. 2. Yemek yerken kullanılan, el kurulanan, büyük mendil biçiminde pamuk veya keten bez, peçete.?
Yukarıda ikinci paragrafta parantez içinde ?öğür? kelimesini kullanmıştım. Konya?da yıllar sonra birisi bana ?hocam biz seninle öğürüz? demişti! Tabi bağlamdan anlam çıkarılabilirdi. Ama ben yine de ?öğür? kelimesinin anlamını sormuştum. O da ?yaşıt, akran? anlamına geldiğini söylemişti. Gerçekten Büyük Türkçe Sözlükte öyle diyor.
Bütün bunları niçin yazmaya çalıştık? Sadece geçmişte kullandığımız kelimelere veya geçmişe özlemden dolayı değildir, herhalde!
Amaç milli kültürümüze imkânlar ölçüsünde sahip çıkmaktır. Milli Kültür bilincinin yükselmesine katkıda bulunmaktır. Bu da ancak dilimize sahip çıkmakla mümkündür.
Dilimize sahip çıkmak belki de Gaspıralı İsmail?in ?Dilde, Fikirde, İşte birlik? idealine ulaşmanın ilk adımıdır.
O zaman haydi ilk adımı atalım.